-
16th Ağustos 2008

Abdulğani en-Nablusî’nin Tanrı Anlayışı

posted in MITOLOJİ |

Abdulğani en-Nablusî[588]

en-Nablusi, “Sana biat edenler ancak Allah’a biat ediyorlar[589] ayetini açıklarken şöyle demektedir:

Yüce Allah, peygamber Muhammed’in, Allah olduğunu, biatinin da Allah’ın biati ve biat için uzatılan elinin Allah’ın eli olduğunu bildirmektedir. [590] Yüce Allah’ın Hz. Musa’ya “Ben seni seçtim. [591] ayetini de şöyle açıklıyor: “Ben, sen ve sen ben olmamız için, benden sana vahyedileni dinle. Bu da gafil in­sanın kendi nefsiyle konuşmasına benziyor. O, nefsi ile konuşuyor ve nefsi onunla konuşuyor. [592]

Yine Yüce Allah’ın Hz. Musa’ya “Benim gözetimimde yetiştirilmen için sana kendi sevgimi lütfettim. [593]ayetini açıklarken de şöyle diyor:

Zatımı sana giydirdim ki, onunla ben görünürüm ve sen kaybolursun. Sen görü­nürsün, ben kaybolurum. İkisi iki değil, bir kişidirler. [594]kadar gerçekleri saptıran ve batılı terviç etmek için mugalatayı meslek edinen insan çok nadirdir. Vahdet-i vücut inançlarında tasavvufcu Kur’an ve sünnete bağlı kaldıklarını söyleyerek şöyle diyor: “Rabbimizi tanımada, Kur’an’da kendisinin kullandığını kullanmada, peygamberin onun için kullandığını kullanmada azığımız ve dayanağımız Kur’an-ı Kerim ve Rasulullah’ın sünnetidir”[595]

Nablusi gerçekleri saptırmakla yetinmemiş, vahdet-i vücuda sarılırken azık ve dayanağının Kur’an olduğunu da iftira etmiştir. İnanıyoruz ki, nak­lettiğimiz son paragrafı Nablusi’nin akidesinden habersiz olarak okuyan bir kimse, onun kalbi hakkın nuru ile taşan bir mü’min olduğuna inanır. Tasavvufçular böyledir. Her duruma uygun bir kıyafet giydirir ve okuyucuyu memnun edecek bir süs verirler. Ne zaman ona inanırsa, onu avlar ve öldü­rürler. Çünkü anlatımda batıla hak elbisesi giydirmekte oldukça hüner ka­zanmışlardır.

Allah’ın kitabına kin ve nefret savaşı açan sapık bütün fırka ve inanç mensupları bu şekilde davranmıştır. Allah’ın vahyini açıkça yalanlamıyor, onun yerine öldürücü ikiyüzlülüğüyle hedeflerini maskeleyip lafızlarını kutsallaştırdığını söyleyerek onlara Allah’ın hiçbir şekilde tasvip etmediği ve Kur’anla hiçbir ilişkisi bulunmayan anlamlar yüklüyorlar. Bu kılıfla ba­karsınız küfrün anlamının iman ve batılın hakkın kendisi olduğunu söylüyorlar. Onun için Allah’ın sözünü yalanlamada bunların en kurnaz ve kor­kunç oldukları görülür. Küfrünün sinsiliğinde Bahailik ve davetinin deccal-lığında Kadiyanilik sapık fırkalar olarak bu metodun tipik Örneklerini oluş­turmaktadır. İkisi de Allah’ın kutabına ve rasulünün sünnetine inandığını iddia ettiği halde, bakarsınız Allah’ın, Rasulu nün ve Kur’an’ın amansız düşmanı onlardır.[596]

(Prof. İbrahim Sarmış, Teorik ve Pratik Açıdan Tasavvuf ve İslam, s.248-250, Ekin Yayınları, 5. Baskı)

[588] Abdulğani İbn ismail en-Nablusi, I 143/173) yılında ölmüştür. Meşhur tasavvufçııîardan ‘olup hu’d-Delaieî fi Cevazı Semai’l-Alâl” kitabından başka eserleri bulunmaktadır.

[589] Fetih, 10

[590] Abdulğani en-Nablusi, Hukmu Şathi’i-Veliyyi, Şam Zahiriyye Kütüphanesi 4008 no;da kayıtlı el ması kitabından naklen Dr. Abdurrahman Bedevi, ŞatahatııVSufiyye, 194, Vekaletu’l-Matbııat,1978.

[591] Taha, 13

[592] Dr. Abdurrahman Bedevi, a. g. e. 195

[593] Taha, 39

[594] Dr. Abdurrahman Bedevi, a. g. e. , 195-196. en-Nablusi’rıin vahdet-i vücut ve İslam d fidelerinden başka örnekler için bkz. A. g. e., 191-199.

[595] Dr. Abdurrahman Bedevi, a. g. e. , 194. Kur’an ve Sünnete sarılma, hatta Kur’an’ı anlamaya teşvik etme ve “Ancak müçtehid olanlar Kur’an’a bakar, başkaları anlamaz” anlayışına karşı çıkışı ve hakkı batıla giydirdiği diğer görüşleri için bkz. a. g. e. , 191-199.

Tasavvufçular bu iki yüzlülükle başkalarını aldatmaya çalışırlar. Battla hak elbisesi giydirirler. Onun için Goldziher’in şu sözlerine hak vermemek mümkün değildir: “islam tarihi boyunca fikri her akım, Kur’an lassına göre kendini tashih etme, İslam’a uygunluk ve Rasulullah’ın getirdiklerine mutabakat için Kur’an nassını esas alma çabası içinde olmuştur. . . ” Goldziher, Mezahibu’t-Tefsir, 3. Ayrıca Dr. Abdurrahman Bedevi, et-Turasu’l-Yunani l’i’l-Hadarati’l-islamiyye;, 218.

[596] İbrahim Sarmış, Tasavvuf ve İslam, Ekin Yayınları: 208-209.

This entry was posted on Cumartesi, Ağustos 16th, 2008 at 06:11 and is filed under MITOLOJİ. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz