-
15th Ocak 2010

Hz. Peygamber’e salat getirmek bir gelenektir_Prof. Süleyman Ateş

posted in SALAVAT |

Hz. Peygamber’e salat getirmek bir gelenektir

Soru: Salavat getirilmesinin anlamı nedir? Peygamberimiz Hz. Muhammed, namazlarını kılarken Salli ve Barik dualarını okuyor muydu? (Mehmet Tekoğlu)

Cevap: Salavat, Hz. Peygamber’i saygıyla anmak, ona Allah’tan rahmet ve bereket dilemektir. Aslında Arapça salavat, salat sözcüğünün çoğuludur. Salatın temel anlamı dua, rahmet dileme, acıma isteğinde bulunmadır. Hz. Peygamber’in adı anıldığında ona salat getirmek yani ona rahmet temenni etmek İslâmi bir gelenektir. Hatta, bunun farz olduğunu söyleyenler de vardır. Peygamber’e salavat getirmek, Ahzab Suresi’ndeki bir ayetin yorumuna dayanmaktadır: “Allah ve melekleri, Peygambere salat etmekte(onun şerefini gözetmeye, şanını yüceltmeye özen göstermektedir. Ey inananlar, siz de ona salat edin, (onun şanını yüceltmeye özen gösterin), içtenlikle selam edin (ona esenlik dileyin)” (Ahzâb: 56)

Ahzab Suresi’nin bundan önceki ayetlerinde müminlere, Peygamber’i rahatsız edecek davranışlardan kaçınmaları emredildikten sonra bu ayette de Peygamber’in, Allah katındaki yüce şanı, değeri anlatılıyor. Allah’ın ve meleklerinin ona salat ettikleri bildiriliyor, müminlere de ona salat ve selam etmeleri emrediliyor. Allah’ın Peygamber’e salatı, ona rahmet etmesi, onu melekler yanında övmesi, meleklerin salatı, ona dua ve istiğfar etmeleri, onu desteklemeleridir. Allah’ın rahmet ettiği, huzurundakilere övdüğü bir zata elbette saygı göstermek, onu incitmekten son derece sakınmak ve ona salat ve selam getirmek (yani Allah’tan rahmet ve esenlik dilemek) gerekir.

 

Tevhide aykırı değil

Bu ayetin hükmüne göre Allah’ın Elçisi’ne ömürde bir kez olsun salat ve selam etmek farzdır. Bazı alimlere göre onun ismi her anıldıkça salat ve selam getirmek gerekir. Bazılarına göre de onun ismi anıldığı zaman sadece bir kere salat ve selam getirmek yeterlidir. Her adı anıldıkça salat ve selam gerekmez. Duaların başında ve sonunda da ona salat ve selam getirmelidir. Bu görüşler içinde en uygunu, onun adının anıldığı mecliste sadece bir kere salat ve selam getirmek olanıdır. Her defasında salat ve selam okumak zor olabilir, meclisin sükunetini de bozabilir. İfrata gerek yoktur. Ben ashabın, ikide birde ona salat getirdiklerini sanmıyorum. Buna göre yazılacak dini kitaplarda da onun adı her geçtikte (s.a.v.) koymak veya bunu açıkça yazmak zorunlu değildir. Her bölümde onun adının geçtiği ilk yerde salat ve selam işareti koymak yeterlidir.

Sahih hadis mecmualarında Hz. Peygamber’den çeşitli salavat formları aktarılır ama ben Peygamberimizin, namazında kendisine salavat okuduğu kanısında değilim. Ancak ümmetinin ona salavat okuması, onun ruhaniyetiyle iletişim kurma açısından gerekli ve önemlidir kanaatindeyim. Namazda Peygamber’e salat okumak tevhide aykırı değildir. Çünkü bu, Peygamber’den bir şey dilemek değil, onun için dua etmektir. Zaten biz yalnız Peygamberimiz için değil, bütün inananlar için dua ederiz. Çünkü bu bize ayetlerde öğretilmektedir: “Rab-benâğfir lî ve livâlideyye ve lilmü’minîne yevme yekumu’l-hisâb: Rabbimiz, hesap gününde beni, ana babamı ve bütün müminleri bağışla.” Öyle ise Peygamberle iletişim kurmanın en güzel ve tevhide uygun yolu, ona çokça salat-ü selam okumaktır. (http://www10.gazetevatan.com/root.vatan?exec=yazarekstra&Newsid=75241&Categoryid=31 )

This entry was posted on Cuma, Ocak 15th, 2010 at 16:48 and is filed under SALAVAT. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz