-
4th Mart 2010

Kitabı Mukaddes

posted in KİTABI MUKADDES |

TEVRAT
Tevrat; yasa, şeriat, kanun, emir, önder, ders anlamına gelir. İbranice bir kelime olan Tora, Tevrat’ın karşılığıdır ve Tanrı’nın Hz.Musa’ya verdiği beş kitaptan oluşmaktadır. İbranice lisanında Tanah olarak bilinen Yahudilerin Mukaddes Kitapları’na Hıristiyanlar, Eski Antlaşma adını vermişlerdir. Bunun sebebi; Tanrı’nın Yahudiler ile olan antlaşmayı iptal ettiği, Hz. İsa’yı takip eden Hıristiyanlar ile Yeni Antlaşma yapmış olduğu iddiasıdır. Oysa Yahudiler, seçilmiş bir ulus olduklarını ve Tanrı ile antlaşmalarının sonsuza kadar devam edeceğine inanmaktadır. Dolayısıyle Hıristiyanların bu tavrını hakaret kabul ederler.

Yahudiler; ilk beş kitabı teşkil eden Tora (Tevrat) nın Tanrı’nın bizzat Hz.Musa’ya verdiğini açıklamakla beraber Tanah (Eski Antlaşma)’yı oluşturan diğer kitapların da, Tanrı vahyi ile İsrail peygamberlerince kaleme alındığını kabul ederler.

Hıristiyanlık, Eski Antlaşma'(Tanah)nın İsrailoğullarına Tanrı tarafından verildiğini ve kutsal olduğunu kabul etmelerine rağmen; kendilerine Yeni Antlaşma verildiğinden, Eski Antlaşma’nın uygulamaya yönelik yasalarının geçersiz olduğunu ilan etmişlerdir.

Kur’an’ı Kerim ise, Tevrat’ın Tanrı tarafından verildiğini birçok ayet ile tasdik etmiştir. Maide 5/44 : « Tevrat’ı Biz indirdik. Onda, iyiye ve güzele kılavuz vardır…» Ayrıca Kur’an kitap sahibi olan Yahudi ve Hıristiyanlar’dan kendi kitabının hükümlerine uymalarını istemiştir. Ankebut 29/46: «…Bizim RAB’bimiz ve sizin RAB’biniz birdir ve biz O’na teslim olanlardanız.»

 

TANAH (ESKİ ANTLAŞMA)’YI OLUŞTURAN KİTAPLAR
Tanah; İbranice’de Tora, Peygamberler ve Yazılar kelimelerinin kısaltılmasından meydana gelmiş bir kavramdır ve İbranice olarak yazılmıştır. Kitapların sıralanması konusunda da Yahudiler ile Hıristiyanlar farklı görüşe sahiptir ve onları değişik sıralarda tanzim etmişlerdir.

Tanah üç ana kısma ayrılır.
1) Tora (Tevrat) Tanrı’nın Hz.Musa’ya Sina Dağı’nda verdiği ve yasa olarak kabul edilen 5 kitap : Bereşit (Tekvin), şemot (Çıkış), Vayikra (Levililer), Bamidbar (Sayılar), Devarim (Tesniye)

2) Neviim (Peygamberler) 21 kitaptan oluşan bu diziye İlk ve Son Peygamberler de denir: Yeşu, Hakimler, I.Samuel, II. Samuel, I.Krallar, II. Krallar, Yeşaya, Yeremya, Hezekiel, Hoşeal, Yoel, Amos, Obadya, Yunus, Mika, Nahum, Habakkuk, Tsefanya, Hagay, Zekeriya, Malaki.

3) Ketuvim (Yazılar) 13 kitaptan oluşur: Zebur (Mezmurlar), Süleyman’ın Özdeyişleri, Eyüp, Ezgiler Ezgisi, Rut, Yeremya’nın Mersiyeleri, Vaiz, Ester, Daniel, Ezra, Nehemya, I.Tarihler, II.Tarihler.

 

TEVRAT NASIL YAZILDI?
Bugün elimizde bulunan Tevrat, Tanrı’nın verdiği gibi içeriğini aynen koruyor mu? Kitabın kaleme alınması ve günümüze kadar geçirdiği safhaları, başka bir dine bağlı olunsa bile tarafsız olarak incelemek bir insanlık görevi olduğu düşüncesini paylaşmaktayız.

Yüce Tanrı’nın; M.Ö.1312 yılında Hz.Musa ile Sina Dağı’nda 40 gün 40 gece devam eden buluşması, Dinler Tarihi’nde de çok önemli bir yeri vardır. Kur’an’ı Kerim bu olayı Araf 7/145 ayeti ile doğrulamaktadır. Antlaşma koşulları olan ilâhî yasalar ve iki taş levhaya yazılmış On Emir Hz.Musa‘ya Tanrı tarafından verilmiş olduğu Tevrat’ta açıklanır.

Hz.Musa’ya 40 yıl boyunca İsrailoğulları ile çölde kaldığı zaman içinde de Tanrı’dan vahiy gelmiş ve vefatına kadar devam etmişti. Yahudi toplumunun en kıymetli varlığı olan Tevrat, Antlaşma Sandığı’nda bulunuyordu. Yaklaşık 500 yıl toplanma çadırında, 400 yıl da Hz. Süleyman Tapınağı’nda korunmuştu. M.Ö.422 yılında İsrailoğulları ile yaptıkları savaşı kazanan Babil İmparatorluğu, tapınağı yıkmış Antlaşma Sandığı ile beraber Tevrat’ı da yok etmişti. Bu tarihten sonra Tevrat’ın tekrar yazılması, kâhin Ezra’nın başkanlığında bilge Yahudilerin sözlü aktarması ile gerçekleşmişti.

Dr. Maurice Bucaille Tevrat, İnciller ve Kur’an adlı eserinde şöyle yazmıştı.S.24: « Edmond Jacob‘un Eski Antlaşma isimli incelemesi (Cerf Yayınları-Paris) özlü ve tarafsızlık niteliği taşımakta, mükemmel bir genel bilgi vermektedir. Mukaddes Kitap’ın M.Ö. üçüncü yüzyıla doğru bir tek metin yerine, İbranice yazılmış en az üç ayrı metni vardı… M.Ö. birinci yüzyılda bir tek Mukaddes Kitap metni düzenleme yoluna gidilmiş, metnin tamamlanması da M.S. birinci yüzyılda olmuştur. »

Tanah (Eski Antlaşma); Yahudi Ulusu’nun başlangıcından, Hıristiyanlık dönemine kadar yazılmış, mükemmel bir tarih ve edebiyat anıtı sayılmaktadır. M.Ö. onuncu yüzyılda sözlü aktarım ile yazı haline getirilmeye başlanmış, M.S. birinci yüzyılda da son şeklini almıştı.

Sakarya Üniversitesi İlâhîyat Fakültesi web sitesinde (www.if.sakarya.edu.tr / SORU CEVAP) Prof.Dr.Ali Erbaş şöyle yazmıştır: « ABD Kaliforniya Üniversitesi profesörlerinden Eliot Friedman’ın 1987 yılında yayınladığı Tevrat’ı Kim Yazdı isimli kitap, Yahudi ve Hıristiyan dünyasını karıştırmıştır. Prof. Friedman;Tevrat’ı teşkil eden beş kitabın beş ayrı ilâhîyatçı tarafından yazıldığını ve Hz.Musa’ya indirilen Tevrat’ın aslı ile ayni olmadığını açıklamıştır… Ayrıca Tevrat’ın içerisindeki kitapların da birbirleri ile, hatta kendi bapları arasında çelişkilerle dolu olduğuna dikkati çekmiştir… Gottfried Eichorn, Alman şairi ve filozof Herder, Moody İncil Enstitüsü’nden Dr.Graham Scroggie gibi araştırmacılar da ayni anlayışı onaylayan sonuçlara varmışlardır. »

Uzmanlar Tevrat’ın yazımında insan faktörünün büyük olduğunda birleşirler. Örnek olarak Tanrı tarafından yazıldığı kabul edilen On Emir’in (Çıkış 20/1-21, Tesniye 5/1-30) de iki farklı anlatımı vardır. Özü birbirinin ayni olmakla beraber, aralarında değişiklikler bulunmaktadır. Sözlü aktarımların yazıya geçirilmesi sırasında birçok eklemeler yapıldığından, olayların anlatımında farklı ayrıntılara girilmesi, tenkit edilmeye sebep teşkil etmiştir. Ancak olayların özünü koruyarak Tanrı’nın yasalarını, öğütlerini ve peygamberlerini çağımıza kadar aktaran; bu kitaplar mazumesinin insanlık tarihindeki olumlu görevi tartışılamaz. 7. asırda inen Kur’an’ı Kerim, Yahudi peygamberlerin katkısıyla derlenen Tevrat’ın ilâhî kitap hüviyetini onaylamaktadır. (Bkz. Bu kitap, Kur’an’ın İsrailoğullarına Bakışı)

 

TEVRAT’TAKİ ÇELİŞKİLER
İsrail kaynakları; Tevrat’ı teşkil eden ilk beş kitabın Tanrı’nın Hz.Musa’ya Sina Dağı’nda verildiğini, onun eliyle kaleme alındığını kabul eder. Tanah‘(Eski Antlaşma) ı oluşturan kitapların da Yahudi peygamberleri tarafından Tanrı’nın esinlenmesi ile yazıldığına inanırlar.

Tevrat’ın aslı; Babillerce Süleyman Tapınağı’nı yıkımı sırasında yok edildiğinden, bilge Yahudilerin sözlü aktarımı ile yeniden kaleme alınmıştı. Bu esnada bazı bozulmaların olacağı, orijinali ile ayni olmayacağı pek tabiidir. Araştırmacılar; Tora (Tevrat) ve Tanah (Eski Antlaşma)da birçok farklılıklar gösteriyorki; bu metinlerin tanrısal vahy olmadığı, Tanrı’nın sözlerini de içerdiği, fakat insan eliyle yazıldığını göstermektedir. Tanrı’nın sözlerinde çelişki olması mümkün müdür?

Tevrat’ta ki birçok çelişkiden birkaç örnek :
1) Tesniye 34/5,6: «RAB’bin sözüne göre, RAB’bin kulu Musa orada, Moab diyarında öldü ve Moab diyarında Beyt-peor karşısında derede onu gömdü.»
Görüldüğü gibi Hz. Musa’nın bizzat yazmış olduğu kabul edilen Tevrat’ta, Hz.Musa’nın öldüğünün ve gömüldüğünün yazılması, kitaba başkalarının da karıştırdığının en büyük kanıtıdır.

2) Çıkış 34 / 7 : «...Hiçbir suçu cezasız bırakmam. Babaların işlediği suçun hesabını oğullarından, torunlarından, üçüncü, dördüncü nesilden sorarım.»
Tesniye 24 / 16 : « Oğullar için babalar öldürülmeyecekler ve babalar için oğullar öldürülmeyecektir. Herkes kendi suçu için öldürülecektir.»
Birinci alıntıda işlenmiş bir suçun hesabı; işleyenin babasından çocuklarından ve gelecek nesilden sorulur diye yazılmasına karşın, ikinci alıntı da ise yalnızca suçu işleyen günahtan sorumlu olmaktadır.

3) Tekvin 32/30: «Yakub o yerin adını Peniel koydu, çünkü : Tanrı’yı yüzyüze gördüm ve canım sağ kaldı, dedi.»
Çıkış 33 / 20 : « (RAB) dedi : Yüzümü göremezsin, çünkü insan Beni görüp de yaşayamaz.»
Her iki anlatım birbiriyle çelişmektedir.

4) Tekvin 1 / 11,27: «Tanrı dedi: Yer, ot, tohum veren sebze ve yer üzerinde tohumu kendisinde olup cinslerine göre meyva veren ağaçlar hasıl etsin ve böyle oldu…Ve Tanrı insanı kendi suretinde erkek ve dişi olarak yarattı. »
Tekvin 2 / 5,8: «Henüz yerde bir kır fidanı yoktu, bir kır otu henüz bitmemişti. Çünkü RAB yerin üzerine yağmur yağdırmamıştı. Toprağı işlemek için adam yoktu…RAB Tanrı yerin toprağından adamı yaptı ve onun burnuna hayat nefesi üfledi, adam yaşayan canlı oldu.»
Birinci alıntıda bitkilerin insandan önce yaratıldığı bildirilmekte, ikinci de ise insanın bitkilerden önce yaratıldığını yazmaktadır.

5) Çıkış 31/17 : «…RAB gökleri ve yeri altı günde yarattı ve yedinci gün de rahat etti ve dinlendi.»
Yüce Tanrı için rahat etti ve dinlendi kavramları yoktur. O her şeyden arınmış ve her şeyin üstündedir.

6) Çıkış 32 / 11,14: « Musa Tanrı RAB’be yalvarıp dedi:…Ya RAB, niçin kendi halkına karşı öfken alevlensin? Öfkelenme vazgeç halkına yapacağın kötülükten… Böylece RAB halkına yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti. »
Yüce Tanrı adil olanların en adilidir, her şeyi yaratandır. Yaptıklarından hiç kimseye karşı sorumlu değildir ve hiç bir kimse O’nu yönlendiremez.

7) Tekvin 15/2 : « Ve İbrahim dedi : Ya RAB Yehova bana ne vereceksin…»
Çıkış 6/2: «Ve Tanrı Musa’ya söyleyip dedi : Ben, RAB’bim ve İbrahim’e İshak’a ve Yakub’a kadir olan Tanrı olarak göründüm. Fakat onlara Yehova ismimle malum olmadım. »
Birinci alıntıda Hz. İbrahim RAB’be Yehova ismi ile hitap etmiş, ikinci alıntı da ise RAB Hz.Musa’ya, Hz. İbrahim’e Yehova ismiyle malum olmadığını söylemiştir.

8) Sayılar 20 / 27,28 : « Musa RAB’bin emrettiği gibi yaptı, halkının gözü önünde Hor Dağı’na çıktılar… Harun orada, dağın tepesinde öldü…»
Tesniye 10 / 6 : « İsrailoğulları Beerot Bene-yoakan’dan Mesera’ya göç ettiler. Harun orada öldü ve orada gömüldü…»
Birinci alıntıda Hz.Harun’un Hor Dağı tepesinde öldüğü yazılırken, ikincisinde ise Mosera’da öldüğü açıklanmaktadır.

9) Hoşea 12 / 2,3 : « RAB’bin Yahuda ile de davası var ve Yakub’u kendi yollarına göre cezalandıracak, ona işlerine göre ödeyecek. Rahimde kardeşini topuğundan tuttu. Erkeklik çağında Tanrı ile güreşti ve melekle güreşip yendi…»
Yaratılmış bir insan; Tanrı ile, melek ile güreşir mi?

10) II Samuel 24 / 1: « İsrail’e karşı RAB’bin öfkesi yine alevlendi. Git, İsrail’i ve Yahuda’yı say, diye Davud’u onlara karşı kışkırttı. »
I.Tarihler 21 / 1 : « Şeytan İsrail’e karşı kalktı ve İsrail’i saymak için Davud’u kışkırttı. »
Toplumun sayılmasını Tanrı mı, yoksa şeytan mı yaptı?

 

Hz. DAVUD ve ZEBUR
Hz. Davud (David), İsrailoğulları’nın en ünlü kralıdır. O, çok iyi bir savaşçı olmanın ötesinde, Tanrı’ya bağlı kişiliği ve ruhunun güzelliği ile ön plâna çıkar.

Yahuda beyliğinden olan Hz. Davud, M.Ö. 907 yılında doğmuş, 70 yaşında iken vefat etmiştir. Ülkesini 40 yıl boyunca adaletle yönetmiş, birçok topraklar kazanarak Yahudi Tarihi’nin en büyük krallığını kurmuştu. Tanrı’ya içten bağlılığı ve büyük cesareti ile putperest komşu ülkeleri olan Amelikler ve Kenanlılar ile savaşmış, onları birçok yenilgiye uğratmıştı. Son Kenan şehir devleti olarak kalmış ve 450 yıldan beri fethedilmeyen Yeruşalayim (Kudüs)‘ü de ülkesine katması büyük bir zafer olarak kabul edilir.

Tevrat’ta Hz. Davud’un peygamber olduğu yazılmamıştır. Yahudilerin o zaman ki peygamberi Samuel, Hz.Davud’u kral olurken başına yağ dökerek meshetmiş ve böylece onu kutsamıştı. Ayrıca Peygamber Natan’a da dini konularda danışılmaktaydı.

Hz. Davud’un Tanrı’ya olan bağlılığı, RAB ile iletişim kuracak kadar derindi. Tanrı sevgisi ile dolan Hz. Davud’a Yüce Tanrı karşılık vermiş ve ona Zebur’u yazma ilhamını lütfetmişti. Tevrat’tan sonra gelen Zebur, Hz. Davut aracılığıyla Yahudilere verilmiş ilâhî bir kitaptı. İçeriğindeki mezmurlar (şiir şeklindeki sureler) ; Tanrı’ya yapılan şükürleri, yalvarış ve yakarışlarıyla İlâhî Aşk’ı terennüm ediyordu. Bunlar İbrani şiirinin abidesi olarak kabul edilir. Zebur’un büyük bölümü Hz.Davud ve küçük bir kısmı da Levili rahiplerce yazılmıştı. Bilgi için Zebur’dan küçük bir alıntı.
Zebur 145 / 1, 21: « Ey Tanrım, ey Kral, Seni yücelteceğim. Adını 211212sonsuza dek öveceğim… RAB büyüktür, yalnız O övgüye yaraşıktır, akıl almaz büyüklüğüne… RAB lütufkar ve sevecendir. Tez öfkelenmez, sevgisi engindir. RAB herkese iyi davranır. Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar… Senin krallığın sonsuz bir krallıktır. Egemenliğin kuşaklar boyunca sürer. RAB verdiği bütün sözleri tutar. Her davranışı sevgi doludur… RAB bütün davranışlarda adil, yaptığı bütün işlerde sevecendir. RAB kendini çağıran, içtenlikle çağıran herkese yakındır… RAB korur kendisini seven herkesi, yok eder kötülerin hepsini. RAB’be övgüler sunsun ağzım! Bütün canlılar O’nun kutsal adına, sonsuza dek övgüler dizsin. »

Hz.Davud, Tevrat’ın yasalarına göre toplumuna önderlik etmişti. Çünkü Zebur, yaptırımı olan ilâhî bir kitap değil, Allah Sevgisi’nin şiir şeklindeki ifadesiydi. Hz. Davud’un ölümü yaklaşınca oğlu Hz. Süleyman’a şöyle vasiyet etmişti. I.Krallar 2 / 3 : « Tanrın RAB’bin verdiği görevleri yerine getir. O’nun yollarında yürü ve Musa’nın yasasında yazıldığı gibi Tanrı’nın kurallarına, buyruklarına, ilkelerine ve öğütlerine uy ki, yaptığın her şeyde ve gittiğin her yerde başarılı olasın. »

Yahudiler; Hz. Davud’un Tanrı yasalarına uygun idaresiyle, kurtarıcı kimliğini ve görkemli krallığını hep anımsamışlardır. Hz.Davud’un soyundan bir mesihin gelip onları kurtarmasını ve kutsal topraklarda eskisi gibi büyük bir devlet kurmalarını günümüzde de beklemektedirler.

http://www.kurandasevgi.gen.tr/kkitaplar/bolum21/baslik3.htm

This entry was posted on Perşembe, Mart 4th, 2010 at 15:08 and is filed under KİTABI MUKADDES. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz