-
6th Aralık 2008

Domuz Eti – Alkollü İçki Polemiği ve İstismarı

posted in HARAMLAR |

1. DİNLERDE İÇİLMEZLER: ALKOLLÜ İÇKİ

2. DİNLERDE YENİLMEZLER: DOMUZ ETİ

AMAÇ: Bu yazı, Allah’ın, yalnızca Hz. Muhammed’den sonraki Müslümanlara alkollü içki ve domuz etini haram kıldığı iddiasına ve polemiğine  karşı kaleme alınmıştır. Eğer doğru gözlem yapılırsa bu iddianın doğru olmadığı görülecektir. Neredeyse bütün dinlerde ve objektif bilimsel tespitlerde alkollü içkinin ve domuz etinin ‘sakıncalı’ olduğu ve birtakım sınırlamalara ve kısıtlamalara gereksinim duyduğu dile getirilir.

 

KAVRAMLARI DOĞRU ANLAMLANDIRMAK

a. Haram, günah, suç, yanlış, zararlı ve sakıncalı ayrımı

Hataların, kabahatlerin ve suçların tek bir sözcükle “günah” veya “haram” ile ifade edilmesi halk diline ait bir kullanımdır. İslami literatürün ana kaynağı olan Kur’an’da, bu konu geniş bir yelpazeye sahiptir. Örneğin, “haram” ‘ilahi yasak’, “ism” sözcüğü ‘büyük günah’, “zenb” ‘suç ve günah’, “hatîe” ‘yanlış, kabahat ve hezeyan’, “seyyie” ‘kötülük’, “lemem” ‘küçük hata’, “isr” ‘ağır yük, “vizr” ‘günah yükü’, “anet” ‘zorlu iş’, “cunah” ‘sakınca’, “fucûr” ‘taşkınlık günahı’, “fahşa” ‘aşırılık günahı’, “fısk” ‘yozlaşmışlık günahı’, “harac” ‘kınama gerektiren günah’, “hûb” ‘kötü davranış’, “curum” ‘suç’, “zell” ‘tökezletici günah’, “isyân” ‘dikbaşlılık’, “kebîra” ‘büyük yanlış, “ma’arra” ‘vebal’, “ricz” ‘kirletici günah’, “rucz” ‘terketilecek günah’, “neces” ‘çirkeflik’, “rics” ‘iğrençlik’ gibi anlamlarda kullanılmıştır. Ayrıca “nefsine zulmetmek” ‘kendi kişiliğini zedelemek’ gibi anlamlar içermektedir.

Böylesine geniş bir literatürü tek sözcüğe indirgemek haksız bir anlam daralmasına veya genişlemesine neden olmaktadır. Sözcükler ayağa düşünce fırından ekmek çalan yoksulun işlediği de yetim hakkı yiyen varlıklının işlediği de “suç” olarak ifade edilmektedir. Bu oldukça adaletsiz ve haksız bir tanımlamadır. Biri, yaşamak adına bir kabahat, diğeri başkalarını yok etmek adına suç işlemiştir.

 

b. ‘Haram’ ile ‘tabu’ farkı:

Allah, ‘haram’ veya ‘günah’ ile ‘tabu’nun birbirine karışmaması için haram veya günahın işlenebilme olasılığından söz etmiş, bu durumda olası önlemler (takva) ve geri dönüşler (tövbe) konusunda çözümler sunmuştur. ‘Tabu’yu çiğneyenler; çarpılırlar, felç olurlar, insani özelliklerini kaybederler, toplumca linç edilirler, artık eski hallerine gelemezler. Töreyle veya dinle ilişkileri kalmaz. Örneğin, Allah; Allah’ın hakkını gasp etme ve O’ndan rol çalmayı(şirk), ikiyüzlülüğü (münafıklık ve nifak), hak ve adalet karşıtlığını (küfür) yalan ve iftirayı, cana kıymayı ve yetim hakkı yemeyi en büyük suç (günah) olarak bildirmiştir. Bu ve benzeri suçları pek çok kişi sıklıkla işler, ama ne çarpılacaklarına inanırlar ne de dinle ilişkilerinin kalmadığını düşünürler. Oysa bazı çevrelerde içki içmek, domuz eti yemiş olmak veya sünnet olmamak, cünüp dolaşmak dinden kopuşun en önemli göstergesidir. Hatta onlara göre böyle biriyle oturup kalkmak bile ilahi gazaba neden olur.

Hz. İsa, o günkü Yahudi din istismarcıları tarafından, “Ne diye ayyaşların arasında dolaşıyorsun” diye suçlanmıştı. Demek ki halk veya onları eğiten sınıf, bazı yanlışları diğer günahlar gibi bir günah olarak değil ‘tabu’ olarak görmektedir. Artık onu işleyen affedilmez bir suç işlemiştir. Adeta bunlar dine giriş veya çıkış göstergeleridir. Örneğin, her gün içki içen biri bir tabak domuz eti yemiş olsa çok daha büyük bir suçluluk psikozuna girmektedir. Oysa her gün içiyor olması yediği bir tabak domuz etinden daha zararlıdır. Böyle bir kör bilincin korunmasını birileri hayra vesile saymaktadır. Bu, beraberinde büyük suçları sıradanlaştırmakta, küçük kabahatleri ise en büyük suç olarak ilan etmek anlamına gelmektedir. Böylelikle Allah’ın gözünde de sağduyu sahibi insanların gözünde de en önemli olan ilke veya değer, artık önemini yitirmekte ve bu virüs bütün hayatı kuşatmaktadır. Böyle bir durumda kula kul olmak domuz eti yemekten daha hafif bir hata olarak olmaktadır. Şirk mi, domuz eti mi? Artık başka ilahlara tapmamak, onlara boyun eğmemek, onların önünde diz çökmemek, salt şekilsel kılınan namaz veya yenilen bir parça domuz eti kadar bile önemli görülmemektedir.

‘Haram’ veya ‘günah’ sözcükleri, yalnızca Allah ‘günah’ veya ‘haram’ dediği için veya insanlar ‘günah’ veya ‘haram’ olarak adlandırdıkları için kaçınılması gereken söz veya davranışlar demek değildir. ‘Haram’ veya ‘günah’ diye nitelenen şeyler, insanların bir kısım sakıncalarının farkına varabildiği ve yaşamı boyunca kafa yordukça daha fazla ne tür zararlarının olduğunu görebileceği durumları da ifade etmektedir. Bir şey ‘haram’ veya ‘günah’ ise onun onlarca zararı vardır; onun söylenmesi veya yapılması, kişinin ya kendisini ya da başkalarını acıtmaktadır, rahatsız etmektedir, yaralamaktadır ve birilerine zarar vermektedir. Kısaca iş şaka değildir; arka planda can var, kan var, hayat var, hak var, haksızlık var, zulüm var, ölüm var, kayıplar var, yıkımlar var, emek var, gözyaşı var, duygular var, karanlıklar var, bataklık var, bayağılık var, alçalış var, tükeniş var… Acılar büyüktür. Bunu yaşatanlar bilmez, ama yaşayanlar çok iyi bilir. Kötü bir şeyin zararı sayılamayacak kadar çok olduğu gibi iyi bir şeyin yararı da sayılamayacak denli çoktur.

‘Haram’ veya ‘günah’ sözcükleri, doğrudan veya dolaylı olarak kişiye veya topluma ahlaki, psikolojik, sosyolojik, ekonomik, hukuki ve siyasi olarak olumsuz etkileri, sakıncaları, baskıları olan durumları ifade etmektedir. Herkes kendi yaşına, konumuna, çapına, bilgisine ve deneyimine göre bunların daha fazlasının ayırdına varacaktır. Elbette küçük bir hatanın bedeli küçük, büyük yanlışın bedeli ağır olur. Kronikleşen küçük hataların bizleri büyük yanlışlardaki benzer sonuçlarla karşı karşıya getirmesi olasıdır.

 

DİNLERDE ‘İLAHİ YASAK’ OLARAK İÇİLMEZLER

POTANSİYEL BİR RİSK OLARAK ALKOLLÜ İÇKİ

İlahi kitaplarda Allah, sarhoşluk verici maddelerden uzak durulmasını istemiştir. Sarhoşluğun yasaklanmasının en temel gerekçesi, doğru düşünmeye, doğruyu konuşmaya ve doğru davranmaya ciddi biçimde engel olmasıdır. Sarhoş insan sözlerini ve davranışlarını kontrol edememekte, kendisini ve çevresini sıkıntıya sokmaktadır.

Bu girişten sonra içkinin tabuya dönüşmediği durumlarda bir kadeh içki içen ile daha fazlasını içen açısından farklılık söz konusudur. Gözlemleyen açısından ortada içki içilmektedir. İçki içen açısından bu durum, ölçüyü kaçırmadıkça genellikle sıradan ve olağan bir durum olarak görülmektedir. Kontrolünü kaybetmemekte, işini aksatmamakta ve insan ilişkilerinde sorun olmamaktadır. Bu durumu, dinin ve diğer insanların da doğal ve normal karşılaması beklenmektedir. Örneğin, günde bir paket sigaranın yarısını veya çeyreğini bitiren kişi de, bunun kendisine zarar vermeyeceğini, uzun vadede sağlık sorunları yaşayanların günde bir veya birkaç paket sigara içmelerinden kaynaklandığı düşünmektedir. İddiasına bazıları hak verse bile, biz buradan yola çıkarak, “Sigara, az tüketilirse sağlığa zararlı değildir” demek lüksüne sahip değiliz. Üstelik günden güne yeni zararları saptanmaktadır.

Alkol, az tüketilse de, zarar vermektedir. Az tüketen az, çok tüketen çok zarar görmektedir. Kur’an’da, “Alkolün yararlarından söz edilmiş -ki nitekim sağlık sektöründe yoğun biçimde alkol kullanılmaktadır- ancak kötülüğünün daha büyük olacağı dile getirilmiştir. Bizler alkolün birkaç kötülüğünün farkına varsak da emin olmalıyız ki ileride daha da fazla kötülüklerinin olduğunu öğreneceğiz.

2Bakara: 219-“Sana sarhoş edici içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah (kötülük), hem de insanlar için bazı yararlar vardır. Ama onların günahı (kötülüğü) yararından daha büyüktür.”

Alkolün polemik konusu yapılması bile iyi niyetli bir tutum değildir. Gerek kullanıcıları gerekse de kullanmayanlar onun ne denli insanlara zarar verdiğine dair sayısız örnekleri bilmektedirler. Alkolün etkisiyle aile içi kavgalar, eşlerine ve çocuklarına şiddet uygulayanlar, kazançları önemli kısmını buna ayıranlar, çevrelerine korku salanlar, kendilerine, yakın çevrelerine, komşularına ve içinde yaşadığı topluma karşı sorumlu davranmayanlar, vakitlerini eşleriyle ve çocuklarıyla verimli vakit geçirmek yerine anlamsız yere zamanlarını heba edenler, güvensiz dostluklar kuranlar gibi çok sayıda örnek bulunmaktadır.

Sarhoşluk verici maddeleri almak, bilinç kontrolü zayıfladığı için kişiyi basitleştirmekte, bayağılaştırmakta ve onurlu davranmaktan alıkoymaktadır. Ayartıcıların ve kara güçlerin oyuncağı haline getirmektedir. Ayartıcılar ve kara güçler sarhoş bir toplum yaratmak istemektedirler. Ki bu sayede emellerine kavuşabilsinler. Ülkenin kaynaklarını daha fazla sömürebilsinler, ülkenin halkını zayıf düşürsünler. Onlar isterler ki halk şans oyunları ve alkolden başka bir şey düşünmesin. Onları uyutacak ve uyuşturacak konulardan başlarını kaldıramasınlar. Sigara da sağlığa zararlıdır, ancak düşünmeyi, davranışları kontrol etmeyi ve değerler üzerinde konuşmayı ve doğru davranmayı engellememektedir. Ancak sağlık açısından tartışmasız zararlıdır. Demek ki Allah tarafından bir şeyin yasaklanma gerekçesi yalnızca sağlığı kontrol altına almak değildir. O yüzden Allah, sarhoşluk veren şeylerin ve şans oyunlarının insanı kötü bir konuma düşüreceğini, insanların arasına kin ve düşmanlık sokacağını, değerleri dile getirmekten ve sorumlu davranmaktan alıkoyacağını bildirmiştir:

5Maide: 90-“Ey iman edenler! İçki (hamr), kumar, dikili taşlar (yapay kutsal sembolleri) ve fal okları (kehanet) ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”

5Maide: 91-“Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (‘hamr’ sözcüğü için bkz. 12: 36,41; 24:31; 47:15)

Alkol alımının veya sarhoşluğun bir tabu olarak görülmemesi gerektiği Rabbimizin şu ifadelerinde de ortaya çıkmaktadır. Sarhoşluk verici maddeleri yasaklayan Rabbimiz, içki içilmesi durumunda bir gerçeğe dikkat çekiyor. İçki içmeyin, diyelim ki içtiniz, bu durumda sarhoşluk durumu ortadan kalkmadıkça, bilinçli sözler edici duruma gelmedikçe namazdan (ibadetlerden, sorumluluk getirici davranışlardan) uzak durun. Demek ki bir Müslüman’ın içki içmesi olasıdır ve o hâlâ “Ey inananlar” kategorisine girmektedir. (Bkz. 4Nisa: 43) Bu durumda onu sorumluluk altına sokacak bazı davranışlarına geçici olarak sınırlama getirilmiştir. Bu durumda içkinin az ve seyrek olarak alınabileceğini meşrulaştırma yerine bunun bir tabu olmadığını ve sorumluluğun kişinin durumuyla ilgili olduğunu bilmek gerekir.

 4Nisa: 43-“Ey iman edenler! Sarhoş (sekr) iken ne söylediğinizi (okuduğunuzu) bilinceye (anlayıncaya) kadar namaza yaklaşmayın…”

Bir de şöyle düşünelim. Dünyadaki tüm halklara sarhoşluk sınırını aşmadıkça herkesin içki içmesinin meşru olduğu tezinin yaygınlaştığını ve bunun herkes tarafından uygulamaya geçirildiğini varsayalım. Her evde çoluk-çocuk veya belli yaştan itibaren herkes, ailenin tüm bireyleri, her gün sarhoşluk sınırına varmadan içmeyi sürdürsün. Lütfen gerçekçi olalım. 70 milyon nüfusun yıllık psikolojik, sosyolojik, ekonomik, ahlaki, siyasi, hukuki sonuçlarını bir önceki yıllarla karşılaştırırsak acaba nasıl bir sonuçla karşılaşırız. Bir argümanın doğruluğunu iddia ediyorsak bu doğru yalnızca bazı küçük toplulukların uygulayacağı bir şey olmamalı. Tüm insanlar bundan yararlanmalıdır. Büyük olasılıkla Allah, önceki toplumlara sınır noktası olarak sarhoşluğu çizmiş olmalıdır. Evet, içkide asıl sınır sarhoşluktur. Fuhuşta da asıl sınır zinadır. Ama Allah “Zina etmeyin” dememiş, onun yerine “Zinaya yaklaşmayın”(17İsra: 32) demiştir. Böylelikle büyük risklerde önceden önlem almanın gereğine not düşmüştür. Kur’an’da da sarhoş olmadan ona götürecek yola karşı önlem alınmış olmalıdır. Ki açıktan, “Sarhoş edici maddelerden (hamr) uzak durun, kaçının”(5Maide: 90) veya ‘Sarhoşluğun namaza engel olduğunu bilin” (4Nisa: 43) anlamında bir uyarıda bulunmuştur.

Zararlı şeylere dinlerin onay vermediği tartışmasız bir gerçektir. Ancak, doğrudan, “zararlı şeyler haramdır” gibi bir direktifin Kur’an’da yer almadığını bilmemiz gerekir. Böyle bir bildirimin İslam’ın var oluş amacına doğrudan hizmet etmeyeceğini şu örnekler ortaya koymaktadır. İslam’ın insanlığa gönderiliş amacı, kula kulluğun önüne geçmek ve her türlü ihtilafın hak ve adaletle çözülmesidir. Eğer her zararlı olan haram olacak olsaydı doyduktan sonra yenen birkaç lokma, suya doyduktan sonra içilecek bir bardak su, yaz güneşi, bugün sağlık uzmanlarının sık sık uyardıkları katı yağlı, şekerli, beyaz unlu ürünler, tatlılar, baklavalar, çikolatalar belli bir sınırdan sonra haram görülecekti. Monitör ışınlarına, kirli havaya, egzoz ve kömür gazına maruz kalan, çalıştıkları iş yerlerinde değişik düzeylerde kimyasal gazları solumak durumunda kalan insanlar her daim kendilerinin günah işlediklerini düşüneceklerdir. Oysa İslam, vahyin sınırlamadığı konularda uzman (bilimsel) görüşlerine değer vermeyi, sıklıkla uyardığı ‘aklınızı kullanın” buyruğuyla salık vermektedir.

 DİNLERDE ‘İLAHİ YASAK’ OLARAK İÇİLMEZLER

 Dinlerde alkollü içkiler potansiyel bir risk olarak görülmüştür. Nitekim Müslümanlar, Hindular, çoğu Budist, Jainistler, Sihler, Hıristiyan Baptistler, Hıristiyan Mormonlar, Hıristiyan Yedinci Gün Adventistleri, Tanrı’nın Kilisesi, Hıristiyan Bilimciler, bazı Metodistler, Hıristiyan Salvation Army, Essene Nazarean Kilisesi, Bahailer alkollü içki içmezler. Yeryüzündeki dinlerin neredeyse tamamı sarhoşluğu doğru bulmaz.

“İçki” ve türevlerine Kur’an’da 7, Tevrat’ta 26, İncil’de 4 yerde “Sarhoşluk” ve türevlerine ise Kur’an’da 7, Tevrat’ta 29, İncil’de 12, Zebur’da 2 yerde vurgu yapılmıştır.

 

KUR’AN’DA ALKOLLÜ İÇKİYE BAKIŞ

2Bakara: 219-“Sana sarhoş edici içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah (kötülük), hem de insanlar için bazı yararlar vardır. Ama onların günahı (kötülüğü) yararından daha büyüktür.” Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” Allah, size ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.”

4Nisa: 43-“Ey iman edenler! Sarhoş (sekr) iken ne söylediğinizi (okuduğunuzu) bilinceye (anlayıncaya) kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi mesh edin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.” (‘sekr’ sözcüğü için bkz. 15: 15,72; 16: 67; 22: 2; 50: 19)

5Maide: 90-“Ey iman edenler! İçki (hamr), kumar, dikili taşlar (yapay kutsal sembolleri) ve fal okları (kehanet) ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”

5Maide: 91-“Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (‘hamr’ sözcüğü için bkz. 12: 36,41; 24:31; 47:15)

16Nahl: 67-“Hurma ağaçlarının ve asmaların ürününden hem sarhoş edici içkiler, hem de güzel, temiz rızıklar elde edersiniz: işte bunda da, aklını kullanan kimseler için bir ders vardır!”

TEVRAT’TA ALKOLLÜ İÇKİYE BAKIŞ

NOT: (Hıristiyanlar yalnızca İncil’e değil, Tevrat’a, Zebur’e ve İncil’e (diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’e) inanırlar. Ancak çoğu Hıristiyan, Tevrat’ın hepsini değil bir kısmını uygulamayı gerekli görür. Bazı Hıristiyanlar da Kitab-ı Mukaddes’in tamamının bağlayıcı olduğuna inanırlar.)

Levililer 10:9 “Sen ve oğulların Buluşma Çadırı’na şarap ya da herhangi bir içki içip girmeyin, yoksa ölürsünüzKuşaklar boyunca bir kural olsun bu.

Sayılar 6:3-“Şaraptan ya da herhangi bir içkiden kaçınacak, şaraptan ya da başka içkilerden yapılmış sirke içmeyecek. Üzüm suyu da içmeyecek…”

Tesniye 21:20-“Onlara şöyle diyecekler:’Oğlumuz dikbaşlı, başkaldıran bir çocuktur. Sözümüzü dinlemiyor.Savurgan ve içkicidir.”

Tesniye 29:6-“Ekmek yemediniz, şarap ya da başka içki içmediniz. Bütün bunları Tanrınız RAB’bin ben olduğumu anlayasınız diye yaptım diyor.”

Hakimler 13:4- “Bundan böyle şarap ya da içki içmemeye dikkat et, murdar bir şey yeme.”

Hakimler 13:7-“Ama, ‘Gebe kalıp bir oğul doğuracaksın dedi, ‘Bundan böyle şarap ve içki içme, murdar bir şey yeme. Çünkü çocuk ana rahmine düştüğü andan öleceği güne dek Tanrı’nın adanmışı olacak.”

Özdeyişler 20:1-“Şarap insanı alaycı, içki gürültücü yapar, Onun etkisiyle yoldan sapan bilge değildir.”

Özdeyişler 31:4-”Şarap içmek krallara yakışmaz, ey Lemuel, Krallara yakışmaz! İçkiyi özlemek hükümdarlara yaraşmaz.”

Yeşaya 5:11-“Sabah erkenden kalkıp içki peşinden koşanların, gece geç vakte kadar şarap içip kızışanların vay haline!”

Yeşaya 5:22-23-“Şarap içmekte sınır tanımayanların, içkileri karıştırıp içmekten çekinmeyenlerin, rüşvet uğruna kötüyü haklı çıkaranların, haklıların hakkını elinden alanlarınvay haline!”

Yeşaya 24:9-“Ezgi eşliğinde şarap içilmiyor artık, İçkinin tadı içene acı geliyor.”

Yeşaya 28:7-“Kâhinlerle peygamberler bile şarabın ve içkinin etkisiyle yalpalayıp sendeliyor; içkinin etkisiyle yalpalayıp sendeliyorlar, şaraba yenik düşmüşler. Yanlış görümler görüyorlar, kararlarında tutarsızlar.”

Hezekiel 44:21-“İç avluya gireceği zaman hiçbir kâhin içki içmeyecek.”

Mika 2:10-11-Kalkıp gidin, dinlenme yeriniz değil burası! Murdarlığınız* yüzünden bu yer korkunç biçimde yıkılacak. Mika 2:11-“Yalancı, aldatıcı biri gelip, ‘Size şarap ve içkiden söz edeyim’ dese, Bu halk onu peygamber kabul edecek.”

Habakkuk 2:15-Çıplak bedenlerini seyretmek için komşularına içki içirip sarhoş eden içki ye zehir bile katan sizlerin vay haline!”

 

İNCİL’DE ALKOLLÜ İÇKİYE BAKIŞ

Matta 11:18-“Yahya geldiği zaman oruç tutup içkiden kaçındı, ona ‘cinli’ diyorlar.

Luka 1:15-“O, Rab’bin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin rahmindeyken Kutsal Ruh’la dolacak.”

1.Petrus 4: 3-“İnanmayanların hoşlandıklarını yaparak sefahat, şehvet, sarhoşluk, çılgın eğlenceler, içki alemleri ve ilke tanımayan putperestlik içinde yaşayarak geçmişte harcadığınız günler yeter!”

Matta 24:48-51-“Ama o köle kötü olur da içinden, ‘Efendim gecikiyor’ der ve öteki köleleri dövmeye başlarsa,sarhoşlarla birlikte yiyip içerse, efendisi, onun beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle cezalandırıp ikiyüzlülerle bir tutacakOrada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.”

Luka 12:45-46-“Ama o köle içinden, ‘Efendim gecikiyor’ der, kadın ve erkek hizmetkârları dövmeye, yiyip içip sarhoş olmaya başlarsa, efendisi, onun beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle cezalandırıp imansızlarla bir tutacaktır.”

1.Ko.11:21-“Her biriniz ötekini beklemeden kendi yemeğini yiyor. Kimi aç kalıyor, kimi sarhoş oluyor.”

Rom.14:21-“Et yememen, şarap içmemen, kardeşinin sürçmesine yol açacak bir şey yapmaman iyidir.”

Ef.5:18-“Şarapla sarhoş olmayın, bu sizi sefahate götürür.”

1.Pe.4: 3 İnanmayanların hoşlandıklarını yaparak sefahat, şehvet, sarhoşluk, çılgın eğlenceler, içki alemleri ve ilke tanımayan putperestlik içinde yaşayarak geçmişte harcadığınız günler yeter!

Markos 7:7-“Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.’ Mar.7:8 Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz.” Mar.7:9 İsa onlara ayrıca şunu söyledi: “Kendi törenizi sürdürmek için Tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz! Mar.7: 10 Musa, ‘Annene babana saygı göstereceksin’ ve, ‘Annesine ya da babasına söven kesinlikle öldürülecektir’ diye buyurmuştu.

Tit.1:11-“Onların ağzını kapamak gerek. Haksız kazanç uğruna, öğretmemeleri gerekeni öğreterek bazı aileleri tümüyle yıkıyorlar.”

————————o—————————

ALKOL KONUSUNDA BAZI VERİLER VE GERÇEKLER

18 Mart 1971 tarihli Amerikan Sağlık Bakanlığı verilerine göre:

  • 36,000,000 Amerikalı alkol tüketiminden dolayı doğrudan veya dolaylı olarak zarar görmüştür.
  • 9,000,000 Problemli alkol içicisi vardır.
  • 200,000 Her yıl yeni alkol vakaları ortaya çıkmaktadır.
  • 50,000 kişiden 28,400 kişi her yıl alkolle ilgili trafik kazalarında ölmüştür
  • 500,000 kişi her yıl alkolle ilgili trafik kazalarında ya yaralanmakta veya sakat kalmaktadır.
  • 34,800 kişi farklı her yıl alkolle ilgili farklı kazalarda ölmektedir.
  • 11,000 kişi her yıl alkol komasında ölmektdir.
  • 2,000,000 kişi toplumsal kavgaya neden olmaktadır.
  • $21,700,000,000 yıllık alkol harcaması.
  • $15 milyar iş kaybı, ekonomik kayıp, refah kaybı.
  • 400 bin hastanın 15%’i zihinsel sorunlar yaşamaktadır.

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ 2007-ALKOL RAPORU

Dünya Sağlık Örgütünün yayımladığı alkol raporunda, alkolün onlarca sayfa zararını aktarmıştır.

http://www.who.int/substance_abuse/publications/alcohol_injury_summary.pdf

http://www.who.int/substance_abuse/publications/global_status_report_2004_overview.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ 2004-ALKOL RAPORU

http://www.who.int/substance_abuse/publications/global_status_report_2004_overview.pdf

 

ALKOLLÜ İÇKİ KULLANIMIYLA İLGİLİ YAYINLAR

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://whqlibdoc.who.int/hq/1991/WHO_PSA_91.5.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://whqlibdoc.who.int/hq/1999/WHO_HSC_SAB_99.9.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://whqlibdoc.who.int/hq/2001/WHO_MSD_MSB_01.2.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/entity/substance_abuse/publications/en/APDSSummary.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/entity/substance_abuse/publications/en/Alcohol%20Policy%20Report.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/entity/substance_abuse/publications/alcohol_gender_drinking_problems.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/entity/substance_abuse/publications/identification_management_alcoholproblems_phaseiv.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/entity/substance_abuse/publications/alcohol_injury_summary.pdf

 

ALKOLÜN İNSAN VÜCUDUNA KISA SÜRELİ ETKİLERİ:

http://en.wikipedia.org/wiki/Effects_of_alcohol_on_the_body

 

ALKOLÜN İNSAN VÜCUDUNA KISA SÜRELİ ETKİLERİ:

http://en.wikipedia.org/wiki/Long-term_effects_of_alcohol

 

KARACİĞER:

http://en.wikipedia.org/wiki/Alcoholic_liver_disease

 

SİROZ-HEPATİT:

http://en.wikipedia.org/wiki/Alcoholic_hepatitis

 

KALP-DAMAR  HASTALIKLARI:

http://en.wikipedia.org/wiki/Alcohol_and_cardiovascular_disease

 

ALKOL VE KANSER:

http://en.wikipedia.org/wiki/Alcohol_and_cancer

————————o—————————

DİNLERDE YENİLMEZLER: BİR POTANSİYEL RİSK OLARAK DOMUZ ETİ

(Pork- Swine- Pig- Hog)

İçki gibi domuz etinin yenilmesi de hemen hemen bütün dini metinlerde ve onların pek çok taraftarında sakıncalı olarak görülmektedir. Potansiyel bir risk olarak domuz etinin sakıncalı ve ‘haram’ olarak görülmesi, hem insanların yaşadıkları sıkıntılar hem de ilahi buyrukların bu yönde olmasından kaynaklanmaktadır.

Müslümanlar, Yahudiler, Hinduistler, Budistler, Jainistler, Yedinci Gün Adventist Hıristiyanları, Hıristiyan Church Of God, Ortodoks Nasturiler, Ortodoks Kıptiler, Rus Hıristiyan Malakanlar, Süryani Hıristiyanlar, Doğu Ermeni Gregoryan Hıristiyanlar, Essene Nazarean Church, Stewarton Bible School İskoçlar, Ethiopian Orthodox Tewahedo Church, Christian Education, Messianic Judaism, King James Bible’ı izleyen Hıristiyanlar domuz eti yemezler.”

Yeryüzündeki bütün Hıristiyanlar, Hz. İsa’dan önce domuz etinin haram olduğunu bilirler ve buna inanırlar. Bu çok önemli bir tespittir. Hıristiyanlar, gerek Hz. İsa’nın gerekse de ondan önceki peygamberlerin domuz etinin haram olduğu için yemedikleri konusunda da hem fikirdirler. Hz. İsa’nın hayatı boyunca domuz eti yediğine dair Hıristiyanların İncil’den gösterebilecekleri bir kanıtları yoktur.

Domuz etinin ‘haram’ olması, ateistlikten geçinen veya ateist geçinen çevrelerde Hıristiyanlardan daha fazla demagoji konusu yapılmaktadır. Onların istismar ettikleri genel olarak iki başlık vardır: “Tanrı varsa neden açlık, hastalık ve ölüm vardır? Domuz eti neden haramdır?” İlahi (evrensel) ilkeler ve değerler sistemi bu iki demagojik soruyla görmezlikten gelinebilir mi? Gerisi hep safsatadır. Acaba ahlaki erdemleri reddetmek bu iki soruya endekslenebilir mi? Ateistler, keyfi eğilimlerine göre açık aramaktadırlar. Din istismarcıları ile din karşıtı istismarcıları arasında anlamlı bir fark yoktur. Türkiye’deki ateistler, kafalarındaki tabuyu birkaç kereliğine yıkma dışında, bulsalar bile domuz etiyle beslenmezler. Ancak konuyu istismar ederler. Batı’da domuz eti en kalitesiz et grubuna girmektedir. Varlıklı insanlar domuz eti tüketmezler.

Bugün, domuz çiftliklerinde temizlik konusuna gösterilen özene ve yüksek teknolojiye rağmen domuz eti tüketen ülkelerde domuz etinden kaynaklanan sağlık sorunlarına sık sık rastlanmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak o ülkelerin basınında çıkan haberler ülkemizde bilinmemektedir. Bundan 3 bin yıl öncesini veya 1400 yıl öncesini dikkate alırsak domuz etinin insanlığın başına açtığı belaları az buçuk kestirebiliriz. Tarihte nedeni bilinmeyen hastalıkların, bulaşıcı mikropların ve toplu ölümlerin arka planını bugün bilemiyoruz. Diğer taraftan domuz etinin yasaklanma nedeni yalnızca tıbbi gerekçeler değildir.

KUR’AN: 6En’am: 145-“…Bana vahyedilende (Kur’an’da) yiyecek olarak yalnızca leş, akmış kan, domuz eti-ki o şüphesiz iğrençtir- ya da Allah’tan başkası için kurban edilenler haram kılınmıştır. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

Kur’an’da domuz eti ele alınırken yiyecekler konusundaki dört ilahi yasak arasında domuz eti üçüncü sıraya konmuştur. Sakıncalı ve zararlı olmada önce leşin haramlığından söz edilmiştir. İkinci sırada kan gelmektedir. Domuz eti potansiyel bir tehlike olarak, leşten ve kandan sonra üçüncü sırada zikredilmiştir. Dördüncü sırada ise Allah’tan başkası uğruna kurban edilen her şeyi bildirmektedir. Sonuncu bildirilen haram tıbbi açıdan herhangi bir sorun oluşturmayabilir. Ancak haram kategorisinde değerlendirilmiştir. Allah’ın ihtiyaç durumunda yenilmesine izin verdiği bir hayvan, birileri uğruna öldürüldüğü zaman tıpkı leş, kan ve domuz eti gibi haram kapsamına girmektedir.

Evet, ortada ilginç bir durum vardır. Hayvanı boğazlarken kişinin niyeti, olaya bakışı, olay karşısındaki yaklaşımı ve duruşu yenilebilirlikten çıkarıp yenilemez konumuna sokmaktadır. Buna neden olarak kişinin niyeti gösterilmektedir. Kişinin birisi uğruna hayvana kıyması; birileri uğruna hayvanların canını hiçe saydığının, hayvanlara saygısızlığın, Allah’ı hesaba katmadığının, kendi ihtiyaçları dışında keyfi amaçlarla hayvan katliamına başvurduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ahlaki bir bilinçten yoksun ve ihtiyaç olmaksızın keyfi olarak hayvan katleden onun etini de yiyemez. Demek ki Allah’ın bildirdiği haramlar bütünüyle tıbbi gerekçeye dayanmamaktadır.

İnsan gibi onurlu bir varlık, kendi onurunu ayaklar altına alarak birilerini yüceltmek, onore etmek için hiçbir cana kıyamaz. Ancak ihtiyaç duyduğu ölçüde, Allah da bu amaçla izin verdiği ve helal kıldığı için bu yola gidebilir, yoksa bu sınırı aşamaz. İnsan onuruna ve onun psikolojine yakışan, toplumsal ahlakın kökleşmesine yardımcı olan, hayvanların da hakları olduğu gerçeğine ve doğal dengenin korunmasının gereğine uygun olan budur.

 

[LEŞ-KAN-DOMUZ ETİ-BİRİLERİ UĞRUNA KURBAN]

Bu dizilim, domuz eti kısıtlamasının tıbbi gerekçeler dışında da başka nedenlerin olabileceğini düşündürmektedir. Leşle değil birileri uğruna kurbanla yan yana anılmıştır. Birileri adına kurban etmenin nasıl psikolojik, sosyolojik, ekonomik boyutları varsa, kanla yan yana anılmakla da tıbbi boyutları da olmalıdır.

Ayrıca domuz eti insanın açgözlülüğüne, doymazlığına ve kırmızı et tüketim sevdasına karşı bir balans ayarıdır. İnsanlık araştırdıkça, haramların oldukça geniş yelpazeli olumsuzluklarından daha fazlasını zamanla öğrenecektir. Çünkü domuz, sağlık sorunları dışında çok kısa sürede çok fazla türeyen hayvanların başında gelmektedir. Bu ise et tüketimini körüklemektedir. Ancak domuz eti ilahi yasak (haram) kapsamına girmektedir. Zaruret durumunda domuz etinin yenilebilir olması, onun ‘tabu’ değil ‘haram’ olduğunu ortaya koymaktadır.

KUR’AN: 6En’am: 145-“…Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

Zaruretin ölçüsü, kişinin sağlıklı yaşamasını sağlayacak yenilebilir gıdaya kavuşuncaya kadardır. Bu durumdan Allah değil, domuz etini yemeyenler ve yenilmesine izin vermeyenler sorumlu olurlar. Açlıktan, yeterince gıda alamamaktan dolayı sağlık sorunu yaşayanlar için ruhsat hali helal gıdaya ulaşıncaya kadar geçerlidir.

Domuzlar buldukları her şeyi yerler; ölü böceklerden solucanlara, ağaç kabuklarından her türlü çöpe, leşten her türlü pisliğe, her türlü bitki ve hayvana, hatta kendi yavrularına kadar her şeyi yerler. Kendi pisliklerinin içinde yatarlar. Bir seferde 6-12 yavru yavrularlar. Gebelik süreleri 3-5 ay arası değişir. 18 aylık iken üreyebilirler. http://en.wikipedia.org/wiki/Pig

Domuz eti yiyenler bu etleri mutlaka veteriner denetiminden geçirerek yerler. Aksi takdirde ciddi sorunlarla karşılaşacaklarını bilirler.

Domuz etinin haram kılınmış olması, bir hayvan cinsi olarak domuzların gereksiz olduğu anlamına gelmemektedir. Ekosistem içinde domuzlar, toprağı karıştırarak onun farklılaşmasına, yeni tohumların kolonilenmesine ve meyve tohumlarının yayılmasına sebep olurlar.

 

İLAHİ KİTAPLARDA VE DİNİ METİNLERDE DOMUZ ETİ

Domuz konusuna Kur’an’da 5, Tevrat’ta 5, Zebur’da 1, İncil’de 15 yerde ya doğrudan vurgu yapılmış veya dolaylı işaret edilmiştir.

 

KUR’AN’DA DOMUZ ETİNE BAKIŞ

2Bakara: 173-“ Allah, size ancak leşkan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kurban edilenler haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

5Maide: 3-“Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (tahta veya taşla) vurul(arak öldürül)müş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış ve canavar parçalayarak ölmüş olan havyanlar -henüz canları çıkmadan kestikleriniz hariç- dikili taşlar (putlar) adına boğazlanan hayvanlar ve fal oklariyle kısmet (şans) aramanız size harâm kılındı. Bunlar fısktır (insanı yoldan çıkaran kötü şeylerdir). Bugün artık inkâr edenler, sizin dininiz(i yok etmek)den umudu kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi olgunlaştırdım, size ni’metimi tamamladım ve size din olarak İslâm’a râzı oldum. Kim açlıktan daralır, günâha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günâh yoktur. Doğrusu, Allah bağışlayandır, esirgeyendir.”

5Maide: 60-De ki: “Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size söyleyeyim mi? Allah kim(ler)e la’net ve gazab etmiş, kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytâna tapanlar yapmışsa, işte onların yeri daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır.”

6En’am: 145-“De ki: “Bana vahyolunanda (Kur’an’da) bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz iğrençtir- ya da Allah’tan başkası adına kurban edilen hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.”

16Nahl/115-“ Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kurban edilenler haram kıldı. Ama kim mecbur olur da istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

 

TEVRAT’TA DOMUZ ETİNE BAKIŞ

NOT: (Hıristiyanlar yalnızca İncil’e değil, Tevrat’a, Zebur’e ve İncil’e (diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’e) inanırlar. Ancak çoğu Hıristiyan, Tevrat’ın hepsini değil bir kısmını uygulamayı gerekli görür. Bazı Hıristiyanlar da Kitab-ı Mukaddes’in tamamının bağlayıcı olduğuna inanırlar.)

Levililer 11: 7-“Domuz çatal ve yarık tırnaklıdır, ama geviş getirmez. Sizin için kirli (haram) sayılır.”

Tesniye 14: 8-“Domuz çatal tırnaklıdır, ama geviş getirmez. Sizin için kirli sayılır. Bu hayvanların etini yemeyecek, leşine dokunmayacaksınız.” (Bk. Lev.7: 23)

Levililer 10:10-“Kutsalla bayağı olanı, kirliyle temizi birbirinden ayırt etmelisiniz.”

Özdeyişler 11: 22-“Sağduyudan yoksun kadının güzelliği, Domuzun burnundaki altın halkaya benzer.”

Yeşaya 65: 4-“Mezarlıkta oturur, Gizli yerlerde geceler, Domuz eti yerler; Kaplarında haram et var.”

Hezekiel 44:23-“Kutsalla bayağı arasındaki ayrımı halkıma onlar öğretecek, kirliyle temizi ayırt etmeyi onlar gösterecekler.”

 

İNCİL’DE DOMUZ ETİNE BAKIŞ

(İncil’de murdarla ve Tanrı buyruğu ile kastedilenler, Tevrat’ta haram kılınanlardır.)

Elçilerin İşleri 10: 14 “(Petrus): Hiçbir zaman bayağı ya da murdar herhangi bir şey yemedim.”

Elçilerin İşleri 11: 8 “‘Asla olmaz, ya Rab!’ dedim. ‘Ağzıma hiçbir zaman bayağı ya da murdar bir şey girmedi.

Helalı haram kılma: Elçilerin İşleri 11:9-“…’Tanrı’nın temiz kıldıklarına sen bayağı deme’ dedi.

Elçilerin İşleri 10:15-“…Petrus’a, “Tanrı’nın temiz kıldıklarına sen bayağı deme” dedi.

2.Korintliler 6: 17 Bu nedenle, “İmansızların arasından çıkıp ayrılın” diyor Rab. “Murdara dokunmayın, Ben de sizi kabul edeceğim.”

Matta 7:6-”Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler.”

Markos 5: 13-“İsa’nın izin vermesi üzerine kötü ruhlar adamdan çıkıp domuzların içine girdiler. Yaklaşık iki bin domuzdan oluşan sürü, dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.”

Markos 7:7-“Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.’ 7:8 Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz.” 7:9 İsa onlara ayrıca şunu söyledi: “Kendi törenizi sürdürmek için Tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz! 7: 10 Musa, ‘Annene babana saygı göstereceksin’ ve, ‘Annesine ya da babasına söven kesinlikle öldürülecektir’ diye buyurmuştu.

Titus 1:11-“Onların ağzını kapamak gerek. Haksız kazanç uğruna, öğretmemeleri gerekeni öğreterek bazı aileleri tümüyle yıkıyorlar.”

BAZI HIRİSTİYAN GRUPLAR TARAFINDAN DOMUZ ETİNİN HARAM OLDUĞUNA DAİR KİTABI MUKADDES(TEVRAT, İNCİL)’TEN GETİRİLEN DELİLLER

http://www.cbcg.org/franklin/PM/Clean-and-Unclean-Meats_5-14-12.pdf

http://www.biblestudy.org/basicart/six-reasons-why-i-do-not-eat-pork-or-shrimp.html

http://www.biblestudy.org/cleanfood.html

http://www.biblestudy.org/basicart/chrdrink.html

http://www.servantsnews.com/PDF/unmeat02.pdf

 

 

HİNDUİZMİN DİNİ METİNLERİNDE DOMUZ ETİNE BAKIŞ

“Yalnızca helal şeyler yenilecektir. Domuz eti dışında her türlü hayvan eti yenilebilecek.” Bhavishya Purana in the Pratisarag Parv III Khand 3 Adhay 3 Shloka 10 to 27 Maharishi Vyas

 

 

DOMUZ ETİ-DİYANET İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

“Domuzun haram kılınmasındaki hik­metlerin neler olduğunu bugün ilim ve modern tıp tam anlamıyla tesbit edip ortaya koymuş olmamakla beraber bu hayvanın birçok hastalık sebebini bün­yesinde taşıdığı ve insan sağlığına ver­diği zararların öldürücü boyutlara ulaş­tığı bilinmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar, hayvan etleri arasında en çok domuz etinin insana hastalık bulaş­tırma özelliğine sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Domuz eti, yağ dokusu ve elementle­ri bakımından diğer hayvan etlerinden farklıdır. Hangi domuz cinsi olursa ol­sun bunların etlerinde kolesterin, yağ asitleri, kükürt, histamin, büyüme hor­monları oldukça fazladır. Domuzdan baş­ta trişin hastalığı olmak üzere domuz şeridi, domuz yılancığı, domuz vebası, domuz gribi, kuduz, şarbon, ruam, şap. tüberküloz bulaşır. Son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde bazı araştırmacılar domuzlarda görülen bir virüsün AiDS’e benzer bir hastalık yaptığını, bazıları da domuz etinde “toxoplasma gondii” adın­da bir parazit bulunduğunu, iyi pişme­miş domuz etinin bilhassa bebeklerde kanser, körlük ve zekâ geriliği gibi has­talıklara sebep olduğunu ileri sürmüş­lerdir. Ayrıca domuz etinde bol miktar­da bulunan kolesterin ve yağ asitleri, kü­kürt bakımından zengin mukopolisakkaritler, büyüme hormonu, cinsiyet hormo­nu, histamin ve îmidazol gibi maddeler safra kesesi iltihapları ve taşları, apan­disit barsak iltihapları, apse ve çıban­lar, şirpençe, kadınlarda nisâî akıntılı il­tihaplar, mafsal iltihabı ve kireçlenme­si, damar sertliği, tansiyon yüksekliği ve infarktüs gibi hastalıklara yol açmak­tadır. Nitekim Alman hekimi H. H. Reckeweg, domuz etinde bulunan yüksek seviyedeki kolesterin ve yağ asitlerinin damar sertliği, tansiyon yüksekliği ve infarktüs; mukopolisakkaritlerin mafsal iltihabı ve kireçlenmesi, fazla miktardaki büyüme ve cinsiyet hormonlarının kanser: histamin ve imidazolun ekzama, ürtiker, astıma, vazomotor rinitis gibi allerjik hastalıklara sebep olduğunu ileri sürmektedir. Ancak bu konuda kesin sonuçlara ulaşabilmek için daha geniş araştırmalara ihtiyaç vardır.

Doğulu ve Batılı bazı düşünür ve ilim adamları, beslenme ve gıda rejiminin in­san bedeni ve karakteri üzerinde tesiri olduğunu söylemişlerdir. İçki yasağıyla birlikte düşünülünce domuz yasağının bu bakımından da önem taşıdığı şüphe­sizdir. Domuz eti ve içki tüketen toplum fertlerinde görülen şiddet ve taşkınlık eğilimiyle hiç et yemeyenlerde görülen sakin mizaca karşılık müslümanların orta bir mizaç hali sergiledikleri söyle­nebilir.

Bazı uzmanlar domuz yağının E vita­minini yok ettiğini, domuz etinin erkek ve kadınlarda aşk duygusunun zayıfla­masına ve kısırlaşmaya yol açtığını ileri sürmektedir. Gerçekten insanların cinsî hayatı için çok önemli olan E vitamini yağların oksidasyonunu önlediği gibi yağ­larda bulunan ve yine cinsî hayat için önemli olan A vitamininin de okside ol­masına engeldir. Yağlarda her iki vita­minin, bilhassa E vitamininin noksanlı­ğında erkeklerde kısırlık, kadınlarda dü­şükler ve cinsî hayatta durgunluk mey­dana gelir.

Domuzun her türlü pislik ve leş yeme­ye düşkün, obur, hantal ve hayvanlar arasında vücut temizliği yapmayan he­men hemen tek canlı niteliğini taşıması sebebiyle olacaktır ki onu yiyenler de dahil bütün dünya milletlerinin dillerin­de domuz kelimesi hakaret ifade eden cümleler içinde yer almıştır. Kur’ân-ı Ke­rîm’de bu özelliğiyle de anılmaktadır.]

Domuz etinin zararlarıyla ilgili ilmî sonuç ve iddialar bu çerçevede olmak­la birlikte domuza dair dinî yasağın bunlara bağlı olduğunu söylemek doğ­ru değildir. Çünkü bir konudaki ilmî ka­naatin ileride değişme ihtimali mevcut­tur. Bugün bilinen mahzurların herhan­gi bir şekilde ortadan kalkması domuz etindeki yasağı geçersiz kılmaz. Müs­lümanlar domuzla ilgili yasağı, başta Kur’ân-ı Kerîm olmak üzere ilâhî kitap­larda mevcut kesin bir emir olarak te­lakki eder ve bu İnançla gereğini yerine getirirler.” (Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Domuz Maddesi)

 

 

BİLİM VE TEKNİK

“Domuz doku grupları bakımından insana en yakın hayvan. Bu nedenle domuzdan insana karaciğer, kalp kapağı vb nakli yapılıyor. Fakat domuzdan insana organ nakli tamamen tehlikesiz değil; çünkü domuz DNA’sının %1’i inaktivite olmuş retrovirüslerden oluşuyor. Retrovirüsler insan için, başta AIDS olmak üzere, birçok hastalık yapıcı virüsleri içeriyor. Tabii bu, domuzdan insana AIDS veya başka bir hastalık geçer anlamına gelmiyor; fakat retrovirüslerin hepsini tanımadığımızdan, uzun sürede nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz.” (Bilim ve Teknik Sayı-364 Science et Vie, Ocak1998)

DOMUZ ETİ İLE İLGİLİ BİR ÇALIŞMA
Zehirli Maddeler

Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana geçer. Böylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ; atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalp infarktüsüne sebep olur. Ayrıca, domuz yağ içerisinde “sutoksin” denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa çocuklarda lenf düğümlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gösterir. Hasta çocuğun boğaz bölgesi anormal bir şekilde şişerek, âdeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa “domuz hastalığı” (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi hâlinde, bütün lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yükselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

Fazla miktarda kükürt

Domuz etinde bol miktarda bulunan sümüksü bağ dokusu, kükürt yönünden çok zengindir. Bu sayede, vücuda fazla miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti devamlı yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen sümüksü bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vücut ağırlığına tahammül edemeyerek altında ezilir. Böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkül eder. Mesela, yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve hareketsiz olur. Bazı futbolcular bu sebeple mesleklerinden olmuşlardır.

Aşırı büyüme

Domuzda büyüme hormonu da çok fazladır. Doğduğu zaman birkaç yüz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yüz kiloya (!) erişir. Bu kadar süratli gelişme, büyüme hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol açar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine ve vücudun yağlanmasına sebep olur. Büyüme hormonunun en etkili yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesimi işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra kansere yakalandıklarını ifade ederler.

Deri Hastalıkları

Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, nörodermatit gibi iltihabî deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca kan cibani, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar ve damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına domuz eti yememelerini tavsiye ederler.

Domuz eti ve Trişin

Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de Trişin [Trischin] hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı Trişinli fare yemek veya Trişinli domuz eti ile beslenmekle alırlar. Fakat Trişin domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, çok tehlikeli ve öldürücü bir hastalık meydana getirir. Domuz etiyle alınan Trişin kurtçuklar, mide ve bağırsak yoluyla kana geçer. Böylece bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felçler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanır. Bu hastalığın en kötü tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır. Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsveç, İngiltere ve Polonya’da Trişin salgınları görülmektedir. Yurdumuzdaysa, yerli Hıristiyanların dışında Trişin hastalığı görülmemiştir.

Gıdalar ve insan Mizacı

İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az–çok etkisinde kalırlar. Mesela; kedi, köpek, aslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun, keçi, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarınsa, daha uysal ve yumuşak huylu oldukları malûmdur. Bu durum, insanlar için de geçerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin, genellikle halim–selim; et ve et ürünleriyle beslenen insanların ise, daha sert mizaçlı oldukları tespit edilmiştir. Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir. Fransız filozoflarından Savorin de beslenmenin mizaç üzerindeki bu tesirine çok önem vererek, “Bana ne yediğini söyle, senin ne olduğunu haber vereyim.” demiştir.

 

 

 

ORADAKİ DOMUZU GÖRÜYOR MUSUNUZ?

Alman hekimi Prof. Dr. Reckeweg “Domuz Eti ve İnsan Sağlığı” adlı eserinde bir hatırasını şöyle anlatır:

“Tedavi maksadıyla bir çiftçi ailesinin, biraz sapa yörede bulunan çiftliğine gitmiştim. Babada müzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalça eklemi iltihabı vardı. Ayrıca karaciğerinden de rahatsızdı. Annenin bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan egzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan rahatsız idi. En sağlıklıları görünmesine rağmen oğulları da anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan çıbanından müşteki idi. Evin öbür kızı ise, müzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, “domuz kıllanması” ve müzmin plörite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistül ifrazatından rahatsız idi. Yukarıda sakinlerinin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim çiftlik evinde muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında iri cüsseli bir domuz, hiç istifini bozmadan aşağı doğru sarkan kalın bir ağaç dalına abanarak sırtını kaşıyordu. Hastalara “Oradaki domuzu görüyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol açan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegâne sebebidir.” dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, “Kara Ormanlar” havalisinde oturan benzeri çiftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgeçerek hastalıklarının çoğundan kurtuldular. Şimdi o çiftliklerin etrafındaki otlaklarda İslâm ülkelerinde olduğu gibi küçük koyun sürüleri yayılıyor.” (“Merak Ettiklerimiz 1, Prof Dr Selahattin Salimoğlu (Prof Dr Adem Tatlı)” Cihan Yay.)

“Hayvanlar paraziter enfeksiyonlar için önemli bir kaynaktır. G lamblia kedi ve köpeklerde de bulunmaktadır. İnsanlarda hastalık yapan en büyük protozoon olan Balantidium coli ve bir nematod olan Trichinella spiralis özellikle domuzlardan geçmektedir. Cryptosporidium’un insanlarda hastalık etkeni olarak tanımlanmadan önce sığır, koyun, kedi, köpek, geyik tavşan gibi pek çok hayvanda bulunduğu ve bu hayvanlarda ölümcül ishal nedeni olduğu bilinmektedir.

Trichinella spiralis enfeksiyonunda, enfekte domuz etinin yenmesinden sonraki ilk hafta içinde parazitin erişkin hali ve barsağa yayılan larva formları enflamatuvar enterite neden olur. Bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal görülür. Periorbital ödem, miyozit ve eozinofili hastalık için tipiktir. (Sürekli Tıp Eğitimi Dergisihttp://www.ttb.org.tr/STED/stedeski/sted3.html)

YILLIK DÜNYA SAĞLIK RAPORU VE DOMUZ ETİ

Dünyada yılda 6-8 milyon kişi kanserden ölmektedir. Neden: Kötü beslenme kaynaklıdır. Domuz etiyle beslenmek, kötü beslenmeye girmektedir. (Bkz. Aşağıda Dünya Sağlık Örgütü raporları)

Dünyada yılda 6-7 milyon kişi kalp/ kardiyovasküler hastalıkları ölmektedir. Neden: Kötü beslenme kaynaklıdır. Domuz etiyle beslenmek, kötü beslenmeye girmektedir. (Bkz. Aşağıda Dünya Sağlık Örgütü raporları)

A.B.D’de kanserden yılda 600-700 bin kişi ölmektedir. Neden: Kötü beslenme kaynaklıdır. Domuz etiyle beslenmek, kötü beslenmeye girmektedir. (Bkz. Aşağıda Dünya Sağlık Örgütü raporları)

A.B.D’de kalp hastalığından yılda 600-700 bin kişi ölmektedir. Neden: Kötü beslenme kaynaklıdır. Domuz etiyle beslenmek, kötü beslenmeye girmektedir. (Bkz. Aşağıda Dünya Sağlık Örgütü raporları)

 

Domuz etiyle beslenmek, kötü beslenmeye girmektedir: (Bkz. Aşağıda Dünya Sağlık Örgütü raporları)

 

DOMUZ ETİ VE HEPATİT E

Domuz çiftliklerinde çalışanlar Hepatit E tehlikesiyle karşı karşıyadırlar: (University of Chicago Pres Volume: 27S3-September 2001)

http://www.journals.uchicago.edu/doi/pdf/10.1086/324566?cookieSet=1

 

DOMUZ ETİ VE SİROZ

Yapılan istatistiklere göre domuz eti tüketenlerde siroz vakalarına rastlanmaktadır: (National Center for Biotechnology Information U.S. National Library of Medicine) Lancet. 1985 March)

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/2858627?dopt=Abstract

 

DOMUZ ETİNDEN 38 ÖLÜ, 1857 HASTA

Domuz etinden zehirlenerek 38 kişi öldü, 1857 kişi hasta oldu. (Sydney Morning Herald in Australia) AFPJanuary 29, 2004)

 

MOZART DOMUZ ETİNDEN ÖLDÜ

Ünlü besteci ve müzisyen domuz etinden zehirlenerek öldü. (BBC, Monday, 11 June, 2001)

http://news.bbc.co.uk/2/hi/entertainment/1382537.stm

http://www.themedicalbag.com/story/wolfgang-amadeus-mozart

DOMUZ HASTALIĞI KOLOMBİYAYI VURDU

Domuz etinden bulaşan öldürücü tenya kurdu Kolombiya’daki binlerce insanı tehdit etmektedir. Parazitin kurtçukları ilk önce merkezi sinir sistemine ve beyne saldırmaktadır. Domuz eti talebi bir anda dibe vurdu. Narino ilindeki hastaneler hastalarla dolup taşmaktadır. Batı Kolombiya’da kayıtlı 30 bin kişi sara (epilepsi) riski altındadır. Her yıl birkaç bin kişinin kayıtsız olarak hasta olduğu bilinmektedir. Bu sorunun dünya çapında 50 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilmektedir. Kolombiya, Meksika, Alt Afrika Sahrası, Hindistan ve Doğu Asya halkları buna maruz kalmaktadır. (Friday, 30 November, 2001)

 http://news.bbc.co.uk/2/hi/business/1683646.stm

 

HONG KONG’DA VE ÇİN’DE DOMUZ ETİ VAKALARI

Hong Kong’da 1270 kg domuz eti toplatıldı. Shenzhen’deki marketlerde bulunan domuz etleri de toplatıldı. Yiyenlerin adları kayıt ettirmeleri istendi. Çin de domuz etinden dolayı geçen aydan beri mücadele veriyor. Çin’in güneyindeki Sichuan ilinde domuz etinden dolayı 39 kişi öldü, 200 kişi enfeksiyon kaptı. 650 domuz öldürüldü. (Monday, 15-Aug-2005-News-Medical.Net) 

http://www.news-medical.net/?id=12475

 

DOMUZ ETİNİN DAHİLİ PARAZİTLERİNE KARŞI ÖNLEMLER

Domuz etiyle beslenenlerin muhtemel parazitlere karşı ekstradan oldukça fazla önlem almaları gerekmektedir.

 

FLORİDA ÜNİVERSİTESİ:

http://edis.ifas.ufl.edu/pdffiles/AN/AN03900.pdf

 

DOMUZ HAKKINDA BİLGİ VEREN SİTE:

http://www.thepigsite.com/pighealth/article/407/internal-parasites

 

 

DOMUZ ETİNİ SAKINCALI GÖREN BAZI BİLİMSEL YAYINLAR

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ RAPORLARI:

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ: 65. Dünya Sağlık Örgütü Kongresi Raporu 6 March 2003

http://www.who.int/gb/ebwha/pdf_files/WHA56/ea5610.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/gb/ebwha/pdf_files/WHA56/ea5610.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/gb/ebwha/pdf_files/WHA55/ea5523.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/biologicals/publications/Influenza%20inactivated%20recommendations%20annex%203.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://whqlibdoc.who.int/publications/2007/9789241580397_3_eng.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://whqlibdoc.who.int/hq/1999/WHO_CDS_CSR_EDC_99.1.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://whqlibdoc.who.int/hq/2002/WHO_CDS_CSR_EPH_2002.9.pdf

 

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:

http://www.who.int/foodsafety/publications/capacity/en/appendix.pdf

 

DÜNYA LİTERATÜRÜ (TRİŞİN HASTALIĞI RAPORU):

http://www.trichinella.org/cit1.php?year1=2000&year2=2006

 

ÜNİVERSİTE YAYINI HEPATİT E VİRÜSÜ:

http://www.journals.uchicago.edu/action/doSearch?searchText=pork&filter=all

 

ÜNİVERSİTE YAYINI:

http://edis.ifas.ufl.edu/pdffiles/AN/AN03900.pdf

 

ÜNİVERSİTE YAYINI:

http://extension.missouri.edu/xplor/agguides/pests/g07020.htm

 

HAYVAN BİLİMİ:

http://www.animal-science.org/cgi/content/abstract/77/11/2971

 

BİLİMSEL YAYIN:

http://www.scienceinafrica.co.za/2002/june/worm.htm

 

SAĞLIKLA İLGİLİ YAYIN:

http://www.pubmedcentral.nih.gov/pagerender.fcgi?artid=1638284&pageindex=1

 

RESMİ YAYIN DOMUZ ETİ VE SİROZ:

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/2858627?dopt=Abstract

 

RESMİ YAYIN- UNİTED STATES, 1990:

http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/00001884.htm

 

KANADA RESMİ YAYIN:

http://www.omafra.gov.on.ca/english/research/foodsafety/2002/sf6017.htm

 

BİRLEŞİK AMERİKA RESMİ YAYIN:

http://www.michigan.gov/documents/emergingdiseases/Hutton_Pig_Paper_177657_7.doc

 

BU KONUDAKİ GENİŞ HABERLER YIĞINI:

http://www.antwifarms.com/swinediseases.shtml

 

HEPATİT E VİRÜSÜ:

http://www.phac-aspc.gc.ca/publicat/ccdr-rmtc/01vol27/27s3/27s3m_e.html

 

SAĞLIK  LİNKLERİNDE DOMUZ ETİ:

http://www.healthysecrets.com/health_news/topics/sickness_diseases.html

 

DOMUZ ETİ ÖLÜMLERİ VE ZEHİRLENMELERİ:

http://www.smh.com.au/articles/2004/01/29/1075340769773.html

 

KOLOMBİYA’DA 30 BİN DOMUZ ETİ HASTASI:

http://news.bbc.co.uk/2/hi/business/1683646.stm

 

HONG KONG’DA 250 DOMUZ ETİ HASTASI:

http://www.news-medical.net/?id=12475

 

DOMUZ ETİ HASTALIKLARI:

http://www.thepigsite.com/pighealth/

http://www.thepigsite.com/pighealth/article/407/internal-parasites

 

http://www.hakveadalet.com/alkol-ve-domuz-eti-polemigi  (Turgut Çiftçi)

This entry was posted on Cumartesi, Aralık 6th, 2008 at 16:08 and is filed under HARAMLAR. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

There are currently 2 responses to “Domuz Eti – Alkollü İçki Polemiği ve İstismarı”

Why not let us know what you think by adding your own comment! Your opinion is as valid as anyone elses, so come on... let us know what you think.

  1. 1 On Aralık 12th, 2011, Nusret Çiçek said:

    Mümin mümini en az kendi nefsi kadar düşünmedikçe gerçek iman etmiş sayılmaz. Peygamerimiz öyle buyuruyor.
    Ne var ki asrmızda öyle bir düşünce yok, demek ki Allah(c.c) beterinden korusun, ne kadar domuzlaşmışız. Öyle ya, hep diniküm dinariküm…

  2. 2 On Şubat 4th, 2016, murat said:

    ben anlamadım… hamr şarap demek, ama yorum yapıp tüm alkollü içkileri haram olarak yorumluyorsunuz, domuz yemek yasak diyorsunuz ama nedense sonra yorum yapıp tüm etler haramdır demiyorsunuz. yüce Allahın neyi neden haram kıldığını bildiğinizi (haşa) iddia ediyorsunuz sanırım…
    şeyhülislam çatalcalı ali efendinin vişnaba (vişne likörü) (sekere hali hariç) haram demekten kaçındığı (Fetâvâ-i Ali Efendi), İmamı azamın da az miktarda olmak (sekere hali hariç) üzere hamr dışındaki alkollü içkinin içilmesine haram diyemediğine ve ” mazallah bütün sahabeye fasık demiş olurum” dediği açık… ibni sina da yararı için içermiş… gerçeği allah bilir.
    bu şahısların allahtan korkup, açıkça kuran da yazmayan bir şeye haram demedikleri açık değil mi?
    anlamadım ben… şimdi tek eşlilik isteniyor. onlara da size de diyorum ki rabbimin maksadını bilmek size kalmamış… tevbe ediniz

Yorum Yaz