-
4th Temmuz 2008

Cevşen-Yeni Asya Neşriyat

posted in CEVŞEN |

Kitabın “Takdim” kısmında şu bilgilere yer verilmiştir:

“…Peygamberimizin(a.s.m) binler dua ve mücaatlarından çok geniş hakikatları içine alan, doğrudan doğruya Allah tarafından vahyedilmiş, geniş ve şumüllü bir duası vardır. Cevşenü’l-Kebir ismindeki bu duayı Peygamberimize Uhud harbi esnasında Cebrail(a.s.) getirmiş ve kelime manası “büyük zırh” demek olan Cevşen hakkında şunları ifade etmiştir: “Üzerinden zırhını çıkar ve bu duayı oku. Bu duayı üzerinde taşır ve okursan zırhtan daha büyük tesiri vardır.”

Her an ve her fırsatta ümmetini düşünen Peygamberimiz “Bu duanın tesiri sadece bana mı mahsus, yoksa ümmtim şamil mi?” diye sordu.. Cebrail (a.s) şu müjdeyi aldı: “Ya Resulullah! Bu dua Cenab-ı Allah’ın sana ve ümmetine bir hediyesidir. Bunun sevabını Allah’tan başka kimse takdir edemez.” (Ahmed Ziyaeddin Efendi, Mecmüatü’l-Ahzab)…

Böyle olunca İsm-i Âzam da dahil Rabbimizin bin bir ismini içine alan Cevşen ile yapılacak duâların ne derece kabûle mazhar olacağı açıktır…

Okuyana çok büyük sevaplar kazandıran Cevşen aynı zamanda insanı maddî ve mânevî musibetlerden koruyan bir zırh olur. Mecmuatü’l-Ahzab’da Cevşen’in hastalıklara şifâ olacağı, ihlâsla okumaya devam eden kimsenin evinin Allah’ın izniyle yangından, hırsızdan korunmasına vesîle olacağı, bu duâyı okumaya devam eden kimseye meleklerin büyük bir tevâzû ile hürmet edecekleri rivâyet edilir ve Cevşen’in daha birçok fazîleti zikredilir…

“Eğer o dünyaya âit fâideler ve menfaatlar o ubudiyete; o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz’ü olsa; o ubûdiyeti kısmen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akim (neticesiz) bırakır. İşte bu sırrı anlamayanlar, meselâ yüz hâsiyeti ve fâidesi bulunan Evrâd-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibendiyi veya bin hâsiyeti bulunan Cevşenü’l-Kebîr’i o fâidelerin bazılarını maksud-u bizzat niyet ederek (bizzat o fâideleri kazanma niyetiyle) okuyorlar.

Cevşen’in hususî bir okunma vakti yoktur. Diğer duâlar gibi, her vakit okumak mümkündür. Namazdan, bilhassa sabah namazından sonra; mübârek mevkîlerde, mescid ve câmilerde, Cuma günleri, Üç Aylarda, mübârek gecelerde, bilhassa Kadir Gecesinde okumak sâir vakitlerde okumaya nisbeten daha faziletli olduğu da bir gerçektir. Çünkü bu vakitlerde yapılan ibadetlere hem kat kat sevap verilmekte, hem de kabul edilmesi kuvvetle ümit edilmektedir. (Mektûbat, s. 258)

Bu mübarek duanın okunacağı miktar hususunda bir ölçü koymak da mümkün değildir. Bâzı kimseler her gün okur, bâzıları haftada bir, bâzıları ayda bir, bâzıları da sadece mübârek gecelerde okur. Bu, kişinin kendi tercihine kalmıştır. Mühim olan hassas bir denge kurabilmektir. Evrad okuyacağım diye imânî eserleri daha az okumak veya onun neşri için çalışmayı azaltmak ise uygun değildir. (Lem’âlar, s. 156-157)” (Yeni Asya Neşriyat, 2000, s.8-15)

 

Cevşen-i Kebîrin başında Yasin suresi vardır. Daha sonra şu ifadelerle başlamaktadır:

1-

1-Ey her şeyin Gerçek Mâbudu olan Allah

2-Ey dünyada dost ve düşman ayırt etmeden bütün mahlukatını rızıklandıran Rahman
3-Ey âhirette sadece dostlarına rahmet edecek olan Rahim
4-Ey herşeyi hakkıyla bilen Alîm
5-Ey yarattıklarına son derece yumuşak muamele eden Halîm
6-Ey sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi olan Azîm
7-Ey herşeyi yerli yerinde yapan Hakîm
8-Ey varlığının başlangıcı olmayan Kadîm
9-Ey herşeyi ayakta tutan Mukîm
10-Ey iyilik ve ikrami bol olan Kerîm Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, Senden baska İlah yok ki bize imdat etsin. Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar.

.

2-
1-Ey efendilerin efendisi
2-Ey dualara cevap veren
3-Ey iyiliklerin sahibi
4-Ey dereceleri yükselten
5-Ey bereketleri büyük olan
6-Ey hataları bağışlayan
7-Ey belaları def eden
8-Ey sesleri işiten
9-Ey dilekleri veren
10-Ey sır ve gizlilikleri bilen

.

3-
1-Ey Bağışlayanların en hayırlısı
2-Ey yardım edenlerin en hayırlısı
3-Ey hükmedenlerin en hayırlısı
4-Ey herşeyi hikmetle açanların en hayırlısı
5-Ey kendisini zikredenlerin en hayırlısı
6-Ey varislerin en hayırlısı
7-Ey övenlerin en hayırlısı
8-Ey rızk verenlerin en hayırlısı
9-Ey müşkil meseleleri hal ve fasl edenlerin en hayırlısı
10-Ey ihsan edenlerin en hayırlısı

(Yeni Asya Neşriyat, 2000, s.31-145)


This entry was posted on Cuma, Temmuz 4th, 2008 at 09:06 and is filed under CEVŞEN. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

There are currently 2 responses to “Cevşen-Yeni Asya Neşriyat”

Why not let us know what you think by adding your own comment! Your opinion is as valid as anyone elses, so come on... let us know what you think.

  1. 1 On Şubat 2nd, 2011, Süleyman hoca said:

    Keramet ve kudsiyeti kendinden menkul CEVŞEN. hiçbir klasik kaynakta yer almayan….İsnadı olmayan,metine bakıldığında suni ve düzmece olduğu aşikar olan uydurma bir hadisten başka bir şey değildir. Prf.Hayri KIBAŞOĞLU İslam düşüncesinde hadis metedolojisi Shf.2o EĞER denilirse ki ;Bu güzel bir duadı uydurma olsa ne olur.Derizki;İyilik taşlarıyla döşenmiş her yol sahili selamete çıkmaz.

  2. 2 On Şubat 13th, 2016, Engin said:

    Cevşenü’l-Kebir ismindeki bu duayı Peygamberimize Uhud harbi esnasında Cebrail(a.s.) getirmiş ve kelime manası “büyük zırh” demek olan Cevşen hakkında şunları ifade etmiştir: “Üzerinden zırhını çıkar ve bu duayı oku. Bu duayı üzerinde taşır ve okursan zırhtan daha büyük tesiri vardır.” diyorsunuz. Bu sözlerin kaynağını belirtmediğiniz gibi Hz.Muhammed’in Uhud savaşında yaralandığından, dişini kırıldığından hiç bahsetmemişsiniz. Peygamberimiz zırhını çıkarmak yerine bir zırh daha giymiştir üzerine, Saidi Nursi’yi yüceltmek için girmeyeceğiniz şekil yok sizin. Umarım şirk üzerine ölmezsiniz.

Yorum Yaz