-
19th Eylül 2008

Ramazan’da Mide Rahatsızlığı

posted in BESLENME |

Mideniz rahatsız mı?
Oruç tutmanın vücut için yararlı etkileri bulunduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Pata, mide rahatsızlığı olanların oruç tutmaya başlamadan önce dikkat etmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi…

�Mide rahatsızlığı olanlar doktora başvursun
�Oruç tutulurken bütün gün midenin boş kalması mide ve bağırsak hastalıkları açısından bazen sorun oluşturabiliyor. Aktif ülseri, yeni geçirilmiş mide kanaması, ülserli giden bağırsak hastalıkları, mide kanseri, bağırsak kanseri gibi hastalıkları olanlara oruç tutmamalarını tavsiye ediyoruz ancak ısrarlılarsa bu süreçte çok dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyoruz. Öncelikle kişinin mide rahatsızlığı varsa ramazandan önce ilaçla kontrol altına alınması gerekir.

Oruç tutmanın vücut için yararlı etkilerini hepimiz biliyoruz, ancak mide ve bağırsaklarımızda bu süreçin bazı zorluklar yaratabileceğini de unutmamak lazım. Uzun açlık süresince mide de bazı salgılarda azalma olmaktadır. Bu durum mide ve bağırsakları dış etkenlere karşı daha duyarlı hale getirir ve varolan belli belirsiz bir gastrit, iyileşme yolunda olan bir ülser ya da benzer hastalıklar bu şartlar altında belirginleşir. Bu yüzden daha önce mide şikayetleri olanların ya da geçirilmiş ülser, mide kanması gibi geçmişi olanların oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka Gastroenteroloji Bölümü�ne başvurup hekim önerisini dikkate almaları uygun olur.

 

Yine sık karşılaştığımız reflü hastalığında oruç tutmak sorun yaratabilir. Normalde biz reflü hastalarına az az, sık sık yiyin, yedikten sonra hemen yatmayın gibi önerilerde bulunuruz. Ramazanda ise uzun süre aç kaldıktan sonra iftar da hızlı yemek yemek, karnı fazlası ile doldurmak reflü ataklarını tetikleyecektir.  Bu nedenle reflü hastalarının oruç tutarken dikkat etmeleri gerekiyor. Doktorlarına danışarak belki ramazan boyunca ilaç almaları gerekebilir.
Mide bağırsak hastalığı olanlara öneriler..

Reflü mide asidinin ve içeriğinin yemek borusuna kaçmasıdır. Sıklıkla yemek borusu ve mide birleşimindeki kapakçık benzeri yapının zayıflaması sonucu oluşur. Midenin fazla gıda ile dolması mide basıncını artırarak yemek borusuna doğru yiyeceklerin ve asidin kaçışını artırır ve reflü gelişir. Bu sebeple gastroozogfagial reflü tanısı almış hastalarımızın öncelikle iftarda yeme alışkanlıklarını değiştirmeleri uygun olur. Mesela bir çorbadan sonra ana yemeğe geçmeden önce bir süre ara vermek hem hazım için hem de midenin boşalmasına zaman tanımak yönünden faydalı olacaktır. Yine bu tip şikayetleri olanların dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan birisi de sahura kalkıp yemek yedikten sonra hemen yatmamak olmalı. İdeali yemekler yenildikten 2 saat sonra yatağa girilmesidir. Ülser hastalarının ise önce ülserini tedavi edip ondan sonra oruç tutmaları gerekir. Uzun süre açlık, mide asidini artıracağı için, ülseri de tetikleyecektir. Öte yandan sahurda ve iftarda hamur işi, kızartma ağırkılı beslenmeden kaçınmak doğru our. Mide kanseri olan, mide ameliyatı olmuş beslenme güçlüğü çeken hastaların oruç tutmalarını önermiyoruz.

Ramazan öncesi hazırlık
Oruç tutan kişilerin önceden bol bol sıvı almasında fayda var. Özellikle uzun ve sıcak günlerde sıvı, tuz ve vitamin dengelerinin çok iyi sağlanması gerekir. Ramazan ayı öncesinde ve süresince bol sulu sebze yemekleri, salatalar ve meyve tüketilmesi, ayran yoğurt gibi gıdaların sofradan eksik edilmemesi önemli. Ramazanın bir hafta on gün öncesinde az az yiyerek mideyi alıştırmak faydalı olacakıtr; böylece ramazan dönemi de az yenerek ve rahat geçirilebilir. Bunun için gündüz yemeklerini azaltıp daha çok kahvaltıya ağırlık verip, akşamları daha da hafif yenebilir. Oysa ramazanda aç kalacağız diye ramazanın öncesinde yemeklere çok yüklenilmesi son derece yanlış. Çok yenildiği sürece mide çok yemeğe alışıyor ve genişliyor. Sonraki süreçte adaptasyon daha da zor oluyor� (Yeditepe Üniversitesi, Doç. Dr. Cengiz Pata)
http://www.bizimsaglik.com/c/ho.asp?id=5133

This entry was posted on Cuma, Eylül 19th, 2008 at 14:07 and is filed under BESLENME. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz