-
23rd Temmuz 2008

Kur’an’da abdest-Kurandaki Din

posted in ABDEST |

KUR’AN’DA ABDEST VE BOY ABDESTİ(GUSÜL)

Kuran’da abdest, sadece ve sadece namazın bir şartı olarak anlatılır. Ayrıca camiye girerken, Kuran okurken, namaz dışındaki her hangi bir ibadet için abdestin, ve de boy abdestinin (gusül) alınmasına ihtiyaç yoktur. Kuran’da abdest ve boy abdesti birazdan vereceğimiz iki ayette geçer. Bu iki ayet dışında Kuran’da abdest ve boy abdesti ile ilgili hiçbir ayet yoktur. Yani abdest ve boy abdestinin ne yapmamız için gerektiği, ne zaman gerektiği, su olmazsa ne yapılacağı sadece bu iki ayetten anlaşılacaktır.

“Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda; Yıkayınız: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi. Sıvazlayınız: başınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz temizlenin. Eğer hasta veya yolculukta iseniz, veya biriniz ayak yolundan geldi ise, ya da kadınlara dokunduysanız, ve de su bulamamışsanız: Temiz bir toprakla yüzünüzü ve ellerinizi sıvazlayın. Allah size zorluk çıkarmak istemez. Allah sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor. Umulur ki; şükredersiniz.” 5- Maide Suresi 6

“Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp iken de -yolculuk hali müstesna- yıkanıncaya (gusül edinceye, boy abdesti alıncaya) kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculuktaysanız, biriniz ayak yolundan gelmiş, yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi sıvazlayın. Allah affedici, bağışlayıcıdır.” 4- Nisa Suresi 43

Şimdi sorularımızı sorup bu iki ayete göre cevap verelim:

1) Abdest ve Boy Abdesti Niçin Lazımdır?

Ayetlerden açıkça anlaşılıyor ki; abdest de, boy abdesti de bir tek namaz için lazımdır. 5-Maide Suresi 6. ayetin başında abdestin namaz için alınması gerektiği söylenir. 4-Nisa Suresi 43 ayette de cünüp olanın yıkanmadan namaz kılamayacağı anlatılır.

2) Abdest Ne Zaman Alınır?

İki ayetin de son kısımlarına dikkat ederseniz, bize suyun gerekli olup da suyu bulamadığımız hallerde ne yapmamız gerektiği açıklanır. Suyun bize gerekli olduğunun açıklandığı hal ile, abdesti neyin bozduğu da açıklanmıştır. Burada “ayak yolundan geldiğinizde” diye çevirdiğimiz ifade bize abdestin ayak yolundan gelince alınması gerektiğini göstermektedir. “Ayak yolu” diye çevirdiğimiz kelimenin Arapça’sı “gait”tir. Arapça bu kelime “çukur yer” anlamında olup, “ayak yolu, tuvalet” kelimelerine karşılık gelmektedir.(Kelimeyi “tuvalet” diye çevirmedik çünkü; “tuvalet” günümüzde küçük ve büyük tuvalet dışında başka amaçlarla da kullanılan bir yerdir. Oysa “ayak yolu” ile kastedilen yer, sırf bu iş için kullanılır.) Yani abdestin çukur yerlere yapılanlardan sonra alınması gerekmektedir. Bunun dışında tarif edilen hiçbir şeyle, ne kanın akması, ne deve eti yenmesi abdesti bozmaz. Ayetten abdesti neyin bozduğu açıktır. Kişiler “ayak yolunda”, çukur olan yere ne yapıyorsa abdesti o bozar.

3) Boy Abdesti (Gusül) Ne Zaman Alınır?

“Abdest” ve “boy abdesti” Farsça’dan Türkçe’ye geçen kelimelerdir. Kuran’da geçmezler. “Boy abdesti” diye kastettiğimiz Kuran’da geçen cünüp olunca gerekli olan yıkanmadır. “Gusül” zaten Arapça “yıkanma” demek olduğu için “boy abdesti” yerine Türkçe “gusül” veya “gusül abdesti” diyenler olmuştur. Suyun gerekli olduğu diğer halin iki ayette de “kadınlara dokunma” olduğu söylenir.(Arapça’da da Türkçe gibi deyimler vardır. Türkçe’de de “kadınlarla beraber olma” “aynı odada yalnız kalma” anlamında değil “cinsel ilişkiye girme” anlamında kullanılır. “Kadınlara dokunma” ifadesi de Arapça’daki aynı manaya gelen bir deyimdir.) Yani boy abdesti kadınlarla cinsel beraberlikten sonra alınır. Zaten cünüp olunduğunda boy abdesti alındığını söylemiştik. Cünüplük, “cenb” kökünden türemiştir. Bu kelimenin kökünde “yakında olma, beraberlik” manaları vardır. Buna göre “cenabet” terimi beraberliğin en ileri seviyesi olan birleşmenin sonucuna ad olmuştur. Ayetin içinden boy abdestinin ne zaman alınması gerektiğine dair vardığımız sonucu “cünüp” kelimesinin manası da doğrulamaktadır. Cinsel bir birleşme dışında, şu şu hallerde boy abdesti almanın vacip (farzla sünnet arası, farza yakın uygulama) veya sünnet olması da Kuran’da yoktur. İsteyen istediği zaman, rahat ettiği zaman boy abdesti alır, fakat Kuran’dan çıkmayan bir hüküm ne farz, ne vacip, ne sünnet, ne de her hangi başka bir başlıkla kimseye yüklenemez. 5-Maide Suresi 101. ayetinde açıklanmayan her şeyin affedildiği söylenmektedir. Bu yüzden Kuran’da açıklanmayan her hususta serbest olduğumuz dışında hiç kimse bu açıklanmayanlara ilave bir cevap aramasın.

4) Abdest Nasıl Alınır?

5-Maide Suresi 6. ayetin başında abdesti nasıl almamız gerektiği anlatılır. Bu anlatımda “yıkayın” fiilinin ardından “yüz ve dirseklere kadar elleri” ifadesi geçer, “sıvazlayın” fiilinin ardından da “baş ve topuklara kadar ayakları” ifadesi geçer. Biri size “yıkayın banyoyu ve mutfağı, silin salonu ve antreyi” derse ne anlarsınız, antrenin yıkanması gerektiğini mi yoksa silinmesi gerektiğini mi? Herkes antrenin silinmesi gerektiğini anlar. Fakat Sünni mezhepten olanların hepsi ne hikmetse “sıvazlayın” fiilinden sonra geçen “ayakların” sıvanması yerine “yıkanması” gerektiğini savunmuşlardır. O zaman ayetteki bu ifade neden “yıkayın” Fiilinden sonra geçmiyor? Ayette yukarıdan aşağı yapılacağının söylendiğini, sıvazlamanın ara izah olduğunu ve bir tek başın sıvazlanması gerektiğini söylemek de mümkün değildir. Çünkü ayette önce yüz ve ellerden bahsediliyor, sonra başa çıkılıp, sonra aşağı ayaklara iniliyor. Bu yüzden ayakları topuklara kadar sıvazlamayı “yıkayın” fiiline göndermenin hiçbir mantığı yoktur. Bu düşünce uydurma Sünni hadislerinden türemiştir. Oysa Şiiler’deki bir çok hadise göre ayaklar elle sıvazlanır. Amacımız hadisleri hadislerle çürütmek değil, fakat Kuran’ı yeterli görmeyenlerin hadiste bile keyŞ davrandıklarını göstermektir. Süleyman Ateş birçok sahabenin de ayaklarını sıvazlamayla yetindiğini belirttikten sonra ayetin Arapça’sından anlaşılanı şöyle açıklar: “Yüce Allah abdestte vücudun iki temel uzvunun yıkanmasını emretmiştir ki; bunlar yüz ve kollardır. İki uç uzvun da sıvazlanmasını emretmiştir ki; bunlar da baş ve ayaklardır. Yıkayınız Fiilinden sonra iki tümleç getirmiştir. Bunlar yüz ve ellerdir. Demek ki yüz ve eller yıkanacaktır. Sıvazlayınız Fiilinden sonra da iki tümleç getirmiştir, bunlar da baş ile ayaklardır. Demek ki bunlar da sıvazlanacak uzuvlardır. Ayette bu manayı son derece güçlendiren ince bir nokta vardır. Kuran-ı Kerim’de her kelime birbiriyle son derece uyumlu ve mütenasiptir. Şimdi “yıkayınız” Fiilinden sonra gelen iki tümleçten ilki nasıl tek bir uzvu, ikincisi iki uzvu (yani iki eli) gösteriyorsa, “sıvazlayınız” Fiilinden sonra gelen iki tümleçten de birincisi bir tek uzvu, ikincisi iki uzvu (iki ayağı) göstermektedir.“ (Süleyman Ateş, Kuran Ansiklopedisi, 1. cilt, Abdest bahsi).

Kısacası abdestte yüz ve dirseklere kadar eller yıkanır, baş ve topuklara kadar ayaklar sıvazlanır, ayrıca da bir şey gerekmez. İsteyen ağzını ve burnunu çalkalar, üç parmakla ensesini sıvazlar, ayaklarını topuklarıyla birlikte yıkar, her uzvunu yıkayışta Arapça dualar okur. Fakat bunları yapan bilsin ki bunların abdestle alakası yoktur. Abdesti Allah, Kuran’da açıklamıştır ve bunlar o açıklamada yoktur.


5) Boy Abdesti Nasıl Alınır?

Boy abdestinin cünüp iken alınması gerektiğini daha önce söylemiştik. Cünüpken ne yapmamız gerektiği iki kelime ile anlatılır. 5-Maide Suresi’nde “tahare” kelimesi “temizlenmek”, 4-Nisa Suresi’ndeki “gasâle” kelimesi “yıkanmak” demektir. Boy abdesti için şuradan şuraya kadar yıkanın, ağzınızı, burnunuzu üçer kez çalkalayın, toplu iğne başı kadar kuru yer bırakmayın, sağ omzunuzdan başlayarak üçer kez su dökün ifadeleri geçmez. Böyle sınırlamalar olmadığından “gasâle” kelimesinden sadece “yıkanmak” anlaşılır.

“Tahare” kelimesi ile de bu yıkanma işleminde kirlerden arınmanın önemi anlaşılır. Bunu yerine getiren boy abdesti almış olur. Bir anne beş yaşındaki çocuğuna “Yıkan” dese, o çocuk bunu anlayıp yıkanır. Oysa koskoca adamlara “Yıkan” deniyor, fakat onlar “Nasıl yıkanıcam? Toplu iğne başı kadar kuru yer kalırsa ne olur? Önce hangi omuzuma su dökücem?” diye sorup Allah’ın ayetini anlamıyorlar. Üstelik bu anlamamanın kendi anlayışsızlıklarından kaynaklandığını da anlamıyorlar. Bir de Allah’ın kitabını eksik ilan edip, bu garip soruların açıklandığı kitapları dinin tam ve eksiksiz kaynağıymış gibi rehber ediniyorlar.


6) Su Bulunamazsa Ne Yapılır?

Normalde bir insanın su bulamama ihtimali çok azdır. Kuran’ın bu durumu açıklaması Kuran’ın gereğinde nasıl tüm detayları verdiğinin bir delilidir. Tüm bu durumlarda kişi suyun eksikliğini temiz bir toprağa teyemmüm ederek giderir. Temiz toprağa eller sürülerek yıkanamayan yüz ve eller sıvazlanır. Böylece namaza hazırlık suyun olmadığı zaman da sağlanmış olur.

Her iki ayetin de sonunda geçen Allah’ın bize güçlük çıkarmak istemediğine, bağışlayıcılığına, affediciliğine dair ifadeleri abdesti ve boy abdestini bir sürü gereksiz detaylar ve zorluklara boğanlar lütfen tekrar okusunlar. http://www.kurandakidin.net/bolumler/36-kuranda-inanc-konulari-namaz-zekat-oruc-hac.asp

This entry was posted on Çarşamba, Temmuz 23rd, 2008 at 06:53 and is filed under ABDEST. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz