-
28th Kasım 2008

Namazda Kur’an’a Bakarak Okumak

posted in NAMAZ |

NAMAZDA KUR’AN’A BAKARAK OKUMAK

NAMAZDA KUR’AN’DAN OKUMAK

73Müzzemmil suresi/20- Rabbin, senin ve beraberindekilerin gecenin üçte ikisini, yahut yarısını, yahut üçte birini (namaz için) uyanık geçirdiğini bilir. Gecenin ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah, sizin onu küçümsemeyeceğinizi bilir ve bu sebeple O rahmetiyle size yaklaşır. O halde Kur’an’ın kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Allah, zaman zaman içinizde hastalar, Allah’ın lütfunu aramak için yola koyulanlar ve Allah yolunda savaşa çıkanlar olacağını bilir. Öyleyse ondan (yalnızca) kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun, namazınızda devamlı ve dikkatli olun ve karşılıksız harcamada bulunun ve (böylece) Allah’a güzel bir borç verin çünkü kendi adınıza güzel ne iş yaparsanız karşılığını aynen Allah katında görürsünüz; evet, daha iyi ve daha zengin bir ödül olarak. Ve (daima) Allah’ın bağışlayıcılığını arayın. Kuşkusuz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.

NAMAZDA KUR’AN’DAN OKUMAK- SÜLEYMAN ATEŞ

Ezbere bilmeyen, Mushafa bakarak Kur’ân okuyabilir. Buhârî’nin çıkarımına göre Hz. Âişe, Mushaftan okuyarak namaz kıldıran âzâdlı kölesi Zekvân’ın arkasında namaz kılardı.

Buhârî’ni bu rivayetini, Ebû Dâvûd, Kitâbu’l-Mesâhif te Eyyûb ibn Ebî Melike yoluyla, İbn Ebî Şeybe de Vekî’-Hişâm ibn Urve-Ebubekr ibn Ebî Melike ve Ebû Melîke- Âişe’den nakletmiştir. Anlamı şöyledir:

“Âişe’nin âzâdettiği bir kölesi vardı. Bu köle Ramazanda Mushaftan okuyarak namaz kıldırırdı.”

Bu rivayet, namazda Mushafa bakarak okumanın caiz olduğuna delîl sayılmıştır. Ancak kimi de ameli kesîr olur gerekçesiyle, Mushaftan oku­manın caiz olmadığını söylemiştir.

Bu konuyu ele alan Hidâye sahibi Burhânu’d-dîn Ebû’l-Hasan Alî e)-Marğînânî(ö. 593 H.) şöyle diyor: “İmâm, Mushaftan okursa Ebu Hanîfe’ye göre namaz bozulur. İmâmeyn(Ebû Yûsuf ve Muhammed)e göre namaz tamdır, çünkü bu durumda ibâdet, ibâdete eklenmiş olur. Ancak bu, Kitap ehlinin eylemine benzediğinden mekruhtur.

Hidâye şârihi Aynî, Hidâye’nin ibarelerini şöyle açıklıyor: “İmâm, Mushaftan okursa, Ebû Hanîfe’ye göre namaz bozulur.” Saîd ibn el-Mü-seyyib, Hasan-ı Basrî, Şa’bî ve Sülemî de bu görüştedirler. Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre Mushafa bakarak okuyanın namazı tamdır. Ancak mek­ruh olur. Çünkü bu, namazlarında Kitaba bakan Kitap ehlinin eylemine benzer. Ebû Hanîfe’ye göre bundan ayrı olarak, bu davranışta amel-i kesîr ve telakkun (öğrenme) vardır.

Ebû Hanîfe, görüşünü iki gerekçeye dayandırıyor: Birincisi eylemin amel-i kesîr olması, ikincisi öğrenme olması. Birinci durumda eğer bakarak okurken Mushafı elde taşıma, yapraklarını çevirme gibi namazda yapılmayacak eylemler varsa, namaz bozulur. Şayet önüne konan Mushafı, elde taşımadan, yapraklarını çevirmeden, ya da mihraba yazılı Kur’ân’a bakarak okursa amel-i kesîr olmadığı için namaz bozulmaz.

Fakat Aynî, Kur’ân’ı taşımanın, yapraklarını çevirmenin namazı bo­zacağı savını, Peygamber’in uygulamasına aykırı bulmaktadır. Çünkü Pey­gamber (s.a.v.), namazda bundan daha çok olan eylemi yapmıştır: Ebû’l-As’ın kızı Umâme, kendisinin omuzunda olduğu halde namaz kılar, secdeye vardığında kızı yere bırakır, kalktığında tekrar alırdı. Mushafa bakmak neden caiz olmasın? Mushafa bakmak, ibâdetin ibâdete eklenmesidir. Mus­hafa bakmak, mihrabdaki nakışlara bakmaktan daha fazla bir şey değildir. Nakışlara bakmak namazı bozmazken, Kur’ân’a bakmak neden bozsun? Yapraklan çevirmek ise amel-i kalîldir.

Ama birinci bakımdan fark vardır. Çünkü yere konulmuş Mushafa bakmak, ameli kesîr değildir. Yazılı bir şeye bakmak da icmâ’ ile namazı bozmaz.

Mushafa bakıp okumayı, öğrenme sayma görüşünü de kabul etmeyen Hidâye sârini Kemâlu’d-dîn “Bu telakkun(öğrenme)dir, sözü, yanlıştır. Yazılı Mushafa bakmak, namazı bozacak ölçüde bir öğrenme değildir” diyor ve Serahsî’nin sözlerini aktarıyor: “İmam namazda Mushaftan okursa Ebû Hanîfe’ye göre namaz bozulur. Şâfi’îye göre kerahetsiz caizdir. Şâfi’î diyor ki: “Eğer Kitap ehli, namazlarında Kitaba bakıyor, diye Mushafa bakarak okumak, mekruh olursa ezbere okumak da mekruh olur. Çünkü Kitap ehli içinde, ezbere okuyanlar da vardır. Ayrıca biz de onlar gibi tasadduk eder, onlar gibi yer, içeriz. Bunlar mekruh değildir. (Mushafa bakmak neden mekruh olsun?)”

Şeyhu’l-İslâm Pezdevî diyor ki: “Mihraba baksa da’Namazında huşu’ et!’ ibaresinin yazılı olduğunu görse; bu ibareyi düşünse ve anlasa şeyhlerimizden bir kısmına göre -meselâ Ebû Yûsuf’a göre- namazı bozul­maz. Ancak İmâmı Muhammed’e göre bozulur.

Ancak şeyhlerimizden kimi de bakmanın namazı bozmayacağı kanı­sındadır. Çünkü kitabı okumak bizzat amaç değildir. Asıl amaç, kitabın (içindekini bilmektir. Öyle ise amaç aranır. Kitaba, anlamak için bakılır.

Fakat namazda okumak buna benzetilemez. Namazda olanın bakma­sında bir sakınca yoktur. Delîli de şudur: Karısının alnında’Sen boşsun’, kölesinin alnında da’Sen hürsün’ diye yazılmış olduğunu gören kimse, bu yazıya bakıp mânâsını anlamakla ne kadın boş, ne köle âzâdedilmiş olur. Bu da gösteriyor ki İmâm Muhammed (Allah rahmet eylesin), anlamayı okumakla, özellikle Kitap okumakla eş tutmuş, ama konuşma ile ilgili diğer hususlarda anlamayı okumaya eş tutmamıştır.

Bu görüşleri Bedâi’ s-sanâyi’de ele elen el-Kâsânî de şöyle diyor:

“Namazda Mushafa bakarak okumayı caiz görenler, Âişe’nîn, Zekvân adlı âzâdlı kölesinin Ramazanda Mushaf’tan okuyarak halka namaz kıldır­masını delîl gösterirler. Ayrıca Mushafa bakmak ibâdettir. Okumak da ibadettir. İbâdetin ibâdete eklenmesi, bozmayı gerektirmez. Ancak Kitap ehlinin eylemine benzediğinden mekruh olur. Fakat Şâfİ’îye göre biz, Kitap ehline benzemekten, her konuda men’edilmiş değiliz. Zira biz de onların yediklerini yiyoruz.”

Bu konuda Ebû Hanîfe görüşünün iki yönü vardır:

1- Eğer Mushafı taşıma, yapraklarını çevirip bakma gibi namazda yapılmayacak eylemler varsa, namaz bozulur. Buna göre önüne konulmuş Mushafa bakarak okumak, amel-i kesîr olmadığı için namazı bozmaz.

2- Bakarak okumanın, başkasından öğrenme olacağı, öğrenmenin ise namazı bozacağı noktasından ise Kur’ân’in elde taşınıp taşınmaması arasında fark yoktur.

Zekvân hadîsine gelince, Hz. Âişe’nin ve onun görüşünde olan sahabilerin, Kur’ân’a bakmanın öğrenim olduğunu bilmedikleri anlaşılıyor. Namazda öğrenim mekruhtur. Onlar bunu bilselerdi, gerek olmadığı halde bütün Ramazan boyu bu mekruh işi sürdürmezlerdi. Ya da râvînin “Ra­mazanda halka imamlık yapardı, Mushaftan okurdu” sözü, iki ayrı durumu anlatmış olabilir. Yani “Ramazanda halka imamlık yapardı” ve “Namaz dışında Mushaftan okurdu.” Bu sözü ile onun, Kur’ân’ı ezber bilmediği anlatılmış olur. Ancak Kur’ân’ın tamamını değil, bazı sureleri okuyarak namaz kıldırırdı, ya da her gün, o gece okunacak Kur’ân’ı ezberliyordu ki Ramazan ibâdetinde (terâvîhte) bütün Kur’ân’ı okumanın farz olmadığı bilinsin…”

Şu açıklamalar, fakîhlerin mutlaka mezheplerinin görüşlerini haklı çıkarmak için nasıl kelime oyunlarına girdiklerini göstermektedir. Hz. Âişe gibi Peygamber’in en yakın zevcesi, yıllarını Peygamber’le aynı odada, hattâ aynı yatakta paylaşmış olan ve Peygamber’in sözlerini, yaşayış tarzını, aile yaşayışını sonraki kuşaklara aktarmada en temel kaynak olan bir mü’minler annesini, namazda neyin mekruh, neyin caiz olduğunu bil­meyecek kadar bir cehaletle suçlamanın mantıklı bir tarafı olamaz. Sonra nakledilen: “Mushaftan okuyarak harika namaz kıldırırdı” sözünün anlamı gayet açık iken bu sözü, fakîhin istediği mânâya getirebilmek için iki cümleye parçalamak ve namazdan önce Kur’ân’ ı okuyup öğrendikten sonra halka namaz kıldırdığı biçime sokmak, tahrîf(çarpıtma)dan başka ne olabilir?

Doğrusu, dinde zorluk yoktur. Kişi Kur’ân’ı ezbere biliyorsa ezbere okur. Bilmiyorsa Mushafa bakarak okuyabilir. Bunun câîz olmadığına dair neayet, ne de hadîs vardır. Hattâ “Unuturum, şaşırırım” korkusuyla kalbini meşgul edecek kişinin, Mushafa bakarak okuması, huzur ve saygı açısından daha iyidir. (Süleyman Ateş- Kur’an Ansiklopedisi, Namaz maddesi)

NAMAZDA KUR’AN ‘IN YÜZÜNDEN, KUR’AN ‘I ELİNDE TUTARAK OKUMAK

2797-Hz.Âişe ‘nin anlattığına göre: “Kendisine kölesi Zekvân, Mushaf’ın yüzünden okuyarak imamlık yapıyordu.” [Buhârî, Ezan 54.] AÇIKLAMA: …Mushaf’tan okuyarak namaz kılmayı câiz görenler (İbnu Sîrîn, Hasan, Hakem, Atâ) bu hadisle amel ederler… Aynî şu açıklamayı sunar: “Hadisin zâhiri, Mushaf’ın yüzünden namaz sırasında kırâatı yürütmenin câiz olduğuna delâlet eder.” İbnu Sîrîn, Hasan Basrî, el-Hakem ve Atâ böyle hükmetmiştir. Hz.Enes , namaz kılar, arkadaki bir köle onun için Mushaf’ı tutardı. Eğer birayette yanılacak olsa Mushaf’ı onun için açıverirdi. İmam Mâlik ramazandaki (terâvih) namazında bunun caiz olduğuna hükmetti… Aynî, bahsi şöyle bağlar: “Derim ki: Namazda mushafın yüzünden kırâat, Ebû Hanîfe nezdinde namazı bozar, çünkü amel-i kesîrdir. Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre câizdir, çünkü mushafa bakmak da ibadettir, ancak yine de mekruhtur, çünkü bu davranışta Ehl-i Kitab’a benzeme var… İmam Mâlik ve Ahmed’den gelen bir rivâyete göre onlar nazarında, bu sadece nafile namazlarda namazı bozmaz.” (Hadislerin kaynağı için bakınız: Hadis Ansiklopedisi(Kutub-i Sitte) Prof.İbrahim Canan Akçağ Yayınları)

This entry was posted on Cuma, Kasım 28th, 2008 at 13:14 and is filed under NAMAZ. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz