-
28th Kasım 2008

Teravih Namazı

posted in NAMAZ |

TERÂVÎH NAMAZI

TERÂVÎH NAMAZI- SÜLEYMAN ATEŞ

Hz. Peygamber, teravihi vitirle beraber 11 rek’at kildırmıştır. Buna yatsının son sünneti de dahildir. Buna göre terâvîh sekiz rek’attir. Şimdi bu konudaki rivayetleri inceleyelim:

Hz. Aişe, bir soru üzerine Peygamber’in, sabahın iki rek’at sünneti dışında kâh yedi, kâh dokuz, kâh onbir rek’at; vitr namazı ile sabahın iki rek’ati de dahil onüç rek’at gece namazı kıldığını söylemiştir. Abdullah ibn Abbâs da Peygamber’in, geceleyin onüç rek’at nafile kıldığını belirt­miştir.

Hz. Âişe, Peygamber’in, Ramazanda ne kadar namaz kıldığı sorusuna: “Allah’ın Elçisi, ne Ramazanda, ne de Ramazan dışında onbir rek’atten fazla gece namazı kılmazdı. Dört rek’at namaz kılardı, ama öyle kılardı ki onlanrigüzellİğini ve uzunluğunu sorma! Sonra yine dört rek’at kılardı ki onların da güzelliğini ve uzunluğunu sorma! Sonra üç rek’at kılardı. Kendisine:’Ey Allah’ın Elçisi, vitri kılmazdan önce mi uyuyorsun?’ dedim.’Benim gözlerim uyur, kalbim uyumaz’ dedi.

Bu rivayetlere göre Peygamber (s.a.v.) bazen altı rek’at teheccüd, bir rek’at vitr, bazen sekiz rek’at teheccüd, bir rek’at vitr; ayrıca iki rek’at de sabah namazının sünnetini kılmıştır ki toplam onbir rek’at eder. Bazen de yatsının ve sabahın ikişer rek’at sünneti ve bir rek’at vitir dahil, toplam onüç rek’at nafile kılmıştır. Hz. Âişe’nin ifadesine göre Peygamber (s.a.v), gecenin evvelinde uyur, sonunda kalkıp namaz kılar, tekrar yatağına gelirdi. Müezzin ezan okuyunca sıçrar, gerekli ise yıkanır, değilse abdest alıp namaza çıkardı. Geceleyin tehecciide kalktığında ağzını misvâkle fırça­lardı.

Aslında sağlam rivayetlerden anladığımıza göre Peygamber(s.a.v.) in Ramazanda kıldığı teheccüd namazına, teravih denmiştir. Yoksa Hz. Pey­gamber, her zaman kıldığı bu nafile namazlardan ayrı olarak terâvîh adıyla bir namaz kılmamıştır.

Hz. Âişe’den gelen rivayete göre, “Peygamber (s.a.v.), gece yarısında (teheccüdünü kılmak üzere) odasından çıkıp mescide geldi ve namaz kıldı. Başka kimseler de gelip onun namazına katıldılar (onlar da onun gibi namaz kıldılar). Sabahleyin halk arasında bu olay konuşuldu. Ertesi gece daha çok kimse gelip Allah’in Elçisi ile beraber namaz kıldılar. Sabahleyin bu olay halk arasında anlatılınca üçüncü gece gelenler daha da arttı. Allah’ın Elçisi odasından çıkıp namazını kıldı (ötekiler de namazlarını kıldılar). Dördüncü gece mescid cemâati almaz oldu. Peygamber (s.a.v.), sabah namazından sonra halka dönüp şehâdet getirdi ve buyurdu ki:

Sizin durumunuzu takdir ediyorum. Ama bu namazın farz olaca­ğından korkuyorum, çünkü farz olursa yapamazsınız.”

Bundan sonra artık gece nafile (terâvîh) kılmak için mescide gelmedi. Tâ Ömer döneminin ilk yıllarına kadar mescidde terâvîh kılınmazdı.

Hz. Peygamber, farz olur endişesiyle ashabına cemâatle terâvîh namaz) kıldırmamıştır. Zaten kendisi, farz namazlar dışındaki namazların, evlerde kılınmasını öğütlemiş: “Farzlar hariç, en üstün namaz, kişinin evinde kıldığı namazdır” buyurmuştur. Fakat artık bu korkunun söz konusu olmadığını gören Hz. Ömer, Übeyy ibn Ka’b’ı, halka terâvîh imamı ata­mıştır. Übeyy erkeklere, Temîm ed-Dârî de kadınlara (teravih) namazı kıldırırdı. Abdu’r-Rahmân ibn Abdu’l-Kariyy şöyle demiş: “Bir Ramazan gecesinde Ömer ibn Hattâb ile birlikte Mescide gittik. Halkın, dağınık vaziyette, kiminin tek başına, kiminin cemâatle namaz kıldığını gören Ömer,’Bunları güzel Kur’ân okuyan birinin arkasında toplasam iyi olur!’ diyerek onları Übeyy ibn Ka’b’ın arkasında topladı. Başka bir gün yine onunla birlikte Mescide gittik. Halk kari’lerine uyarak (cemâatle) namaz kılıyordu. Ömer:’Bu, güzel bir bid’attir, ama bu vakitte uyuyanlar, namaz kılanlardan efdal(iyi)dir.’ dedi. Halk, gecenin evvelinde namaz kılıyordu. Ömer bu sözüyle, şimdi uyumanın ve gece yarısından sonra kalkıp namaz kılmanın daha iyi olduğunu anlatmak istemiştir.

Hz. Ömer zamanında teravihin kaç rek’at kılındığı da ihtilaflıdır: Rivayetlerden kimine göre vitirle biraber 11, kimine göre 13, kimine göre (vitr hariç) 20, kimine göre (vitirle beraber) 21, kimine göre 23 rek’at kılınmıştır.

Kimi rivayete göre Ebân ibn Osman ve Ömer ibn Abdu’I-Azîz zamanlarında otuzaltı rek’at terâvîh, üç rek’at de vitir kılınmıştır. Şâfi’î’nin de: “Medine’de halkın, otuzdokuz rek’at, Mekke’de yirmiüç rek’at kıldığını gördüm. İkisi de olabilir” dediği rivayet edilir. Yine ŞâfiTye göre uzun okuyarak, ta’dîl-i erkân ile az kılmak, çok kılmaktan iyidir. Tirmizî’nin rivayetine göre vitirle birlikte 41 rek’at kılınmıştır. Hattâ 40 rek’at terâvîh, 7 rek’at vitir olmak üzere 47 rek’at, 46 terâvîh, 3 de vitir olmak üzere 49 rek’at kılındığı rivayetleri de vardır. Nâfİ’in rivayetine göre üçü vitir olmak üzere 39 rek’at kılınmıştır.

Bu rivayetler, Hz. Ömer döneminden başlamak üzere halkın ilâvelerle terâvîh kıldıklarını; kiminin, teravihi vitirle beraber 21, kiminin 23, kiminin 39, kiminin 41, kiminin 47, kiminin 49 rek’at kıldığını gösterir. Bunlar Peygamberimizin sünneti değildir. Peygamberimiz sadece sekiz rek’at terâvîh, bir rek’at de vitir kılmıştır ki tamamı dokuz rek’at eder. Buna ikirek’at olan sabahın sünneti de eklenince tamamı onbir rek’at olur. İşte Peygamberimizin, gerek Ramazanda, gerek Ramazan dışında en çok kıldığı nafile namaz rek’ati bu kadardır. Bu kadarını kılan, Peygamber Aley-hisselâm’ın sünnetini yerine getirmiş olur. Fazlasının sınırı yoktur. Kişi istediği kadar nafile namaz kılabilir. (Süleyman Ateş- Kur’an Ansiklopedisi, Namaz maddesi)

**********o*****************

HADİSLERDE TERAVİH NAMAZI

Teravih namazı, bidat: “Sonradan çıkan şeylerden kaçının, zira, en fena şey sonradan çıkan şeydir, her sonradan çıkan şey, bid’attir, her bid’at ise dalâlettir” gibi muhtelif hadîsler, herhangi bir kayda yer vermeksizin “bid’at”ı alelıtlak reddeder. Ancak, bu babta gelen başka ifâdeleri de göz önüne alan İslâm âlimleri, onu, “iyi” ve “kötü” olmak üzere ikiye ayırmıştır… Hz. Ömer, Resûlullah devrinde kısmen münferid(tek olarak), kısmen cemaat halinde kılınan terâvih namazının tamamının cemaat halinde kılınmasını emreder ve öyle yapılmaya başlandığını görünce: “Bu ne güzel bid’attır” der… İbnu Hacer, Fethu’l-Bâri’de aynen şöyle der:… Bidatın mendûbuna misal: Hz. Peygamber devrinde bizzat yapılmamış olan iyi işler: Terâvihin topluca kılınması… Kütübü Sitte Giriş c.1 s.326

This entry was posted on Cuma, Kasım 28th, 2008 at 14:42 and is filed under NAMAZ. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

There are currently 2 responses to “Teravih Namazı”

Why not let us know what you think by adding your own comment! Your opinion is as valid as anyone elses, so come on... let us know what you think.

  1. 1 On Ocak 1st, 2011, ezgi said:

    berbet bir şey

  2. 2 On Haziran 15th, 2015, HARBIMI said:

    Islam dininin uygulama sorunları,tartışmalar hiç bitmiyecek.Kuran yeterli kaynak oluşturmuyor.uygulamalar için yetersi,neden?
    çünki islam yayıldığı ilk günlerde araplar,islam da ibadet olan uygulamaları zaten biliyordu.
    Islam eski arap dinlerindeki bazı uygulamaları aynen bırakarak devam ettirdi.
    Şimdi tartıştıklarımız bazıları arapların eski inanç ve gelenekleri,bazıları islamınzyeni getirdiği ibadetler.
    Hadisler delil getirilerek bir sürü bidat dinin içine sokuluyor.bu sorunlar hiç bitmeyecek.
    Tek çare zorda olsa Kuran islamı.,.
    Yoksa tartışmaya sonsuza dek devam.

Yorum Yaz