-
7th Temmuz 2008

Kur’an abdest- Prof. Hayrettin Karaman

Kur’an’a abdestsiz dokunabilmek

“1. Dokunma konusu: İbn Rüşd Mushaf’a dokunma konusunda özetle şunları söylemiştir: Cünüp olanın Mushaf’a dokunmasını bazı fıkıhçılar caiz görmüş, çoğunluk ise menetmişler; yani caiz olmadığı hükmüne varmışlardır. Bunlar abdesti olmayan kimselerin de Mushaf’a dokunmalarının caiz olmadığın söyleyenlerdir. Bu ihtilafın (farklı ictihadın) sebebi, “Ona tertemiz olanlardan başkası dokunamaz” (Vâkıa: 56/79) mealindeki âyettir. Abdest bahsinde bu âyetle ilgili farklı anlayışlardan söz ettik. Hayızlı kadınların Mushaf’a dokunmasını caiz görmeyenler de yine aynı delile dayanmaktadırlar (31).

İbn Hazm de Mushaf’a abdestsiz veya cünüp ve hayızlı olanın dokunmalarının caiz olduğunu savunurken Hz. Peygamber’in (s.a.) Herakliyüs’e gönderdiği mektupta âyetin de bulunduğu, mektubun bir gayr-i müslime verildiği ve onun âyete dokunmasında sakınca görülmediği vâkasına dayanmaktadır. Çoğunluğun dayandığı “Mushaf’a abdestsiz ve cünüp olanların dokunamayacağını ifade eden” rivayetin ise sahih olmadığını, sahih olanın ise mürsel olduğunu (Hz. Peygambere kadar raviler zincirinin kesintisiz olmadığını) ileri sürmektedir. Yukarıda meali geçen âyete gelince İbn Hazm’in onunla ilgili yorumu şöyledir: Allah Teâlâ “…dokunmasınlar” demiyor, “…dokunmazlar diyor. Biz vâkıa olarak Kur’an’a herkesin (temiz, pis, müslüman, kâfir…) dokundukların görüyoruz; şu halde bu âyette geçen kitaptan maksat Mushaf değil, 78. âyette açıklanan “meknûn; yani gizli, saklanan” kitaptır, Kur’an’ın levh-i mahfuzdaki aslıdır ve ona ancak melekler dokunabilir…. (81-84).
2. Okuma konusu:

İbn Hazm “Kur’an’ı okumak, tilavet secdesi, Mushaf’a dokunmak ve Allah’ı anmak; bunların hepsi abdestli olana ve olamayana, cünübe ve hayızlı olana caizdir” diye başlık attıktan sonra genel delilini şöyle açıklıyor: “Bunlar hayırlı işlerdir, teşvik edilmiş, sevap vadedilmiş fiillerdir; bunların bazı hallerde yapılamayacağın söyleyenlerin delil getirmesi (delil ile isbat etmeleri) gerekir“. İbn Hazm karşı tarafın ileri sürdükleri delilleri ise ya sahih olmayan rivayetlerden ibaret oldukları veya hükme delalet etmedikleri gerekçesiyle reddetmekte, sahabe ve tabiûn müctehidlerinden kendi ictihadını destekleyen örneklere de yer vermektedir (77-81).

Fıkıhçıların ihtilaf ve ittifak ettikleri hükümleri açıklayan iki kaynaktan konumuz ile ilgili ictihadları aktarmış olduk. Görülüyor ki “kadınların özel hallerinde namaz kılamayacakları ve oruç tutamayacakları” konularında ittifak (icmâ) var; “mescide girme, Kur’an’a dokunma ve onu okuma, gerekli tavâfı yapma” konularında ise ihtilaf edilmiş; çoğunluk bunları caiz görmemiş ama bazı fıkıh alimleri caiz görmüşlerdir. İstişare toplantısı kararlarında da söylenen bundan ibarettir.

Fıkıhta icmâ bağlayıcıdır, ama çoğunluğun görüşü bağlayıcı değildir. Meşhur dört mezhepte de bazan biri, diğerlerinin tamamına (bu mânada cumhura, çoğunluğa) muhalif olduğu halde mensupları -çoğunluğun ictihadını değil- tek kalmış olan mezhebin ictihadını uygulamaktadırlar.

Özel hallerinde kadınları kimse mescide girmeye, Kur’an okumaya… zorlamıyor; ama onlar farklı (caiz diyen) ictihada uyar da bunları yaparlarsa yine kimsenin onları engellemeye veya kınamaya hakları olamaz.” (Prof. Hayrettin Karaman-Sorular ve Cevaplar-Âdet gören kadının Kur’an okuması başlığı)

http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00042.htm

http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/hayat2/0039.htm

This entry was posted on Pazartesi, Temmuz 7th, 2008 at 10:59 and is filed under KUR’AN’A ABDESTSİZ DOKUNULABİLİR. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz