-
23rd Temmuz 2008

ORUÇ KONUSUNDA RABBİMİZ ALLAH NE BUYURUYOR?

posted in ORUÇ |

KUR’AN’DA ORUÇ

2Bakara suresi, 183-187. ayetler: “Siz ey imana ermiş olanlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı ki Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız.

Sayılı günlerde (oruç). Ancak sizden kim, hasta veya seyahatte olursa diğer zamanlarda (aynı gün sayısı kadar oruç tutmalıdır); ve (bu gibi hallerde) gücü yetenlere bir muhtacı doyurarak fidye vermek, bir yükümlülüktür. Her kim, yapmaya yükümlü olduğundan daha fazla iyilik yaparsa kendisine iyilik yapmış olur; zira oruç tutmak kendinize iyilik yapmaktır -keşke bunu bilseydiniz.

Kur’an, insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak (ilk defa) bu Ramazan Ayında indirilmiştir. Bundan dolayı, sizden kim bu aya erişirse onu baştan başa tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde (aynı sayıda oruç tutsun). Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez; ama (belirlenen günlerin) sayısını tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı yüceltmenizi ve (O’na) şükretmenizi (ister).

Eğer kullarım sana Benim hakkımda sorular sorarsa -(bilsinler ki) Ben çok yakınım; dua edenin yakarışlarına her zaman karşılık veririm; öyleyse onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler.

(Gündüz) tutulan oruçtan sonraki gece boyunca kadınlarınıza yaklaşmanız helaldir: onlar sizin için bir elbise gibidirler ve siz de onlar için bir elbise gibisiniz. Allah bu konuda kendinizi sıkıntıya sokacağınızı bilir; bu yüzden O size mağfiret ile yönelmiş ve bu zorluğu üzerinizden kaldırmıştır. Şimdi öyleyse onlara yaklaşabilir ve Allah’ın sizin için uygun gördüğünden yararlanabilirsiniz ve gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı fark edilinceye kadar yiyip içebilirsiniz. Sonra gece çökünceye kadar oruca devam edersiniz. Ama mescitlerde ibadet halinde iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır: O halde bu sınırları ihlal etmeyin: (işte) böylece Allah mesajlarını insanlara açıklıyor ki, O’na karşı sorumluluklarının bilincinde olabilsinler.”

 

 

Sonuç:

1. Oruç yalnızca Müslümanlara değil önceki toplumlara da Allah’ın buyruğudur.

2. Oruçtan amaç, Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varmak, yoksullarla empati kurmak ve gözetmek, Allah’ı yüceltmek ve şükretmek, duaların kabulüne katkı sağlamak ve doğru yol üzerinde kararlılıkla kalmaktır.

3. Oruç yıl boyu, uzun bir periyot değil belirli günlerde tutulur.

4. Oruç tutmak, herhangi cezaî bir yükümlülük söz konusu değilse yalnızca Ramazan ayında emredilmiştir.

5. Ramazan ayı dışında ilahî bir buyruk olarak tutulan oruçlar, ancak kaza orucu ve Kur’an’da bildirilen işlenmiş bir hatanın orucu olabilir.

6. Müslümanlar hangi nedenle olursa olsun orucu bozma durumunda ancak gününe gün tutarlar. Orucu bozma durumunda 60 gün oruç tutmak ilahî delillere dayanmaz.

7. Hastalar ve yolcular tutamadıkları gün kadar diğer günlerde oruç tutarlar.

8. Oruç tutmakta zorlananlar bunun yerine günlük olarak bir yoksulu yedirirler. Daha fazla iyilik daha da iyidir. Güç yetirebilenlerin oruç tutmayı tercih etmesi daha iyidir.

9. Oruç gecelerinde kişinin eşiyle birlikte olmasının dinen hiçbir sakıncası yoktur. Böyle bir inanç ruhbanlıktır. İbadet halinde(itikaf) eşlerin birbirinden cinsel anlamda yararlanması doğru değildir.

10. Oruç, şafak vaktiyle başlar ve güneşin batımı ile sona erer.

11. Oruçlu iken herhangi bir şey yenilmez ve içilmez.

 

 

CEZA(KEFFARET) ORUCU

2Bakara suresi, 196. ayet: “Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin.

4Nisa suresi, 92. ayet: “Bir mü’minin bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, bir mü’min tutsağı özgür kılması ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir tutsağı özgür kılması gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir tutsağı özgür kılması gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

5Maide suresi, 89. ayet: “Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir tutsağı özgür kılmaktır. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.

5Maide suresi, 95. ayet: “Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ’be’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

58Mücadele suresi, 1-4. ayetler: “Allah, kocası hakkında sana başvuran ve Allah’a şikayette bulunan kadının sözlerini işitmiştir. Ve Allah ikinizin söylediklerini de mutlaka işitir. Şüphesiz Allah her şeyi işiten, her şeyi görendir.

(Bundan sonra) içinizden “Sen artık bana annem kadar haramsın!” diyerek hanımlarından ayrılanlara gelince, (unutmasınlar ki) (eşleri) hiçbir zaman anneleri (gibi) olamaz, kendilerini doğuran kadından başkası anneleri olamaz. O halde, akla sığmayan bir sözdür söyledikleri, (bu nedenle de) asılsız ve düzmecedir. Ama Allah, gerçekten günahları affedicidir, çok bağışlayıcıdır.

O halde, “Sen bana annem kadar haramsın!” diyerek hanımlarından ayrılanlara ve sonra söylediklerinden geri dönenlere gelince, (onların keffareti) eşlerin tekrar birbirlerine dokunmalarından önce bir tutsağı özgürlüğüne kavuşturmak olacaktır. Size (burada) tavsiye edilen budur; çünkü Allah yaptığınız her şeyden tamamiyle haberdardır.

Kim (tutsağı özgür kılma imkânı) bulamazsa, eşine dokunmadan önce ard arda iki ay oruç tutmalıdır. Kimin de buna gücü yetmezse altmış fakiri doyurmalıdır. Bunlar, Allah’a ve Resûlüne hakkıyla iman edesiniz, diyedir. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kâfirler için elem dolu bir azap vardır.”

 

Sonuç:

1. Haccı zamanından önce bitiren ceza olarak bir gün oruç tutar.

2. Hacda yoksulları doyuramayan(kurban kesimi) 3 gün hacda, 7 gün kendi ülkesinde olmak üzere toplam 10 gün oruç tutar.

3. Üç gün oruç tutmak keffaret olduğu gibi bir yoksulu doyurmak da bir keffarettir.

4. Bir mümini yanlışlıkla öldüren kişi tövbesinin kabulü için, eğer Kur’an’da bildirilen diğer gerekli koşulları yerine getiremiyorsa, 2 ay(60 gün) ard arda oruç tutar.

5. Kasıtlı söz ve yeminleri karşısında sorumlu davranmayanlar, eğer Kur’an’da bildirilen diğer gerekli koşulları yerine getiremiyorlarsa, üç gün oruç tutmaları gerekir.

6. Hacda iken kara avı yapanlar, eğer diğer gerekli koşulları yerine getiremiyorlarsa, buna denk oruç tutmaları gerekir.

7. Eşinden boşanmadan ondan uzak durmak için saçma sapan geleneklerle kendilerini güya söz ve yeminle bağlayanlar (Örnek, “Sen artık bana anam-bacımsın”), bir daha eşlerine dönme hakkı elde etmeleri için, eğer Kur’an’da bildirilen diğer gerekli koşulları yerine getiremiyorlarsa, 2 ay(60 gün) ard arda oruç tutmaları gerekir.

This entry was posted on Çarşamba, Temmuz 23rd, 2008 at 05:40 and is filed under ORUÇ. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz