-
5th Eylül 2008

Teravih Namazı-Süleymaniye Vakfı

posted in NAMAZ |

Teravih Namazı

Teravih, ‘tervîha’ kelimesinin çoğuludur. Tervîha ise sözlükte ‘istirahat etmek’, ‘dinlenmek’, ‘huzur duymak’, ‘sevinmek’ ve ‘bir işi kolaylaştırmak için nöbetleşe yapmak’ gibi anlamlara gelir. Teravih namazı Ramazan ayında yatsı namazının son sünnetinden sonra kılındığı ve her dört rekâtından sonra biraz istirahat edildiği için bu adı almıştır.

Buharî’de geçen bir rivayette Aişe Validemiz, Peygamberimizin Ramazan ayında olsun ya da başka vakitte olsun geceleri on bir rekâttan fazla nafile namaz kılmadığını söylemiştir.[1]

Aişe Validemizden gelen bir başka rivayet şöyledir: “Allah’ın elçisi bir gece mescitte nafile namaz kılmıştı. Birçok kimse de ona uyarak namaz kıldı. Sabah olunca Ashab, “Allah’ın elçisi geceleyin mescitte namaz kıldı” diye konuştular. Ertesi gece Allah’ın elçisi yine namaza durdu. Halk yine onları konuştu, katılanların sayısı iyice arttı. Üçüncü veya dördüncü gece halk yine toplandı. Öyle ki mescid, insanları alamayacak hâle gelmişti. Ancak Peygamberimiz o gece yanlarına çıkmadı Sabah olunca: “Yaptığınızı gördüm. Size çıkmamdan beni alıkoyan şey, namazın sizlere farz oluvermesinden korkmamdır” dedi. Bu hâdise Ramazanda cereyan etmişti.”[2]

Konuyla ilgili olarak nakledilen hadislerde Peygamberimizin ashaba kaç rekât namaz kıldırdığı belli değildir. O, Ramazan dışında nafile namazlarını mescitte kılmazdı. Ramazan’ın son on gününde itikâfta bulunduğu için sürekli kıldığı 11 rekâtı mescitte kılmıştı. Bunlardan üç rekâtı vitir olduğu için geriye sekiz rekât kalıyordu. İşte bu sekiz rekâtı kendi kendine kılarken Ashab ona uyarak kılmış olmalıdır. Bazılarının ‘teravih sekiz rekâttır’ demeleri bundandır. Fakat doğru olanı nafile namaz için herhangi bir rekât sayısı belirlememektir.

Yukarıdaki hadislerde de görüldüğü gibi Peygamberimiz vefat edinceye kadar bir daha ashab-ı kirama Ramazan gecelerinde veya diğer gecelerde herhangi bir nafile namaz kıldırmamıştır. Fakat Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi’de geçen bir rivayete göre Peygamberimiz, ramazanda kılınacak nafile gece namazını kesin olarak emretmez fakat kılınması için ashab-ı kiramı teşvik eder ve şöyle derdi: “Kim iman ederek ve sevabını yalnızca Allah’tan bekleyerek Ramazan ayını ibadetle geçirirse onun geçmiş günahları affolunur.”[3]

Teravih namazının cemaatle ve yirmi rekât kılınması ikinci halife Ömer (ra) döneminde başlamıştır. Bundan önce ne Peygamberimiz (sav)’in sağlığında ne Ebu Bekir (ra)’ın halifelik yıllarında ne de Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında bu namazın cemaatle ve yirmi rekât olarak kılındığına dair herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Ömer (ra) dönemine kadar ashabtan bazıları bu namazı evinde, bazıları mescitte, bazıları tek başına, bazıları cemaatle, bazıları gecenin ilk vaktinde (yatsı namazından sonra), bazıları ise gecenin sonlarına doğru kılarlardı. Ömer (ra) mescitteki bu karışıklığa son vermek istemiş ve onları Übeyy b. Ka’b’ın imamlığında bir cemaat olarak toplamıştır. O günden sonra bu namaz mescitte, cemaatle ve yirmi rekât olarak kılınmaya başlamıştır. (Yahya Şenol)

http://www.suleymaniyevakfi.org/modules/nsections/index.php?op=viewarticle&artid=76
————————————–o——————————————

[1] Buharî, Salatü’t-Teravih, 1.
[2] Buharî Salatu’t-Terâvih 1, Cum’a 29, 5; Müslim, Müsafirîn, 177, (761); Muvatta; Salât-fi’r Ramazan 1; Ebu Dâvud, Salât 318; Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl: 4.
[3] Muslim, Salatu’l-Musafirin, 25 (174); Ebu Davud, Ramazan, 1; Tirmizi, Sıyam, 83.

This entry was posted on Cuma, Eylül 5th, 2008 at 14:13 and is filed under NAMAZ. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz