-
31st Ağustos 2008

Kur’an’da Cennet ve Cehennem Tasvirleri

posted in AHİRET |

KUR’AN’DA CENNET VE CEHENNEM KONUSUNDA BELİRLEYİCİ İFADELER

3Al-i İmran/195- Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: “İster erkek, ister kadın olsun, (Benim yolumda) çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: (çünkü) hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. Zulüm ve kötülük diyarından kaçanlara, yurtlarından sürülenlere, Benim yolumda eziyet çekenlere ve (bu yolda) savaşıp öldürülenlere gelince; onların kötülüklerini mutlaka sileceğim ve onları, Allah’tan bir mükâfat olarak, içinden ırmaklar akan hasbahçelere sokacağım: Zira mükafatların en güzeli, Allah katında olanıdır.”

—————

16Nahl/97-Erkek ya da kadın, inanmış olması yanında bir de dürüst ve erdemli davranan kimseye hiç şüphesiz arı duru, hoş bir hayat tattıracağız ve yine şüphesiz böylelerini, yapageldikleri en güzel şey neyse ona göre ödüllendireceğiz.

——————-

41Fussilet/30-(Fakat) “Rabbimiz Allah’tır!” diyen ve sebatla doğru yolu izleyenlere gelince, onların üzerine sık sık melekler iner (ve şöyle derler:) “Korkmayın ve üzülmeyin, işte alın size vaad edilmiş olan cennet müjdesini!

41/31- Biz bu dünya hayatında sizin dostunuzuz ve öteki dünyada (da dostunuz olacağız), orada canınızın çektiği her şeye sahip olacak ve istediğiniz her şeye kavuşacaksınız,

41/32- bağışlayıcı ve rahmet kaynağı olan Allah’tan bir karşılama (olarak)!”

——-

43Zuhruf/69-(Siz ey) mesajlarımıza iman etmiş ve kendilerini Bize teslim etmiş olanlar!

43/70-Siz ve eşleriniz, sevinç ve mutlulukla cennete girin!”

43/71-(Orada) altın tepsiler ve kadehler ile karşılanacaklar ve canlarının istediği ve hoşlanacağı her şeyi orada bulacaklar. Ve siz orada oturup kalacaksınız (ey inananlar!)

43/72-Geçmişte yaptıklarınız sayesinde hak edeceğiniz cennet işte böyledir!

 

****************************o****************************************

 

 

 

 

 

KUR’AN’DA CENNET VE CEHENNEM TASVİRLERİ

2Bakara/25-Ama imana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlara, içlerinden ırmaklar akan has bahçelerin kendilerine ait olacağını müjdele! Onlara ne zaman rızık olarak oradan bazı ürünler bahşedilse, “Bunlar, bize daha önce bahşedilenlerin aynısıymış” diyecekler. Çünkü onlara o(geçmişte tadılanlar)ı hatırlatacak şeyler verilecek. Onlar, orada tertemiz eşler bulacaklar ve orayı mesken edinecekler.

————————o—————————–

7/1-Elif-Lam-Mim-Sad.

7/2-(Yücelerden) bir ilahi kelam indirildi sana artık gönlünde bu konuda herhangi bir şüpheye yer verme ki, onunla, (yoldan sapanları) uyarabilesin ve (böylece) inananlara da öğütte bulunabilesin:

7/3-Rabbinizin katından size indirilene uyun; Ondan başka önderlerin ardından gitmeyin. Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda bunu.

7/4-Biz (baş kaldıran) topluluklardan nicesini, gece vakti ya da güpegündüz dinlenirken ansızın gelip çatan cezamızla yok etmişizdir.

7/5-Ve cezamız başlarında koptuğu zaman, kendi kendilerine, “vah bize! Biz gerçekten zalim kimselerdik!” demekten başka söyleyecek sözleri olmamıştır.

7/6-Ve bu yüzden, kendilerine (ilahi) bir mesaj gönderilen herkesi, hiç şüphesiz, (Yargı Gününde) hesaba çekeceğiz. Ve yine hiç şüphesiz mesajla gönderilenleri(n kendilerini) de hesaba çekeceğiz.

7/7-Ve sonra kendilerine mutlaka (yapıp ettikleri hakkındaki şaşmaz) bilgimizi açacağız: çünkü hiçbir zaman (onlardan) uzak değildik.

7/8-Ve ölçme-tartma işi o Gün dosdoğru gerçekleşecek; ve tartıda (doğru ve yararlı davranışlarının) yükü ağır gelenler; işte böyleleridir mutluluğa erişecek olanlar;

7/9-Oysa, tartıda yükü hafif çekenler; işte, mesajlarımıza inatla karşı çıkmaları yüzünden kendilerini bedbahtlığa sürükleyecek olanlar da bunlardır.

7/34-Ve her toplum için bir vade belirlenmiştir: Öyle ki, vadeleri dolduğunda onu bir tek an olsun, ne geciktirebilirler ne de öne alabilirler.

7/35-Ey Ademoğulları! Size kendi aranızdan benim mesajlarımı ileten elçiler geldiğinde, kimler ki Bana karşı sorumluluk bilinci duyar ve kendilerini düzeltirlerse, işte onlar için korku yok; onlar üzülmeyecekler de;

7/36-ama ayetlerimizi yalanlamaya kalkanlar ve onlara kibirle tepeden bakanlar, işte orada kalmak üzere, ateşe girecek olanlar böyleleridir!

7/37-Kendi asılsız uydurmalarını Allaha yakıştıran ya da Allahın ayetlerini yalanlamaya kalkışan kimselerden daha zalim kim olabilir? Onlara (hayatta) nasip olarak her ne ki yazılmışsa kendilerini bulacaktır; ta ki, canlarını almak için elçilerimiz gelip (de) onlara: “Hani, nerde Allahtan başka çağırıp durduğunuz varlıklar?” deyinceye kadar. Ve (günahkarlar): “Bizi yüzüstü bıraktılar!” diye karşılık verecekler; ve (böylece), hakkı inkar eden kimseler oldukları konusunda kendi aleyhlerine tanıklık etmiş olacaklar.

7/38-(Bunun üzerine Allah): “Katılın öyleyse, ateşe sizden önce gömülüp giden görünmeyen varlıklar ve insanlar güruhuna!” (Ve) bir güruh (ateşe) girerken her seferinde kendi yandaşlarına lanet edecek; o kadar ki, onların hepsi, birbiri ardından oraya doluştuklarında, sonrakiler önden gidenler için (şöyle) diyecek: “Ey Rabbimiz! Bizi yoldan çıkaran işte bunlardı: öyleyse, onlara ateşle iki kat azap ver!” Allah: “Her biriniz iki kat azaba müstahaksınız ama bunu bilmiyorsunuz” diye cevap verecek buna.

7/39-Ve öncekiler, sonrakilere şöyle diyecek: “Demek ki, hiçbir bakımdan bizden üstün kimseler değilmişsiniz! Öyleyse, yaptığınız bütün o kötülükler için, tadın bu azabı!”

7/40-Gerçek şu ki, Ayetlerimizi yalanlamaya kalkışan ve onlara tepeden bakan kimselere göğün kapıları açılmayacaktır ve onlar, halatın iğne deliğinden geçebilmesinden daha kolay giremeyecekler cennete. Günaha gömülüp gidenleri Biz işte böyle cezalandırırız.

7/41-Cehennem onların hem dinlenme yeri hem de örtüleri olacak; zalimleri Biz işte böyle cezalandırırız.

7/42-Ama imana erişen, doğru ve yararlı işler yapan kimseler -(ki) şüphesiz, Biz kimseye taşıyabileceği yükten fazlasını yüklemeyiz- işte, ebediyen kalmak üzere cennete girecek olan bunlardır;

7/43-(ki, oraya girmeden önce) onların içlerinde (takılıp kalmış) olabilecek düşünce ya da duygu türünden uygunsuz ne varsa silip atacağız; orada önlerinde dereler-ırmaklar çağıldayacak; ve onlar: “Bütün övgüler, bizi bu (bahtiyarlığa) eriştiren Allaha yakışır; çünkü eğer O bize yol göstermeseydi biz asla doğru yolu bulamazdık! Ve Rabbimizin elçileri bize gerçekten de doğruyu söylemişler!” diyecekler. Ve (bir ses): “İşte geçmişte edip eyledikleriniz sayesinde kazandığınız cennet, bu!” diye yankılanacak

7/44-Ve cennetlikler, ateşliklere, “Rabbimiz bize ne söz verdiyse, bütünüyle gerçekleşmiş bulduk; ya siz, siz de Rabbinizin size vaat ettiği şeyi gerçekleşmiş buldunuz mu?” diye seslenecekler. (Berikiler): “Ah, evet!” diye karşılık verecekler. Bunun üzerine içlerinden bir ses haykıracak: “Allahın laneti, zalimlere elverir,

7/45-onlar ki, başkalarını Allahın yolundan çevirirler ve onu eğri, dolambaçlı göstermeye çalışırlar; ve onlar ki ahiret hayatının gerçek olduğunu kabule yanaşmazlar!”

7/46-Bu iki taraf arasında bir engel bulunacaktır. Ve orada, (hayattayken) kendilerine (eğri ile doğruyu) ayırt edebilme yetisi bahşedilmiş, onların her birini taşıdığı belirtiden tanıyan kimseler olacak. Ve (girmek için) can attıkları halde cennete (henüz) girmemiş olan bu kimseler cennetliklere: “Size selam olsun” diye seslenecekler.

7/47-Ve bakışlar ateş yolcularına doğru çevrilince: “Ey Rabbimiz, bizi şu zalim insanların arasına katma!” diyecekler.

7/48-Ve (hayattayken) bu ayırt etme yetisine sahip olanlar, görünüşlerinden (günahkar olduklarını) çıkardıkları kimselere: “Ne sağladı size” diye seslenecekler, “maldan, (mülkten) biriktirmeniz; geçmişinizle o boş kurumlanmanız?

7/49-Bir vakit haklarında, ‘Allah rahmetini asla böylelerine ulaştırmaz! diye kestirip attığınız kimseler, işte bunlar, (bu onurlandırılmış kimseler) mi? (Oysa, bakın, şimdi onlara:) “girin cennete; size korku yok, hüzün de duymayacaksınız! (diye sesleniliyor)”.

7/50-Ve ateşin yarenleri, cennetliklere: “Üzerimize biraz su dökün, yahut Allahın size bahşettiği (cennet) azıklar(ın)dan (atın bize)!” diye seslenecekler. (Berikiler:) “Doğrusu, Allah, gerçeği inkar edenleri her ikisinden de yoksun kılmıştır;

7/51-o kimseler ki, dünya hayatına kapılıp eğlenceyi ve geçici zevkleri dinleri haline getirmişlerdi.” diye karşılık verecekler. (Ve Allah:) “Onlar bu (Hesap) gününün gelip çatacağını nasıl gözardı edip unuttular ve ayetlerimizi nasıl inkar ettilerse biz de bugün onları öyle gözardı edeceğiz” diyecek,

7/52-“Çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırdık”.

7/53-(İmdi), (inanmayanlar) o (Hesap Gününün) nihai anlamının açıklanmasından başka bir şey mi bekliyorlar? (Ne var ki), onun kesin anlamının açıklandığı Gün, onu vaktiyle umursamayan kimseler: “İşin doğrusu, Rabbimizin elçileri bize gerçeği söylemişlerdi! Şimdi, bizden yana aracılık yapacak kayırıcılarımız yok mu bizim? Yahut mümkün mü, (hayata) geri gönderilsek de edip eylediklerimizden başka türlü davransak?” diyecekler. Gerçek şu ki, onlar (böyle diyerek yalnızca) kendilerini aldatmış olacaklar ve onların bütün (bu) boş hayalleri yıkılıp kendilerini yüzüstü bırakacak.

7/179-Gerçek şu ki, Biz, cehennem için, kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitmeyen görünmez varlıklardan ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır. Hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayır hayır, doğru yolu kavramakta onlardan da aşağı: Körcesine dalıp gitmiş olanlar işte böyleleridir.

————————o—————————–

13Ra’d/35-Rabbinizin affına mazhar olmak ve Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlar için hazırlanmış gökler ile yer kadar geniş bir cennete ulaşmak için birbirinizle yarışın;

——————————-o————————————

23Müminun/99-(Ölümden sonraki hayata inanmamakta direnip de kendi kendilerini aldatanlardan) herhangi birine sonunda ölüm gelip çatınca: “Ey Rabbim!” der, “Beni (hayata) geri döndür, izin ver döneyim

23/100-de (daha önce) gözardı ettiğim konularda dürüst ve erdemli işler göreyim!” Yoo, onun söylediği, şüphesiz, yalnızca (boş ve anlamsız) bir sözden ibarettir; çünkü (bir kere dünyayı terk etmiş bulunanların) ardında, yeniden diriltilecekleri Gün’e kadar (aşılması imkansız) bir (ölüm) engeli bulunmaktadır!

23/101-Ve sonra, (kıyamet) suru üflendiği zaman, o Gün artık ne aralarındaki kan bağları işe yarayacaktır ne de birbirlerine (olup biten hakkında) soru sorabileceklerdir.

23/102-Ve (o Gün, iyi eylem ve davranışları) tartıda ağır gelen kimseler; işte kurtuluşa erişecek olanlar böyleleridir.

23/103-Ama tartıda hafif çekenlere gelince; işte, cehennemde yerleşip kalmak üzere kendi kendilerine yazık edenler de böyleleridir;

23/104-ateş onların yüzlerini kavuracak ve dudakları acıdan çarpılmış olarak orada kalakalacaklar.

23/105-(Ve Allah onlara:) “Mesajlarım size ulaştırılmamış mıydı ve siz de onları yalanlayıp durmamış mıydınız?” (diyecek).

23/106-“Ey Rabbimiz!” diye yakaracaklar, “Bize kötü talihimiz galebe çaldı ve biz de bu yüzden eğri yola saptık!

23/107-Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar, eğer tekrar (günaha) dönersek, o zaman, gerçekten zalim kimseler oluruz!”

23/108-(Fakat Allah onlara:) “Kalın kaldığınız yerde (bu bayağılığınızla)! Ve Benimle bir daha asla konuşmayın!” diyecek.

23/109-“Bakın, kullarımın arasında, ‘Ey Rabbimiz! Biz (Sana) inandık; öyleyse, bizim günahlarımızı bağışla ve bize acı, çünkü gerçek acıyan(ımız), esirgeyen(imiz) Sensin! diyenler de vardı;

23/110-fakat siz onları alay konusu yaptınız; öyle ki, bu sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu; çünkü hep gülüp durdunuz onlara.

23/111-(Ama,) bakın, güçlüklere göğüs germelerinden ötürü bugün onları mükafatlandırdım: işte, bahtiyar olacak olanlar böyleleridir!”

23/112-(Ve Allah, azaptakilere:) “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” diye soracak.

23/113-“Orada bir gün kaldık yahut bir günden daha az; bunu (zamanı) saymasını bilenlere sor…” diye cevap verecekler.

23/114-(Bunun üzerine, Allah:) “Orada sadece az bir vakit kaldınız; bunu bir bilseydiniz!

23/115-Sizi boş ve anlamsız bir oyun için yarattığımızı ve Bize dönmek zorunda olmadığınızı mı sanıyordunuz?”

23/116-Öyleyse, artık (bilin ki) Allah yüceler yücesidir; mutlak hüküm ve egemenlik sahibidir; nihai gerçektir; O’ndan başka tanrı yoktur; çok yüce, çok cömert hükümranlık makamının sahibi O’dur!

23/117-Öyleyse artık, kim ki, hakkında hiçbir delile sahip olmadığı halde Allah’la beraber başka bir tanrıya yakarırsa bunun hesabını Rabbinin katında mutlaka verecektir (ve) şüphesiz, hakkı böylece inkar etmiş olanlar asla kurtuluşa, esenliğe erişemeyeceklerdir!

23/118-Öyleyse, (ey inanan kişi,) de ki: “Rabbim! (Beni) bağışla, (bana) acı; çünkü gerçek acıyan, esirgeyen Sensin!”

————————–o——————————–

37Saffat/20-Ve “Eyvah!” diyecekler, “İşte Hesap Günü bugündür!”

37/21-(Ve onlara şöyle denilecek:) “Bu, yalanlamış olduğunuz (gündür, şaşmaz hakikat ile sahte ve yalan arasında) ayrım günüdür!”

37/22-(Ve Allah şöyle buyuracaktır:) “Toplayın bütün o zalimleri, kendileri gibi olanlarla ve bütün o Allah’tan başka taptıkları (ile) birlikte;

37/23-Ve hepsini yakıcı ateşin yoluna sürün,

37/24-Ve onları (orada) tutun!” (O zaman) böylelerine sorulacak:

37/25-“Size ne oldu ki (şimdi) birbirinize yardım etmiyorsunuz?”

37/26-Hayır, onlar o Gün isteyerek (Allah’a) teslim olacaklar;

37/27-Fakat (çok geç kaldıklarından) birbirlerine dönüp bakacaklar ve birbirlerinden (geçmiş günahlarının yükünü hafifletmelerini) isteyecekler.

37/28-(Onların) bir kısmı: “Bakın” diyecek, “Siz bize (ayartma niyetiyle) sağdan yaklaşırdınız!”

37/29-Ötekiler, “Hayır” diyecekler, “aslında siz kendiniz imandan zerre kadar nasip almamıştınız!

37/30-Üstelik sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu, bilakis, siz küstahça bir kibire kapılmıştınız!

37/31-Fakat şimdi Rabbimizin sözü bizim (de) aleyhimize çıktı, biz (günahlarımızın acı meyvesini) mutlaka tadacağız.

37/32-O halde, sizi derin bir sapıklığa ittiğ(imiz eğer doğruysa), o zaman biz de vahim bir sapıklığa düşmüşüzdür!”

37/33-O Gün onların hepsi ortak azaplarını paylaşacaklar.

37/34-Günaha batmış olanlara işte böyle davranacağız:

37/35-Çünkü bakın, ne zaman onlara “Allah’tan başka ilah yoktur!” denilse küstahça böbürlenirlerdi

37/36-Ve “Mecnun bir şairin sözüyle biz ilahlarımızı mı terk edeceğiz?” derlerdi.

37/37-Hayır, asla! (Sizin deli şair dediğiniz) o kişi hakikati getirmiştir; ve o, (Allah’ın önceki) elçilerinin (bildirdikleri) hakikati tasdik etmektedir.

37/38-Bakın siz, (öteki dünyada) acıklı azabı tadacaksınız,

37/39-Ama yapmış olduğunuzdan başka bir şeyle cezalandırılmayacaksınız.

37/40-Ancak Allah’ın halis kullarına böyle davranılmayacak:

37/41-(öteki dünyada) onlar için, yabancısı olmadıkları bir rızk hazırlanacaktır

37/42-(yeryüzündeki hayatlarının) ürünü olarak ve onlar ağırlanacaklardır

37/43-Nimet bahçelerinde,

37/44-Mutluluk tahtları üzerinde birbirlerine (sevgi ile) bakışarak.

37/45-Aralarında dupduru pınarlardan (içecekle doldurulmuş) bir kase dolaştırılacak,

37/46-Berrak ve içenlere tat veren (bir içecek);

37/47-Çarpmayan ve sarhoşluk vermeyen.

37/48-Ve yanlarında yumuşak bakışlı, güzel gözlü eşler olacak,

37/49-Gizlenmiş (deve kuşu) yumurtaları gibi (kusursuz) eşler.

37/50-Hepsi dönüp (geçmiş hayatları hakkında) birbirlerine sorular soracaklar.

37/51-İçlerinden biri şöyle diyecek: “Bakın, benim (yeryüzünde) bir arkadaşım vardı,

37/52-(Bana) derdi ki, ‘Ne? Sen onun doğru olduğuna gerçekten inananlardan mısın,

37/53-Ölüp toz ve kemik yığını haline geldikten sonra yargılanacağımıza!”

37/54-(Ve) ekleyecek: “Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?”

37/55-Bunun üzerine dönüp bakar ve o (arkadaşı)nı yanan ateşin ortasında görür;

37/56-Ve “Aman Allahım!” der, “(Ey eski arkadaşım), neredeyse (beni de) mahvedecektin!

37/57-Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de (şimdi) (azaba) uğratılanlar arasında olurdum!

37/58-Ama sonra, (ey cennetteki arkadaşlarım,) biz gerçekten (bir daha) ölmeyeceğiz,

37/59-Önceki ölümümüz dışında ve (bir daha) azaba uğratılmayacağız, değil mi?

37/60-İşte bu; bu, gerçekten müthiş bir mazhariyettir!”

37/61-(Allah yolunda) çalışanlar, demek ki böyle bir şey için çalışırlar!

37/62-Böyle (bir cennet) mi daha iyi bir ağırlanmadır, yoksa (cehennemin) ölümcül meyve ağacı mı?

37/63-Gerçek şu ki, biz o (ağac)ı zalimler için bir sınama aracı yaptık,

37/64-Zira o, (cehennemin) yakıcı ateşinin ortasında büyüyen bir ağaçtır,

37/65-Meyvesi şeytanların kellesi gibi (tiksindirici)dir;

37/66-Ve (zalim)ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.

37/67-Bunun da üzerinde, onlar korkunç bir ümitsizlik (cezası)na çarpılacaklardır!

37/68-Ve bir kez daha (söyleyelim): yakıcı ateş onların nihai durağı olacaktır;

————————o—————————–

38Sad/50-Kapıları ardına kadar açık sonsuz mutluluk, esenlik bahçeleri,

38/51-Orada uzanıp dinlenecekler; (ve) her tür meyveyi ve içeceği, (serbestçe) isteyebilecekler,

38/52-Yanıbaşlarında yumuşak bakışlı, uyumlu eşler olacak.

38/53-İşte bu, Hesap Günü için size verilen sözdür:

38/54-Bu, (size) vereceğimiz tükenmeyen nimetimizdir!

38/55-Bu, (dürüst ve erdemliler içindir); doğruluk ve dürüstlük sınırlarını aşanları ise en kötü bir akibet beklemektedir.

38/56-Onlar cehennemi tadacaklar, ne feci bir meskendir o!

38/57-Bu, (işte böyleleri içindir,) öyleyse bırak tatsınlar: yakıcı bir ümitsizlik ve buz gibi bir karanlık,

38/58-Ve aynı cinsten azap üstüne azap!

38/59-(Ve onlar birbirlerine soracaklar: “Gördünüz mü) sizinle birlikte körükörüne (günaha) dalan bu kalabalığı? Rahat yüzü görmesin onlar! Elbet onlar (da) ateşi tadacaklar!”

38/60-(Ve) onlar, (ayartılmış olanlar,) feryad edecekler: “Hayır, asıl (sorumlu) sizsiniz! Siz rahat yüzü görmeyin! Bunu başımıza getiren sizsiniz: Ne kötü bir yer burası!”

38/61-(Ve) “Ey Rabbimiz!” diye yalvaracaklar, “Bunu kim başımıza getirdiyse onun ateş içindeki azabını kat kat artır!”

38/62-Ve ekleyecekler: “Nasıl olur da (dünyada) çarpılmış olanlar arasında saydıklarımızı(n hiç birini) burada görmeyiz,

38/63-(Ve) kendileriyle alay ettiklerimizin? Yoksa (onlar burada da) biz mi göremiyoruz?

38/64-Cehennem sakinlerinin karşılıklı çekişmeleri (ve şaşkınlıkları) işte böyle sürüp gidecek!

—————————–o——————————————–

40Mü’min/69-Görmez misin, Allah’ın mesajlarını sorgulayanlar hakikati nasıl da görmezden geliyorlar?

40/70-(Şunlar,) bu ilahi kelamı ve (aynı şekilde, geçmişteki) elçilerimizle göndermiş olduğumuz bütün (mesajları) yalanlayanlar? Ama onlar zamanı gelince (ne kadar kör olduklarını) göreceklerdir, (Hesap Günü bunu görecekler),

40/71-ki o Gün boyunlarında (kendi elleriyle yaptıkları) zincirleri ve halkaları taşımak zorunda kalacaklar ve sürüklenecekler

40/72-yakıcı bir ümitsizliğe; ve sonunda (cehennem) ateşi için yakıt olacaklar.

40/73-Sonra onlara sorulacak: “Şimdi neredeler sizin ilahlık yakıştırdığınız (güçler)?

40/74-Allah’ın yanısıra (ilahlık yakıştırdıklarınız)?” (Şöyle) cevap verecekler: “Onlar bizi yüzüstü bıraktılar; daha doğrusu, geçmişte yalvarıp sığındıklarımız, aslında hiç yoklardı!” (Ve onlara:) “İşte Allah hakikati inkar edenleri böyle şaşırtır; (denilecektir,)

40/75-bu durum, sizin yeryüzünde hiçbir doğru(luk endişesi) taşımadan küstahça böbürlenmenizin ve kendinizi beğenmişliğinizin bir ürünüdür!

40/76-(Şimdi) içinde yaşayıp kalacağınız cehennemin kapılarından girin içeri! Yersiz gurura kapılanlar için orası ne dehşetli bir yerdir!”

——————o——————————–

43Zuhruf/69-(Siz ey) mesajlarımıza iman etmiş ve kendilerini Bize teslim etmiş olanlar!

43/70-Siz ve eşleriniz, sevinç ve mutlulukla cennete girin!”

43/71-(Orada) altın tepsiler ve kadehler ile karşılanacaklar ve canlarının istediği ve hoşlanacağı her şeyi orada bulacaklar. Ve siz orada oturup kalacaksınız (ey inananlar!)

43/72-Geçmişte yaptıklarınız sayesinde hak edeceğiniz cennet işte böyledir!

43/73-(bu yaptıklarınızın) meyvelerini bolca görecek (ve) onları tadacaksınız!

43/74-(Ama) dikkat edin, günaha batmış olanlar cehennem azabı içinde kalacaklar:

43/75-bu (azap), onlar için hiç hafifletilmeyecek ve orada çaresizlik, ümitsizlik içinde kaybolup gidecekler.

43/76-Onlara haksızlık yapacak olan Biz değiliz, ama onlardır kendi kendilerine haksızlık yapanlar.

————————–o————————————————–

44Duhan/40-Gerçek şu ki, (doğru ile yanlış arasında) Karar Günü, onların tümü için belirlenmiş olan bir gündür.

44/41-Ki o Gün hiç kimsenin arkadaşına bir hayrı dokunmayacak ve hiç kimse bir yardım görmeyecektir,

44/42-Allah’ın rahmetini ve şefkatini bağışladığı kimseler hariç. Yalnız O, kudret sahibidir, rahmet kaynağıdır.

44/43-Gerçek şu ki, (öteki dünyada) ölümcül meyve ağacı

44/44-Günahkarların gıdası olacaktır:

44/45-Tıpkı karın boşluğunda kaynayan sıvı kurşun gibi,

44/46-Tıpkı kabaran yakıcı ümitsizlik gibi.

44/47-(Ve emir gelecektir:) “Onu yakalayın (ey cehennem güçleri) ve yanan ateşin ortasına sürükleyin;

44/48-Sonra başının üstüne yakıcı ümitsizliğin acısını boşaltın!

44/49-Bunları tat ey (yeryüzünde) kendini böyle kudret sahibi, böyle üstün gören!

44/50-İşte siz (hakikat inkarcı)larının sorguladığı şey budur!”

44/51-(Buna karşılık,) Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlar, kendilerini emniyet içinde bulacaklardır,

44/52-Bahçeler ve pınarlar arasında,

44/53-İpek ve altından giysiler içinde birbirlerine (sevgiyle) yaklaşarak.

44/54-İşte böyle olacak. Ve Biz onları güzel gözlü saf ve temiz eşler ile birleştireceğiz.

44/55-Orada, (cennette,) güven içinde, (geçmiş fiillerinin) bütün meyvelerini (meşru şekilde) isteyip tadabilecekler;

44/56-Ve orada önceki ölümlerinden sonra (başka) bir ölüm tatmayacaklar. Böylece Allah, onları yakıcı ateşin azabından korumuş olacaktır.

44/57-Rabbinizin bir lütfu bu ve en büyük zafer bu olacak!

44/58-Böylece (ey Peygamber!) Biz bu (ilahi kelamı) senin kendi dilinde kolay anlaşılır kıldık ki, insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler.

44/59-Öyleyse (geleceğin ne getireceğini) bekle! Unutma, onlar da bekliyorlar.

——————————o———————————————-

47Muhammed/15-Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlara vaad edilmiş olan cennet örneği -(bir cennet ki) içinde zamanın bozamadığı sudan ırmaklar, tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar, içene lezzet veren şaraptan ırmaklar ve saf süzme baldan ırmaklar var ve içinde (yaptıkları güzel işlerin) bütün meyvelerini ve Rablerinin mağfiretini tadabilme (imkanı) var- işte bu (cennet), ateşi mesken edinenlerin ve bağırsaklarını parçalaması için yakıcı ümitsizlik sularını içmeye mahkum edilenlerin (hak ettikleri karşılık) ile bir olur mu?

————————————o————————————-

52Tur/1-Düşün Sina Dağı’nı!

52/2-Düşün (Allah’ın) vahyi(ni), ki işlenmiştir

52/3-açık tomarlar üstüne.

52/4-Ayakta kalan (ibadet) evi(ni) düşün!

52/5-Düşün yüksek (göğün) tavanı(nı)!

52/6-Kabaran denizi düşün!

52/7-Gerçek şu ki (ey insanoğlu!) Rabbin tarafından (günahkarlar için) öngörülmüş olan azap, kesinlikle vuku bulacaktır.

52/8-ona hiç kimse engel olamaz.

52/9-Göklerin (büyük) bir sarsıntı ile sarsılacağı o Gün (bu azap gerçekleşecek),

52/10-ve dağların (korkunç) bir hareketle (yerlerinden oynayıp) harekete geçecekler(i Gün).

52/11-Vay haline o Gün hakikati yalanlayanların,

52/12-(bütün hayatları boyunca) tamamen boş şeylerle oyalanıp duranların;

52/13-Onlar, o Gün (karşı konulamaz bir) darbe ile cehennem ateşine atılacaklar (ve kendilerine denilecek:)

52/14-“Bu, sizin yalanlamış olduğunuz ateştir!

52/15-Peki bu, bir yanılsama mıydı yoksa (doğruluğunu) görmek istemediğiniz bir şey mi?

52/16-(İşte şimdi) onu çekin! Ama (ister) sabredin, ister etmeyin, sizin için fark etmez. Siz, yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz.”

52/17-(Ama,) Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar kendilerini (o Gün) bahçelerde ve esenlik içinde bulacaklar,

52/18-Rablerinin kendilerine bağışlayacağı şeyler ile mutluluk bulacaklar çünkü Rableri onları yakıcı ateşin azabından koruyacaktır.

52/19-(Ve onlara:) “Yapmış olduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyip için,

52/20-sıra sıra dizilmiş (mutluluk) sedirlerine uzanarak!” (denilecek.) Ve (cennette) saf ve temiz, güzel gözlü eşler ile onları evlendireceğiz.

52/21-Kendileri iman eden ve soyları bu imanı sürdürecek olanlara gelince, Biz onları soyları ile bütünleştirecek ve işlerini heder ettirmeyeceğiz (ama, sonuçta) herkes kendi kazandığının hesabını verecek.

52/22-Biz onlara meyveyi ve eti bolca vereceğiz, ne isterlerse hepsini.

52/23-ve orada, (cennette), birbirlerine, boş konuşturmayan ve günaha sokmayan kaseler uzatacaklar.

52/24-Ve onları (ölümsüz) gençlikler bekleyecek, (sanki) kendi kendilerinin (çocuklarıymış gibi), kabuklarının içinde saklanan inciler gibi (saf ve temiz).

52/25-Ve (böylece nimet tattırılanlar,) birbirlerine dönerek (geçmişte yaşadıkları hakkında) sorular soracaklar.

52/26-Onlar, “Bakın” diyecekler, “eskiden, çoluk çocuğumuz arasında yaşadığımız sıralarda, (Allah’ın bizden razı olmadığını düşünerek) korku içindeydik;

52/27-ve bu durumdayken Allah bizi lütfuyla inayetlendirdi ve (çaresizliğin) yakıcı fırtınalarının azabından bizi korudu.

52/28-Şüphesiz biz bundan önce (yalnız) O’na yalvarırdık. (Ve O, bize şimdi gösterdi ki) yalnız O’dur gerçekten iyilik eden ve gerçek rahmet kaynağı!”

52/29-Öyleyse (ey Muhammed! Bütün insanlara) öğüt ver! Çünkü, Rabbinin rahmetiyle, sen ne bir kahinsin, ne de bir deli.

52/30-Yoksa onlar: “(O, yalnızca) bir şair(dir); bekleyip görelim zaman ona neler yapacak” mı diyorlar?”

52/31-De ki: “(Öyleyse,) ümitle bekleyin! Ben de sizinle birlikte ümitle bekleyeceğim!”

52/32-Akılları mı onlara bu (tavrı takınmaları)nı telkin ediyor, yoksa (bu hal) (sadece) kaba bir küstahlığın eseri midir?

52/33-Yoksa onlar: “Bu (mesaj)ı kendisi uydurmuştur!” mu diyorlar? Hayır, tersine, onlar (gerçeği biliyor, ama) inanmak istemiyorlar!

52/34-Ama, (eğer onu basit bir faninin işi olarak görüyorlarsa) ona benzeyen başka bir söylem üretsinler (de görelim!) Söyledikleri doğru mu, değil mi?

52/35-(Yoksa onlar, Allah’ın varlığını inkar mı ediyorlar?) Kendileri, hiçbir (sebep) olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendi kendilerinin mi yaratıcılarıdırlar?

52/36-(Ve) gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, ama onlar hiçbir şey hakkında kesin bir inanca sahip değiller!

52/37-(Nasıl olabilirler ki?) Rabbinin hazineleri onlarda mı? Onlar mı (kaderden) sorumlular?

52/38-Yoksa onların (nihai hakikatlere yükselecekleri ve insan kavrayışının ötesindekini) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, (onu) dinlemiş olanlardan birisi (bilgisinin) açık bir delilini getirsin!

52/39-Yahut, (eğer Allah’a inanıyorsanız), siz (yalnız) erkek çocuk sahibi olurken O(nun) kız çocuk sahibi (olmayı tercih ettiğine nasıl inanırsınız?)

52/40-Yoksa (ey Muhammed, senin mesajını reddedenler, seni dinlerlerse) onlardan bir karşılık isteyeceğinden ve kendilerini borç altına sokacağ(ından mı korkuyorlar?)

52/41-Yoksa, (bütün mevcudatın) gizli gerçekliğinin, (zamanı geldiğinde) yazabilmeleri için kendi kavrayış alanları içine gireceği(ni mi sanıyorlar)?

52/42-Yoksa (seni çelişkilerin) tuzağına mı düşürmek istiyorlar? Ama aslında tuzağa düşenler onlardır, o hakikati inkar edenler!

52/43-O halde, Allah’tan başka bir tanrıları mı var? Allah, sınırsız şanıyla insanların O’na yakıştırdığı ortaklardan münezzehtir!

52/44-Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) “O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!” derlerdi.

52/45-Bundan böyle, dehşete kapılacakları (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak onları!

52/46-O Gün komplolarının kendilerine hiçbir faydası olmayacak ve hiçbir yardımcı bulamayacaklar…

52/47-Gerçek şu ki zulüm işlemeye şartlanmış olanları, (öteki dünyadaki korkunç azaptan) daha yakın bir azap beklemektedir ama çoğu bunun farkında değil.

52/48-O halde Rabbinin hükmünü sabırla bekle, çünkü sen gözümüzün önündesin; ve her ne zaman ayağa kalkarsan Rabbinin sınırsız şanını hamd ile yücelt!

52/49-Gece ve bütün yıldızların çekildiği an O’nun şanını yücelt!

—————————–o———————————————-

55Rahman/37-Gök parça parça yarıldığı ve (yanık) yağ gibi kızıllaştığı zaman:

55/38-Hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/39-O Gün ne insana ne de görünmez varlığa günahları hakkında bir şey sorulmayacaktır.

55/40-Öyleyse, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz?

55/41-Bütün günahkarlar işaretlerinden tanınacak ve alınları ile ayaklarından yakalanacaklar!

55/42-Öyleyse, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz?

55/43-İşte bu, günahkarların (şimdi) yalanladıkları cehennemdir:

55/44-Onlar, cehennem ile (kendi) yakıcı ümitsizlikleri arasında gidip gelecekler!

55/45-Öyleyse, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz?

55/46-Rablerinin huzuruna korku içinde çıkanlar için iki (cennet) bahçe(si hazırlanmıştır.)

55/47-Öyleyse, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/48-Türlü türlü harika renkler (ile bezenmiş iki bahçe).

55/49-Öyleyse, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/50-Bu iki (bahçenin her birin)de iki çeşme akacak.

55/51-Öyleyse, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz?

55/52-İkisinde de her meyveden iki cins bulunacak.

55/53-Öyleyse, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz?

55/54-(İşte böyle bir cennette, kutsananlar) atlastan dokunmuş halılara uzanarak (hayat sürecekler); ve bu iki bahçenin meyvesi kolayca erişebilecekleri yerde bulunacak.

55/55-Öyleyse, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz?

55/56-Bu (bahçe)lerde, ne insanın ne de görünmez bir varlığın daha önce hiç dokunmadığı yumuşak bakışlı eşler bulunacak.

55/57-Öyleyse, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/58-İncilerin ve yakutların (güzelliği) gibi (muhteşem güzellikler vaad edildiği zaman,)

55/59-Hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/60-İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey olabilir mi?

55/61-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/62-Ve o ikisinin yanında (başka) iki bahçe daha olacak;

55/63-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/64-Yemyeşil iki (bahçe).

55/65-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/66-Bu iki (bahçe)nin (her birinde) iki kaynak fışkıracak.

55/67-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/68-Onların ikisinde de (çeşit çeşit meyveler), hurmalar ve narlar olacak.

55/69-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/70-Ve bu (bahçeler)de (her)şeyin en muhteşemi ve en güzeli bulunacak.

55/71-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/72-(Kutsananlar, orada, harika) çadırlarda saf ve çekingen, yumuşak huylu eşleri (ile birlikte yaşayacaklar).

55/73-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/74-Daha önce ne bir insanın ne de görünmez varlığın dokunmadığı (eşler).

55/75-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/76-(Onlar, böyle bir cennette) yeşil çimenler ve harikulade güzellikte halılar üzerinde uzanarak (hayat sürecekler).

55/77-O halde, hangi nimet ve kudretini inkar edebilirsiniz Rabbinizin?

55/78-İhtişam sahibi ve kerim Rabbinin ismi ne yücedir!

———————————-o——————————————–

56Vakıa/10-Önde olanlar ise (hayatta iken, inanç ve güzel fiillerde) öne çıkanlar olacak.

56/11-(Her zaman) Allah’a yakınlık sağlayanlar!

56/12-(Onlar) esenlik ve mutluluk bahçelerinde (yaşayacaklar,)

56/13-Çoğu eski zamanların,

56/14-Ama (sadece) pek azı sonraki dönemlerin (insanları).

56/15-Onlar, altın işlemeli mutluluk tahtlarına (kurulacaklar),

56/16-(Ve) birbirlerine (sevgi ile) bakarak uzanacaklar.

56/17-Onları ölümsüz gençlikler bekleyecek,

56/18-Tertemiz kaynakların suyundan doldurulmuş kaseler, ibrikler ve fincanlarla,

56/19-Ne kafalarını dumanlayan ne de onları sarhoş eden (bir su)

56/20-Ve seçebilecekleri her çeşit meyveyle,

56/21-Ve canlarının çekebileceği her çeşit kuş etiyle.

56/22-Ve en güzel gözlü saf ve temiz eşler (yanlarında olacak),

56/23-Kabuklarının içinde saklı bulunan inciler gibi.

56/24-(Hayatta iken) yaptıklarının bir ödülü (olacak bu).

56/25-Orada ne boş konuşmalar duyacaklar, ne de günaha yönelten bir çağrı,

56/26-Ama sadece iç sükuneti ve barış müjdesi.

56/27-Dürüst ve erdemli bir hayat yaşayanlara gelince, nedir bu dürüst ve erdemli hayat sürenler(in ödülü)?

56/28-(Onlar,) meyve dolu sidre ağaçları arasında (bulacaklar kendilerini),

56/29-Çiçeklerle bezenmiş akasyalar,

56/30-Genişçe yayılmış gölgeler,

56/31-Fışkıran sular,

56/32-Ve bol bol meyveler,

56/33-Hiç eksilmeyen, hiç tükenmeyen.

56/34-Ve yüceltilmiş eşler(i onlarla olacak):

56/35-Çünkü, Biz onları yenilenmiş bir hayatta tekrar var etmiş olacağız,

56/36-Ve bakireler olarak dirilteceğiz,

56/37-Sevgi dolu ve uyum içinde,

56/38-Dürüst ve erdemli olanlarla:

56/39-Bir kısmı eski zamanlardan,

56/40-Bir kısmı da sonraki zamanlardan.

56/41-Kötülükte ısrar edenlere gelince, nedir bu kötülük ısrarcıları(nın cezası)?

56/42-(Onlar,) kavurucu rüzgarlar ve yakıcı bir ümitsizlik içinde (bulacaklar kendilerini),

56/43-Ve siyah duman gölgesinde,

56/44-Ne serinleten, ne de rahatlatan (bir gölge).

56/45-Çünkü, geçmişte onlar kendilerini tamamen hazlara kaptırmışlardı,

56/46-Çirkin günahlar işlemekte inat ediyorlardı,

56/47-Ve diyorlardı ki: “Ne Yani! Biz ölüp de toz ve kemik yığını haline geldikten sonra mı diriltileceğiz yeniden?

56/48-Ve eski atalarımız da mı?”

56/49-De ki: “Daha önce yaşamış olanlar da, sonrakiler de

56/50-(Yalnızca Allah tarafından) bilinen bir Gün’ün belirlenmiş olan bir vaktinde bir araya getirilecekler;

56/51-Ve o zaman, siz ey yoldan sapmış ve hakikati yalanlamış olanlar,

56/52-Siz kesinlikle ağulu meyve ağacından tadacaksınız,

56/53-Ve karnınızı onunla dolduracaksınız,

56/54-Ve yakıcı ümitsizliği (yudum yudum) içeceksiniz,

56/55-Doymak bilmez susuz develerin içişi gibi içeceksiniz!”

56/56-Hesap Günü onların karşılanışı işte böyle olacak!

———————–o———————————————

75Kıyamet/1-Kıyamet Günü’nü tanıklığa çağırırım!

75/2-İnsan vicdanının kınayan sesini tanıklığa çağırırım!

75/3-İnsan, (onu tekrar diriltip) kemiklerini yeniden bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?

75/4-Hayır, kesinlikle! Onu parmak uçlarına kadar yeniden var etmeye kadiriz!

75/5-Ama yine de insan, önüne serilmiş olan şeyi inkara kalkışır,

75/6-ve (istihza ile) sorar: “Şu Kıyamet Günü ne zaman gelecekmiş?”

75/7-Ama (o Gün,) gözler korku ile açıldığında,

75/8-ve ay karanlığa gömüldüğünde,

75/9-ve güneş ile ay bir araya getirildiğinde,

75/10-o Gün insan haykıracak: “(Eyvah!) Nereye kaçayım?”

75/11-Hayır! Bir sığınak yok (senin için, ey insan)!

75/12-O Gün bütün yolların varış yeri, Rabbinin katı olacak!

75/13-O Gün insana, yaptığı ve yapmadığı her şey bildirilecek:

75/14-hayır, aslında insan, kendi aleyhine şahitlik yapacak,

75/15-mazeretler bulup kendi (yaptıkları)nı gizlemeye çalışsa bile.

75/16-(Vahyin sözlerini tekrarlarken) dilini hızla oynatıp durma;

75/17-çünkü onu (senin kalbine) yerleştirmek ve (gerektiğinde) okutturmak Bizim işimizdir.

75/18-Böylece, onu telaffuz ettiğimiz zaman, kelimelerini (bütün zihnini vererek) takip et,

75/19-sonra onun anlamını açıklamak da Bize düşer.

75/20-(Çoğunuz) bu geçici hayatı seviyorsunuz,

75/21-ama öteki dünyayı (ve Hesap Günü’nü) hiç düşünmüyorsunuz!

75/22-Bazı yüzler o Gün mutlulukla parlayacak,

75/23-Rablerine bakarken;

75/24-ve o Gün bazı yüzler ümitsizlikle kararacak,

75/25-çatırdatan bir felaketin başlarına gelmek üzere olduğunu bilerek.

75/26-Ne zaman ki, (son nefes, ölen birinin) boğazına gelip düğümlenir,

75/27-ve insanlar: “(onu kurtaracak) bir hekim yok mu?” diye sorarlar;

75/28-kendisi de bilir ki bu ayrılma vaktidir,

75/29-ve ölüm sancıları ile örülmektedir:

75/30-işte o zaman gidişinin Rabbine doğru olduğunu hisseder!

75/31-(Artık son pişmanlık fayda etmez) çünkü (yaşadığı sürece) hakikati kabul etmedi ve (aydınlığa kavuşmak için) namaz kılmadı;

75/32-tam tersine, hakikati yalanladı ve (ondan) uzaklaştı,

75/33-ve sonra böbürlenerek geldiği yere döndü.

75/34-(Ama ey insan, akibetin geliyor her dakika) yakınına, daha da yakınına,

75/35-yakınına, daha da yakınına!

75/36-İnsan, başıboş bırakılacağını ve dilediği gibi hareket edebileceğini mi sanır?

75/37-O, bir zamanlar (sadece) akıtılan bir meni damlası değil miydi,

75/38-ve sonra döllenmiş hücre; bu safhada Allah (onu) yaratmış ve olması gerektiği gibi şekil vermişti,

75/39-ve ondan iki cinsi, erkeği ve dişiyi var etmişti?

75/40-Öyleyse, Allah, ölüyü hayata yeniden döndüremez mi?

——————————–o————————————–

76İnsan/3-Gerçek şu ki, Biz ona yolu/yöntemi gösterdik; şükredici, ya da nankör (olması artık kendisine kalmıştır).

76/4-(Şimdi) bakın, Biz hakikati inkar edenler için zincirler, halkalar ve yakıcı bir ateş hazırladık;

76/5-(Halbuki) gerçek erdem sahipleri, hoş kokulu çiçekler ile tatlandırılmış bir fincandan içerler.

76/6-Bir (kutlu) kaynak ki Allah’ın kulları ondan içerler, suyu bol bol akan (o kaynaktan).

76/7-(Gerçek erdem sahipleri) onlar(dır ki,) sözlerini yerine getirirler ve şiddeti yayılıp genişleyen bir Gün’ün korkusunu duyarlar.

76/8-Ve kendi istekleri ne kadar çok olursa olsun, muhtaçlara, yetimlere ve esirlere yedirirler,

76/9-(Ve kendi kendilerine konuşurlar:) “Biz sizi yalnız Allah rızası için doyuruyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz.

76/10-Doğrusu, sıkıntı ve dehşet dolu bir Gün’de Rabbimize (vereceğimiz) hesabın korkusunu duyuyoruz!”

76/11-Ve bu yüzden Allah onları o Gün’ün dehşetinden koruyacak, aydınlık ve sevinç verecektir,

76/12-Ve onları sıkıntılara karşı sabrettikleri için (kutlu bir) bahçe ve ipek(ten giysiler) ile ödüllendirecektir.

76/13-Orada sedirlere uzanacaklar ve ne (yakıcı bir) güneş, ne de şiddetli bir soğuk görmeyecekler,

76/14-Çünkü o (bahçe)nin (kutlu) gölgeleri başlarını örtecek ve meyve salkımları kolayca alınacak şekilde (yere doğru) sarkıtılacaktır.

76/15-Onlar gümüşten kaplar ve kristal(e benzeyen) kadehlerle karşılanacaklar

76/16-Kristal benzeri, (ama) gümüşten- ve hacimlerini yalnız kendileri tesbit edecek.

76/17-Ve (cennette) kendilerine zencefille tatlandırılmış bir fincan içecek verilecek,

76/18-Oradaki “Selsebil” isimli bir kaynak(tan).

76/19-Ve onları ölümsüz gençlikler bekleyecek, gördüğün zaman saçılmış inciler sanacağın (gençlikler);

76/20-Ve (nereye) baksan, (yalnız) kutsanmışlık ve aşkın bir düzen göreceksin.

76/21-O (kutsanmış kimse)lerin üzerinde yeşil ipekten ve atlastan giysiler olacak. Onlar gümüş bilezikler ile süslenecekler. Ve Rableri onlara en temiz içeceklerden ikram edecek.

76/22-(Ve onlara:) “Bunlar sizin ödüllerinizdir, çünkü (hayatta iken) yaptığınız işler (Allah’ın) rızasını kazanmıştır!” (denilecek.)

———————–o——————————–

77Mürselat/1-Düşün bu (mesaj)ları, dalga dalga gönderilen

77/2-ve sonra fırtına şiddetiyle patlayan!

77/3-Düşün bu (mesaj)ları, (hakikati) dört bir yana yayan,

77/4-böylece (doğru ile eğriyi) kesin şekilde ayıran,

77/5-ve sonra bir öğüt ve hatırlatmada bulunan,

77/6-suçlardan arınma(yı vaad eden) veya bir uyarı(da bulunan)!

77/7-Bakın, bekleyip görün denilen her şey mutlaka gerçekleşecektir.

77/8-Yıldızlar söndüğü zaman (gerçekleşecek,)

77/9-ve gök parçalandığı zaman,

77/10-ve dağlar toz gibi ufalandığı zaman,

77/11-ve bütün elçiler belirlenen bir vakitte toplanmaya çağırıldıkları zaman…

77/12-Ne zaman gerçekleşecek (bütün bunlar)?

77/13-(Doğruyu yanlıştan) Ayırd etme Günü!

77/14-Bu Ayrım Günü’nün nasıl bir gün olacağını bilebilir misin?

77/15-O Gün vay haline hakikati yalanlayanların!

77/16-Biz, geçmişin o (günahkar)larını yok etmedik mi?

77/17-İşte sonrakileri de onlarla aynı yola sokacağız:

77/18-(çünkü) Biz, günaha batmış olanlarla böyle uğraşırız.

77/19-O Gün vay haline hakikati yalanlayanların!

77/20-Sizi basit bir sıvıdan yaratmadık mı,

77/21-(rahmin içinde) sağlam bir şekilde muhafaza ettiğimiz (bir sıvıdan),

77/22-önceden belirlenmiş bir süreyle?

77/23-Biz, (insanın yaratılışını) işte böyle gerçekleştirdik. Ne mükemmeldir Bizim (bir şeyi) gerçekleştirme kudretimiz!

77/24-O Gün vay haline hakikati yalanlayanların!

77/25-Biz toprağı toplanma yeri yapmadık mı

77/26-diriler ve ölüler için?

77/27-Onun üzerinde haşmetli, sarsılmaz dağlar meydana getirmedik mi ve size içmeniz için tatlı sular vermedik mi?

77/28-O Gün vay haline hakikati yalanlayanların!

77/29-Haydi, yalanlayıp durduğunuz şu (kıyamete) doğru gidin bakalım!

77/30-Üç katlı gölgeye doğru gidin,

77/31-hiçbir (serinliği) olmayan ve ateşten korumayan (gölgeye),

77/32-(yanan) kütükler gibi (ateşten) kıvılcımlar saçan,

77/33-kızgın dev halatlar gibi!

77/34-O Gün vay haline hakikati yalanlayanların,

77/35-hiçbir söz söyle(ye)meyecekleri,

77/36-ve özür dilemelerine izin verilmeyeceği o Gün.

77/37-O Gün vay haline hakikati yalanlayanların,

77/38-(onlara şöyle denilecek, doğru ile eğri arasındaki) o Ayrım Günü: “Sizi eski zamanların o (günahkar)ları ile bir araya getirdik;

77/39-ve eğer bir bahaneniz (olduğunu sanıyorsanız), haydi (onu kullanıp) Beni atlatmaya çalışın!”

77/40-O Gün vay haline hakikati yalanlayanların!

77/41-(Ama,) Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlar, (serin) gölgeler altında ve pınarlar arasında oturacaklar,

77/42-ve canlarının istediği her meyve(den tadacaklar);

77/43-(ve onlara:) “(Hayatta iken) yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyip için!” denilecek.

77/44-İyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz;

77/45-(ama) o Gün vay haline hakikati yalanlayanların!

77/46-(Doyuncaya) kadar yiyip için ve biraz sefanızı sürün, siz ey günahkarlar!

77/47-(Ama) o Gün, vay haline hakikati yalanlayanların!

77/48-Ve onlara “(Allah’ın huzurunda) baş eğin!” denildiğinde buna uymazlar:

77/49-o Gün, vay haline hakikati yalanlayanların!

77/50-Peki, bundan sonra, başka hangi habere inanacaklar?

——————————o—————————————-

78Nebe/1-Birbirlerine (bu kadar sık) neyi soruyorlar?

78/2-O müthiş (yeniden dirilme) haberini (mi),

78/3-üzerinde (hiçbir şekilde) anlaşamadıkları.

78/4-Elbette, zamanı geldiğinde (onu) anlayacaklar!

78/5-Ve bir kez daha: Elbette, zamanı geldiğinde anlayacaklar!

78/6-Yeryüzünü (sizin için) bir dinlenme yeri yapmadık mı,

78/7-ve dağları da (onun) sütunları?

78/8-Sizi çiftler halinde yarattık;

78/9-uykunuzu ölüm(ün bir sembolü) kıldık

78/10-ve geceyi (onun) örtüsü yaptık,

78/11-gündüzü de hayat(ın sembolü).

78/12-Üstünüze yedi gök kubbe bina ettik,

78/13-ve (oraya güneşi,) parıldayan ışık yüklü lambayı yerleştirdik.

78/14-Ve rüzgarın sürüklediği bulutlardan şarıldayan sular indirdik,

78/15-(indirdik) ki onunla taneler ve bitkiler yetiştirelim,

78/16-ve ağaçlarla kaplı bahçeler.

78/17-Gerçek şu ki, (doğru ile yanlış arasında) Ayrım Günü’nün belirlenmiş bir vakti vardır:

78/18-(Yeniden dirilme) surun(un) üflendiği ve hepinizin kalabalıklar halinde ortaya çıkacağınız Gün;

78/19-Göklerin açıldığı ve (kanatları açık) kapılar haline geldiği (gün);

78/20-Ve dağların bir serapmış gibi kaybolup gittiği (gün).

78/21-(O Gün,) cehennem, (hakikati inkar edenleri) kuşatmak için bekleyecek;

78/22-Hak ve adalet sınırlarını ihlal etmiş olanların durağı!

78/23-Onlar orada uzun süre kalacaklar.

78/24-Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de (susuzluk giderici) bir içecek;

78/25-Yalnız yakıcı bir ümitsizlik ve buz gibi bir karanlık:

78/26-(Günahlarına) uygun bir karşılık!

78/27-Doğrusu onlar hesaba çekileceklerini beklemiyorlardı,

78/28-Mesajlarımızı tek tek ve tümüyle yalanladıkları halde;

78/29-Ama Biz, (yaptıkları) her şeyi bir kayda almışızdır.

78/30-(Ve onlara şöyle diyeceğiz:) “O halde, (yaptığınız kötülüklerin meyvelerini) tadın, artık size şiddetli azaptan başka bir şey vermeyeceğiz!”

78/31-(Ama,) Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlar için büyük bir tatmin vardır:

78/32-Muhteşem bahçeler ve bağlar,

78/33-Müthiş uyumlu harika eşler,

78/34-Ve dolup taşan (mutluluk) kadehleri.

78/35-Orada, (cennette,) ne boş sözler ne de yalanlar duyacaklar.

78/36-(Bütün bunlar,) Rabbinden bir ödül, (Kendi) hesabına göre bir armağandır;

78/37-Göklerin ve yerin ve ikisi arasındaki her şeyin Rabbi(nden), Rahman(dan bir ödül)! (Ve) hiç kimse O’na karşı sesini yükseltme gücüne sahip değildir,

78/38-Bütün (insan) ruhların(ın) ve bütün meleklerin saf saf sıralandıkları Gün: Rahman’ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşmayacak ve (herkes, yalnız) doğruyu söyleyecek.

78/39-Bu, Nihai Hakikat Günü olacaktır. O halde, dileyen Rabbine giden yolu tutsun!

78/40-Gerçek şu ki, Biz sizi yakındaki bir azaba karşı uyarmaktayız; insanın ilerisi için yapıp ettiklerini (açıkça) göreceği ve hakikati inkar edenin: “Eyvah, keşke toprak olsaydım..!” diyeceği Gün(ün azabına)!

—————————o—————————————–

79Naziat/1-Düşün bu (yıldız)ları, batmak üzere yükselen;

79/2-ve (yörüngelerinde) istikrarlı şekilde hareket eden,

79/3-ve (uzayda) sakin sakin yüzen,

79/4-ve hızlı şekilde (birbirini) izleyen,

79/5-böylece (Yaratıcı’nın) buyruğunu yerine getiren!

79/6-(O halde, düşün) şiddetli bir sarsıntının (dünyayı) sarstığı Gün(ü),

79/7-daha büyük (sarsıntı)ların ardından geleceği (Günü)!

79/8-O Gün (insanların) kalpleri titreyerek çarpacak

79/9-(ve) gözleri yere bakacak…

79/10-(Ama hala) bazıları: “Ne yani!” diyorlar, “Biz gerçekten eski halimize mi döndürüleceğiz,

79/11-çürüyen kemik (yığını) olsak bile?”

79/12-(Ve) ilave ediyorlar: “Öyleyse bu, zararlı bir dönüş olur!”

79/13-(Ama) o zaman, (Son Saat), bir tek çığlık (gibi ansızın onların üzerine) kopacak,

79/14-işte o zaman (hakikati) anlayacaklar!

79/15-Musa’nın kıssasından hiç haberin oldu mu?

79/16-Hani kutsal bir vadide Rabbi o’na şöyle seslenmişti:

79/17-“Sen, Firavun’a git -çünkü o hak ve adalet sınırlarını ihlal ediyor-

79/18-ve (ona) söyle: ‘Arınmaya istekli misin?

79/19-(Eğer istekliysen) o zaman seni Rabbin(i tanıma mertebesin)e ulaştıracağım ki (bundan sonra) O’nun korkusunu duyasın.'”

79/20-Bunun üzerine (Musa), (Firavun’a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) büyük mucizeyi anlattı.

79/21-Ama (Firavun) o’nu yalanladı ve (hidayeti) şiddetle reddetti,

79/22-sonra da kaba bir şekilde (Musa’ya) sırtını döndü;

79/23-daha sonra (ileri gelen adamlarını) topladı ve (halkını) çağırdı,

79/24-ve onlara “Ben sizin en yüce rabbinizim!” dedi.

79/25-Bunun üzerine Allah onu yakalayıp hesaba çekti (ve bunu) hem bu dünyada hem de öteki dünyada uyarıcı bir örnek yaptı.

79/26-Bunda, şüphesiz, (Allah’ın) ürperti ve korkusunu duyanlar için bir ibret vardır.

79/27-(Ey insanlar!) Sizi yaratmak, göğü yaratmış olan Allah için daha mı zordur?

79/28-O, gökkubbeyi yükseltmiş ve ona gerektiği gibi biçim vermiştir;

79/29-onun gecesini karanlık yapmış ve gündüzünü aydınlatmıştır.

79/30-Ve ardından yeri düzenleyip yaymıştır,

79/31-yerden suyu ve bitki örtüsünü çıkartmış,

79/32-ve dağları sağlam şekilde yerleştirmiştir:

79/33-(bütün bunlar) sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için(dir).

79/34-Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında,

79/35-o Gün insan yaptığı her şeyi (açıkça) hatırlayacak;

79/36-ve (cehennemin) yakıcı ateşi, onu gör(meye mahkum edil)en herkesin karşısına getirilecektir.

79/37-Çünkü, hak ve adalet sınırlarını ihlal eden,

79/38-ve bu dünya hayatını (ruh temizliğine) tercih eden(in)

79/39-varacağı yer o yakıcı ateştir!

79/40-Ama Rabbinin huzurunda korku ile duranın ve nefsini kötü arzulardan alıkoyanın

79/41-varacağı yer cennettir!

79/42-(Ey peygamber!) Sana Son Saat’i soruyorlar: “Ne zaman gelip çatacak?”

79/43-Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki?

79/44-(Çünkü) onun (bilgisinin) başı ve sonu yalnız Rabbinin katındadır!

79/45-Sen ancak ondan korkanları uyar(mak için gönderil)mişsin.

79/46-Onu anladıkları Gün (onlara, bu dünyada) bir akşamdan ya da kuşluğuyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamışlar (gibi gelecek)!

————————————o———————————————————–

81Tekvir/1-Güneş, karanlığa gömüldüğünde,

81/2-Ve yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde,

81/3-Dağlar kaybolup gittiğinde,

81/4-Ve doğurmak üzere olan dişi develer başıboş bırakıldığında,

81/5-Bütün hayvanlar bir araya toplandığında,

81/6-Ve denizler kaynadığında,

81/7-Bütün insanlar (yaptıklarıyla) eşleştirildiğinde,

81/8-Ve diri diri gömülen kız çocuklarına sorulduğunda

81/9-Hangi suçtan dolayı öldürüldükleri,

81/10-(İnsanların yapıp ettiklerinin) dosyaları açıldığında,

81/11-Ve gökyüzü açılıp ortaya serildiğinde,

81/12-(Cehennemin) yakıcı ateşi parladığında,

81/13-Ve cennet gözler önüne getirildiğinde,

81/14-(O Gün) her insan, (kendisi için) ne hazırlamış olduğunu görecektir.

81/15-Hayır! Hayır! Dönüp duran yıldızları tanıklığa çağırırım,

81/16-Yörüngelerinde akan ve kaybolan gezegenleri,

81/17-Ve kararan geceyi,

81/18-Ve soluk almaya başlayan sabahı:

81/19-Bakın, bu (ilahi kelam), gerçekten soylu bir elçinin (vahyedilmiş) sözüdür,

81/20-Güç bahşedilmiş, kudret ve egemenlik tahtının Sahibi nezdinde emin kılınmış,

81/21-İtaat edilen ve güvene layık birinin (sözü)!

81/22-Çünkü, bu arkadaşınız bir deli değil:

81/23-O gerçekten (meleği) gördü, berrak bir ufukta (gördü) onu;

81/24-O, (başka birine vahyedilmiş olan) insan kavrayışının ötesindeki şeylerin bilgisinden dolayı onları kıskanan biri değildir.

81/25-Bu (mesaj), lanetlenmiş bir şeytani gücün sözü de değildir.

81/26-Öyleyse nereye gidiyorsunuz?

81/27-Bu (mesaj), bütün insanlık için bir öğüt ve hatırlatmadan başka bir şey değildir,

81/28-Doğru yolda yürümek isteyen her biriniz için.

81/29-Ama Allah, bütün alemlerin Rabbi, (o yolu size göstermeyi) istemedikçe siz onu isteyemezsiniz.

—————————-o————————————

82İnfitar/1-Gökyüzü parçalanıp yarıldığında,

82/2-ve yıldızlar dağılıp savrulduğunda,

82/3-denizler kabarıp taştığında,

82/4-ve kabirler alt üst olduğunda,

82/5-her insan, (sonunda,) ilerisi için ne hazırladığını ve (bu dünyada) ne bıraktığını anlayacaktır.

82/6-Ey insan! Nedir seni lütuf sahibi Rabbinden uzaklaştıran,

82/7-seni yaratan ve varlık amacına uygun olarak şekillendiren, tabiatını adil ölçüler içinde oluşturan,

82/8-ve seni dilediği şekilde bir araya getiren (Rabbinden)?

82/9-Hayır, (ey insanlar,) siz (Allah’ın) hükmünü yalanla(maya ne zaman kalkıştıysanız Allah’tan uzaklaş)tınız!

82/10-Halbuki üzerinizde gözetleyici güçler vardır,

82/11-değerli kaydedici(ler),

82/12-yaptığınız her şeyin farkında olan!

82/13-Bakın, (öteki dünyada) gerçek erdem sahipleri nimetler içinde bulunacaklar,

82/14-kötü ruhlular ise yakıcı bir ateş içinde,

82/15-(bir ateş ki) Hesap Günü ortasına düşerler,

82/16-ve ondan kurtulmaları mümkün olmaz.

82/17-Hesap Günü nedir bilir misin?

82/18-Ve bir kez daha: Hesap Günü nedir bilir misin?

82/19-Hiçbir insanın başka birine zerre fayda sağlayamayacağı bir Gün(dür o) çünkü o Gün (açık seçik görülecektir ki) hakimiyet yalnız Allah’a aittir.

——————–o—————————–

83Mutaffifin/1-Vay haline ölçüyü eksik tutanların!

83/2-Onlar, (öteki) insanlardan haklarını eksiksiz isterler;

83/3-ama borçlarını ölçüp tartmaya gelince, onu azaltmaya çalışırlar.

83/4-Onlar bilmez mi ki tekrar diriltilecekler

83/5-(ve) korkunç bir Gün’de (hesaba çekilecekler);

83/6-bütün insanların alemlerin Rabbi huzuruna varacakları Gün’de?

83/7-Gerçek şu ki, kötü ruhluların kaydı, kayıpsız kaçaksız bir şekilde (tutulmuş)tur!

83/8-Bilir misin nedir o kayıpsız kaçaksız olan?

83/9-O, (silinmez şekilde) tutulan bir kayıttır!

83/10-Vay haline o Gün hakikati yalanlayanların,

83/11-Hesap Günü’nü(n geleceğini) yalanlayanların:

83/12-oysa, hak ve adalet sınırlarını ihlal edenler (ve) günaha batmış (olan)lar dışında kimse onu yalanlamaz:

83/13-(işte böyle,) ne zaman mesajlarımız onlara iletilse, hep “Geçmişin masalları!” derler.

83/14-Hayır, onların kalpleri, yaptıkları (kötülükler) ile pas tutmuştur!

83/15-Elbette onlar, o Gün Rablerin(in rahmetin)den yoksun bırakılacaklar:

83/16-ve sonra kesinlikle yakıcı ateşe girecekler

83/17-ve kendilerine, “Bu, işte sizin yalanlamaya düşkün olduğunuz (şey)dir!” denilecek.

83/18-Ama, gerçek erdem sahiplerinin kaydı en yüce şekilde (tutulur)!

83/19-Bilir misin nedir o yüce şekil?

83/20-O, (silinmez şekilde) tutulan bir kayıttır,

83/21-Allah’a yakınlaşmış herkes tarafından gözlenen.

83/22-Bakın, gerçek erdem sahipleri (öteki dünyada) mutlaka kutsananlardan olacaklar;

83/23-sedirler üzerinde (uzanarak) bakacaklar (Allah’a):

83/24-ve yüzlerinde kutsanmışlığın parıltısını göreceksin.

83/25-Onlara (Allah’ın) mührü ile damgalanmış halis bir içki verilecek,

83/26-misk kokusu saçarak akan. Öyleyse, değerli şeylere ulaşmak için (can atanlar) bu (cennet içkisi)ni hedeflesinler;

83/27-çünkü o en yüce (madde)lerden oluşmuştur;

83/28-Allah’a yakınlaşanların içecekleri bir (nimetin) kaynağı.

83/29-Bakın, kendilerini günaha kaptıranlar, imana erenlere gülerler

83/30-ve ne zaman yanlarından geçseler birbirlerine (istihza ile) göz kırparlar;

83/31-ve kendileriyle aynı görüşteki insanlara geri döndüklerinde de keyif ve neşeyle dönerler;

83/32-ve ne zaman (inananları) görseler, onlara: “Yazık, bu (insa)nlar doğru yoldan sapmış!” derler.

83/33-Oysa onlara, başkaları(nın inançları) üzerinde gözetleyicilik görevi verilmiş değildir.

83/34-(Hesap) Günü ise, imana ermiş olanlar (geçmişte) hakikati inkar edenler(in halin)e gülecekler

83/35-(çünkü, cennette) sedirlerin üstünde (uzanmış şekilde) bakınıp duracaklar ve (kendi kendilerine diyecekler):

83/36-“Bu hakikat inkarcıları, yapmaya düşkün oldukları şeyler için mi (böyle) cezalandırılıyorlar?”

——————————-o———————————

84İnşikak/1-Gökyüzü parçalara ayrıldığında,

84/2-tabiatı gereği Rabbine boyun eğdiğinde;

84/3-ve yeryüzü dümdüz hale getirildiğinde,

84/4-ve içindeki her şeyi dışarı atarak tamamen boşaldığında,

84/5-tabiatı gereği Rabbine boyun eğerek:

84/6-(öyleyse,) ey insan -sen (madem ki) zahmetli bir çaba ile Rabbine yönelmektesin- sonunda mutlaka O’na kavuşacaksın!

84/7-Sicili sağ eline verilecek olan kimse,

84/8-zamanı geldiğinde kolay bir hesaba çekilecektir;

84/9-ve kendi görüş ve anlayışındaki insanlara sevinçle dön(ebil)ecektir.

84/10-Sicili arkasından verilecek olan ise,

84/11-zamanı geldiğinde tamamiyle yok olmak için yalvaracak:

84/12-ama yakıcı ateşe atılacaktır.

84/13-Bakın, o adam, (yeryüzündeki hayatında) kendi görüş ve anlayışındaki insanlar arasında keyifle yaşadı;

84/14-çünkü, hiçbir zaman (Allah’a) döneceğini düşünmedi.

84/15-Evet, öyle! Halbuki Rabbi, onda olan her şeyi görmekteydi!

84/16-Yok yok! Hayır! Akşamın (geçip giden) alacakaranlığını tanıklığa çağırırım.

84/17-Ve geceyi, onun (safha safha) gözler önüne serdiklerini,

84/18-ve dolunay haline gelen ayı:

84/19-(işte böylece, ey insanlar,) siz adım adım ilerleyeceksiniz.

84/20-Peki, onlara ne oluyor da (öteki dünyaya) inanmıyorlar?

84/21-Ve Kur’an kendilerine okunduğunda saygıyla yere kapanmıyorlar?

84/22-Evet, hakikati inkara şartlanmış olanlar (bu ilahi kelamı) yalanlıyorlar!

84/23-Ama Allah, onların (kalplerinde) gizlediklerini bilir.

84/24-O halde, onlara (öteki dünyada) şiddetli azabı haber ver,

84/25-yalnız (pişmanlık duyarak) iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır!

———————————o————————–

85Buruc/1-Düşün büyük burçlarla dolu göğü,

85/2-ve (tahayyül et) vaad edilen Günü,

85/3-ve O (her şeye) tanıklık eden ile (O’nun tarafından) tanıklık edileni!

85/4-Onlar (yalnızca) kendilerini yok ederler, o çukuru hazırlayanlar,

85/5-(imana ermiş olanlara karşı) şiddetle yanan ateş (çukurunu)!

85/6-Hani, onlar (keyifle) o (ateşi) seyretmişlerdi,

85/7-müminlere ne yaptıklarının bilincinde olarak;

85/8-yalnızca Kudret Sahibi, bütün övgülere layık olan Allah’a inanmalarından dolayı nefret ediyorlardı o müminlerden,

85/9-O Allah ki göklerin ve yerin hükümranlığına sahiptir. Allah ki her şeye tanıktır!

85/10-İnanan erkekler ile inanan kadınlara işkence edenlere ve sonra hiçbir pişmanlık duymayanlara gelince, onları cehennem azabı beklemektedir; evet, yakıcı azap beklemektedir onları!

85/11-(Ama,) imana ermiş olup da doğru ve yararlı işler yapanlar, (öteki dünyada) içinden ırmaklar akan bahçeler bulacaklardır; bu, büyük bir kurtuluştur!

85/12-Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir!

85/13-O’dur (insanı) yoktan var eden ve sonra yeniden hayata getiren.

85/14-Ve yalnız O’dur gerçek bağışlayıcı, sevgide kapsayıcı,

85/15-şanlı kudret tahtının sahibi,

85/16-dilediği her şeyin mutlak Yapıcısı.

85/17-(Günahkar) orduların kıssasından haberin var mı?

85/18-Firavun ve Semud (kavmi)nin?

85/19-Ama, hakikati inkara şartlanmış olanlar onu yalanlamakta ısrar ederler:

85/20-halbuki Allah onları, farkında olmadıkları halde, (ilmi ve kudreti ile) kuşatır.

85/21-Yok yok, hayır! Bu (reddettikleri ilahi kelam) şerefli/soylu bir hitabedir,

85/22-kaybolmayan bir levha üzerine (işlenmiş (bir hitabe)).

—————————-o——————————-

86Tarık/1-Düşün gökleri ve gece vakti geleni!

86/2-Bilir misin nedir gece vakti gelen?

86/3-O, yıldızdır (inanmadan yaşanan hayatın) karanlığını delip geçen:

86/4-(zaten) hiçbir insan korunmasız bırakılmamıştır.

86/5-İnsan, neden yaratıldığına bir baksın:

86/6-o spermalı bir sıvıdan yaratılmıştır

86/7-(erkeğin) beli ile (kadının) leğen kemiği arasından çıkan.

86/8-Elbette O, (insanı yoktan var eden) onu yeniden (hayata) döndürmeye de kadirdir:

86/9-bütün sırların ortaya serileceği Gün,

86/10-ve (insanın) ne bir kuvvet ne de yardımcı bulacağı (Gün)!

86/11-Düşün dönüp duran gökleri,

86/12-ve bitkilerle patlayıp yarılan yeri!

86/13-Bakın, bu (ilahi kelam) doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür,

86/14-boş bir lakırdı değil.

86/15-Elbette on(u kabule yanaşmayan)lar, birçok düzmece kanıt ararlar (ilahi kelamı çürütmek için);

86/16-ama Ben onların bütün planlarını boşa çıkaracağım.

86/17-Öyleyse bırak, hakikati inkar edenler dilediklerini yapsınlar, yapsınlar kısa bir süre!

——————————-o————————————-

87A’la/1-Yücelt Rabbinin sınırsız şanını! Yüceler Yücesi(nin şanını),

87/2-O ki, (her şeyi) yaratmakta ve amacına uygun şekiller vermektedir;

87/3-O ki, (bütün mevcudatın) tabiatını belirlemekte ve onu (hedefine doğru) yöneltmektedir;

87/4-O ki, yeşil ot(lar)ı çıkarmakta,

87/5-ve sonra on(lar)ı kara, kavruk kök haline getirmektedir!

87/6-Biz sana öğreteceğiz ve (öğrendiklerinden hiçbirini) unutmayacaksın,

87/7-Allah’ın (unutmanı) diledikleri hariç; çünkü, (yalnız) O’dur (insanın) kavrayışına açık olan her şeyi ve (ondan) gizli olanları bilen.

87/8-Biz, (böylece) (nihai) huzura ve rahatlığa giden yolu senin için kolaylaştıracağız.

87/9-O halde, (hakikati başkalarına) hatırlat, bu hatırlatma ister fayda ver(iyor görün)sün, (ister görünmesin).

87/10-(Allah’tan) korkan, düşünüp ondan ders alır,

87/11-ona yabancılaşan ise bir zavallı biçare olarak kalır;

87/12-böylesi, (öteki dünyada) büyük ateşe atılacak

87/13-ve orada ne ölecektir ne de diri kalacak.

87/14-(Bu dünyada) arınmayı başaran ise, (öteki dünyada) mutluluğa ulaşır,

87/15-ki böylesi, Rabbinin ismini hatırlayan ve (O’na) ibadet edendir.

87/16-Ama hayır, (ey insanlar,) siz bu dünya hayatını tercih edersiniz,

87/17-oysa gelecek hayat daha iyi ve daha kalıcıdır.

87/18-Gerçek şu ki, (bütün) bunlar, geçmiş vahiylerde (bildirilmiş)tir.

87/19-İbrahim ve Musa’ya indirilen vahiylerde.

———————-o——————————

88Ğaşiye/1-Kabus Gibi Çöken’den haberin var mı?

88/2-Bazı yüzler o Gün yere bakacak,

88/3-(günahın yükü altında) bitkin düşmüş, (korku ile) sarsılmış,

88/4-kızgın bir ateşe girmek

88/5-ve kaynar bir pınardan tatmak üzere.

88/6-Hiçbir yiyecekleri yok kuru dikenlerin acılığından başka,

88/7-ne bir güç veren ne de açlığı gideren (dikenlerin).

88/8-Bazı yüzler (de) o Gün mutlulukla parıldayacak,

88/9-çabaları(nın meyvesini tatmak)tan memnun,

88/10-harika bir bahçede,

88/11-boş lakırdı işitmeyecekleri (bir bahçede).

88/12-Sayısız pınarlar akacak orada,

88/13-(ve) yükseltilmiş (mutluluk) tahtları,

88/14-doldurulmuş kadehler,

88/15-dizilmiş yastıklar,

88/16-ve serilmiş halılar…

88/17-Peki, (o yeniden dirilmeyi inkar edenler) bakmazlar mı yağmur yüklü bulutlara (ve görmezler mi) nasıl yaratılmış onlar?

88/18-Ve (bakmazlar mı) göğe, nasıl yükseltilmiş?

88/19-Ve dağlara, nasıl sağlamca dikilmiş?

88/20-Ve toprağa, nasıl yayılmış?

88/21-İşte böyle, (ey Peygamber,) onlara öğüt ver; senin görevin yalnız öğüt vermektir:

88/22-sen onları (inanmaya) zorlayamazsın.

88/23-Ancak, kim hakikati inkara şartlanmış olarak yüz çevirip uzaklaşırsa,

88/24-Allah ona (öteki dünyada) en büyük azabı tattıracaktır:

88/25-Bizedir onların dönüşleri,

88/26-ve Bize düşer onları hesaba çekmek.

—————————o——————————–

89Fecr/1-Şafağı düşün

89/2-ve on geceyi!

89/3-Çok olanı ve Tek olanı düşün!

89/4-Kendi yolunda akıp giden geceyi düşün!

89/5-Düşün bütün bunları; bunlarda, akıl sahipleri için hakikatin sağlam bir kanıtı yok mudur?

89/6-Bilmez misin Rabbin neler yaptı Ad (halkın)a,

89/7-çok sütunlu İrem (halkına),

89/8-ki bütün o topraklarda bir benzeri inşa edilmemişti?

89/9-Ve vadide kayaları oymuş olan Semud (halkın)a?

89/10-Ve (pek çok) çadır direğine sahip Firavun’a?

89/11-(Onlar) toprakları üzerinde hak ve adalet sınırlarını aştılar;

89/12-ve orada büyük bir yozlaşma ve çürümeye sebep oldular;

89/13-işte bu yüzden Rabbin onları azap kırbacından geçirdi;

89/14-çünkü Rabbin, şüphesiz, her zaman gözetleyip durmaktadır!

89/15-İnsana gelince, ne zaman Rabbin onu, cömertliğiyle ve hoşnut olacağı bir hayat bağışlamakla denese, “Rabbim, bana karşı (ne kadar) cömertmiş!” der;

89/16-ama geçim vasıtalarını daraltarak onu denediği zaman ise, “Rabbim beni küçük düşürdü!” di(ye sızlanı)r.

89/17-Ama hayır, hayır, (ey insanlar, bütün yaptıklarınızı ve yapmadıklarınızı bir düşünün:) siz yetime karşı cömert değilsiniz,

89/18-muhtaçları doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz,

89/19-(başkalarının) mirasını açgözlülükle yiyip bitiriyorsunuz,

89/20-ve sınırsız bir sevgiyle malı mülkü seviyorsunuz!

89/21-Peki, (Hesap Günü nasıl davranacaksınız,) yeryüzü ardarda sarsılıp paramparça olduğunda,

89/22-ve Rabbin(in haşmeti) ortaya çıktığında ve melekler (gerçek hüviyetleriyle) saf saf olduklarında?

89/23-İşte o Gün cehennem (gözönüne) getirilip konacak; o Gün insan (yaptığı ve yapmadığı her şeyi) hatırlayacak ama bu hatırlamanın ne faydası olacak ona?

89/24-O, “Ah, keşke (gelecek) hayatım için önceden bir hazırlık yapsaydım!” diyecek.

89/25-Hiç kimse Allah’ın o Gün (günahkarlara verdiği) azap gibi azap veremez;

89/26-ve hiç kimse O’nun gibi bağlarla bağlayamaz.

89/27-(Ama dürüst ve erdemlilere,) “Ey iç huzuruna ermiş olan insanoğlu!” (diye seslenecek Allah,)

89/28-“Rabbine O’ndan hoşnut kalmış ve (O’nu) hoşnut etmiş olarak dön,

89/29-gir, öyleyse Benim (öteki sadık) kullarımla birlikte,

89/30-gir cennetime!”

—————————o———————————

90Beled/1-Ben bu beldeyi tanıklığa çağırırım,

90/2-senin serbestçe yaşadığın bu beldeyi,

90/3-ve (tanıklığa çağırırım) anne babayı ve çocukları:

90/4-Gerçek şu ki, Biz insanı acı, sıkıntı ve imtihan (ile yüklü bir hayat)a gönderdik.

90/5-İnsan, kimsenin kendi üzerinde güç sahibi olmadığını mı zannediyor?

90/6-Övünüp duruyor: “Ben, yığınla servet tükettim!”

90/7-Peki, kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?

90/8-Biz ona iki göz vermedik mi?

90/9-Bir dil ve bir çift dudak,

90/10-ve ona (kötülüğün ve iyiliğin) iki yolunu da göstermedik mi?

90/11-Ama o, sarp yokuşa tırmanmayı denemedi…

90/12-Bilir misin nedir o sarp yokuş?

90/13-(O,) boynunu (günah zincirinden) kurtarmaktır;

90/14-yahut (kendi) aç iken (başkasını) doyurmaktır,

90/15-yakını olan bir yetimi,

90/16-yahut toprağa uzanıp kalmış olan (yabancı) bir yoksulu,

90/17-ve imana ermişlerden ve birbirine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.

90/18-İşte böyleleri dürüstlüğe ve erdemliliğe erişmiş olanlardır;

90/19-Bizim mesajlarımızın doğruluğunu inkara şartlanmış olanlar ise kötülüğe batmış kimselerdir,

90/20-üzerlerine salınmış ateş (ile).

———————-o————————-

91Şems/1-Güneşi ve onun aydınlık veren parlaklığını düşün,

91/2-ve güneşi(n ışığını) yansıtan ayı!

91/3-Dünyayı gün ışığına çıkaran gündüzü düşün,

91/4-ve onu karanlığa boğan geceyi!

91/5-Gökyüzünü ve onun harika yapısını düşün,

91/6-ve yeryüzünü, onun (uçsuz bucaksız) genişliğini!

91/7-İnsan benliğini düşün ve onun nasıl (yaratılış) amacına uygun şekillendirildiğini;

91/8-ve nasıl ahlaki zaaflarla olduğu kadar Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle de donatıldığını!

91/9-Her kim (benliğini) arındırırsa, kesinlikle mutluluğa erişecektir,

91/10-onu (karanlığa) gömen ise hüsrandadır.

91/11-Semud (kavmi,) kaba bir küstahlıkla (bu) hakikati yalan saydı;

91/12-içlerinden en onulmaz azgınları, (zulüm yapmak için) ileri atılırken,

91/13-Allah’ın Elçisi onlara: “Şu dişi deve Allah’ındır, öyleyse bırakın suyunu içsin (ve ona bir zarar vermeyin)!” demişti.

91/14-Ama onlar Elçi’yi (hiçe sayıp) yalanladılar ve deveyi vahşice boğazladılar; bunun üzerine Rableri, bu günahları yüzünden onları yıkıma uğrattı ve tümünü birden yok etti:

91/15-çünkü (onlardan) hiçbiri başlarına gelecek şeyin korkusunu taşımıyordu.

———————–o————————

92Leyl/1-Düşün (yeryüzünü) karanlığa boğan geceyi,

92/2-ve aydınlığı yükselten gündüzü!

92/3-Erkeğin ve dişinin yaratılışını düşün!

92/4-Gerçekte, (ey insanlar,) siz çok çeşitli hedefler peşindesiniz!

92/5-Her kim (başkaları için) harcar ve Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşırsa,

92/6-ve nihai güzelliğin/iyiliğin gerçekliğine inanırsa,

92/7-işte onun için (nihai) huzur ve rahatlığa giden yolu kolaylaştıracağız.

92/8-Cimrilik yapana ve kendi kendine yeterli olduğunu zannedene,

92/9-ve nihai güzelliği/iyiliği yalanlayana gelince,

92/10-onun için zorluğa ve sıkıntıya giden yolu kolaylaştırırız:

92/11-bakalım serveti onu koruyacak mı (mezarına) girdiği zaman?

92/12-Bakın, Bize düşen doğru yolu göstermektir;

92/13-ve hem öteki dünya, hem de (hayatınızın) bu ilk bölümü (üzerindeki hakimiyet) Bize aittir:

92/14-İşte, sizi alevler saçan ateşe karşı uyarıyorum;

92/15-(öyle bir ateş ki) kimse girmez, en onulmaz azgınlar dışında,

92/16-hakikati yalanlayan ve (ondan) yüz çeviren (azgınlar).

92/17-Ama, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olanlar (ateşten) uzak kalacak:

92/18-arınmak için servetini (başkalarına) harcayanlar,

92/19-gördüğü bir iyiliğin karşılığı olarak değil,

92/20-ama yalnızca yüce Rabbinin rızasını kazanmak için:

92/21-işte böyleleri de, zamanı geldiğinde sevinci tadacaklar.

——————————o———————————

93Duha/1-Aydınlık sabahı düşün,

93/2-ve durgun, karanlık geceyi.

93/3-Rabbin seni ne unuttu ne de darıldı:

93/4-öteki dünya senin için (hayatının) bu ilk bölümünden mutlaka daha iyi olacak!

93/5-Ve zamanı geldiğinde Rabbin sana (kalbinden geçeni) bağışlayacak ve seni hoşnut kılacak.

93/6-O seni yetim olarak bulup bir sığınak vermedi mi?

93/7-Ve yolunu kaybetmiş görüp seni doğru yola ulaştırmadı mı?

93/8-İhtiyaç içinde bulup seni tatmin etmedi mi?

93/9-Öyleyse yetime haksızlık yapma,

93/10-yardım isteyeni asla geri çevirme,

93/11-ve (her zaman) Rabbini(n) nimetlerini an.

——————————o———————————

94İnşirah/1-Biz kalbini aç(ıp ferahlat)madık mı,

94/2-ve üzerinden yükü kaldırmadık mı,

94/3-o belini büken (yükü)?

94/4-Şerefini ve itibarını yükseltmedik mi?

94/5-Elbette her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır:

94/6-Şüphesiz, her güçlükle bir kolaylık!

94/7-Öyleyse (sıkıntıdan) kurtulduğun zaman sağlam dur,

94/8-ve yalnız Rabbine sevgi ile yönel.

——————————o———————————

95Tin/1-İnciri ve zeytini düşün,

95/2-ve Sina Dağını,

95/3-ve bu güvenli toprakları!

95/4-Gerçek şu ki biz insanı en güzel şekilde yaratırız,

95/5-ve sonra onu aşağıların en aşağısına indiririz,

95/6-iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır!

95/7-Öyleyse, (ey insan,) nedir bu ahlaki değerler sistemini yalanlamana yol açan?

95/8-Allah hükmedenlerin en adili değil mi?

——————————o———————————

96Alak/1-Oku yaratan Rabbin adına,

96/2-insanı bir yumurta hücresinden yaratan!

96/3-Oku, çünkü Rabbin Sonsuz Kerem Sahibidir,

96/4-(insana) kalemi kullanmayı öğretendir,

96/5-insana bilmediğini belleten!

96/6-Gerçek şu ki insan fütursuzca azar,

96/7-ne zaman kendini yeterli görse:

96/8-oysa, herkes eninde sonunda Rabbine dönecektir.

96/9-Hiç düşündün mü şu engellemeye kalkışanı

96/10-(Allah’ın) bir kulu(nu) namazdan?

96/11-Hiç düşündün mü o doğru yolda mıdır,

96/12-ya da Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yüklü mü?

96/13-Hiç düşündün mü onun hakikati yalanla(ma)yabileceğini ve sırtını (ona) dön(mey)ebileceğini?

96/14-O bilmez mi ki Allah (her şeyi) görür?

96/15-Hayır, eğer vazgeçmezse, onu alnından tutup sürükleyeceğiz,

96/16-o yalancı, isyankar alnından!

96/17-Bırak, kendi aklının (asılsız, düzmece) tavsiyelerini (yardımına) çağırsın,

96/18-(o zaman) Biz de semavi azap güçlerini çağırırız!

96/19-Hayır, ona kulak verme, ama (Allah’ın huzurunda) yere kapan ve (O’na) yakınlaş!

——————————o———————————

97Kadir/1-Biz bu (ilahi kelam)ı Kadir Gecesi’nde indirdik.

97/2-Bilir misin nedir Kadir Gecesi?

97/3-Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır:

97/4-o gece melekler, Rablerinin izniyle ilahi bir esin taşıyarak bölük bölük inerler; (insanı) her türlü (kötülük)ten

97/5-emin kılar bu (gece), ta şafak vaktine kadar.

——————————o———————————

98Beyyine/1-Hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından isterse Allah’tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerine hakikatin açık kanıtları gelmeden (O’nun tarafından) gözden çıkarılacak değillerdir,

98/2-(onlara) kutsanmış tertemiz vahiyler ileten Allah’tan bir elçi (gelmeden),

98/3-doğruluğu kesin ve açık hükümler taşıyan (vahiyler ileten bir elçi).

98/4-Ama kendilerine daha önce vahiy verilenler, hakikatin böyle bir kanıtı geldikten sonra (inanç) birlikteliklerini bozdular.

98/5-Oysa kendilerine yalnızca Allah’a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O’na iman ederek batıl olan her şeyden uzak durmaları; namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları; ve karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu çünkü bu, doğruluğu kesin ve açık olan bir ahlaki değerler sistemidir.

98/6-Gerçek şu ki, (bütün kanıtlara rağmen) hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından, isterse Allah’tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerini cehennem ateşinde kalıcı bulacaklar. Onlar, bütün yaratıkların en şerlileridir.

98/7-(Ve) iman edip doğru ve yararlı işlerde bulunanlar, işte onlar, bütün yaratıkların en hayırlılarıdır.

98/8-Onların ödülleri Allah katında (kendilerini bekler;) içinden ırmaklar akan, sonsuza kadar kalacakları sınırsız nimet bahçeleri. Allah onlardan hoşnuttur ve onlar da Allah’tan. Bütün bunlar Rablerini ürpertiyle hissedenler içindir.

——————————o———————————

99Zilzal/1-Yer, o (son) müthiş sarsıntı ile sarsıldığında,

99/2-ve yeryüzü ağırlıklarını attı(ğında),

99/3-ve insan: “Ona ne oluyor?” diye bağırdı(ğında),

99/4-o Gün yer, bütün haberlerini ortaya dökecek,

99/5-Rabbinin vahyettiği şekilde.

99/6-O Gün bütün insanlar, (geçmiş) fiillerini görmek üzere biri öbüründen ayrılmış olarak ortaya çıkacaklar.

99/7-Ve kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onu(n karşılığını) görecek,

99/8-kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu(n karşılığını) görecektir.

——————————o———————————

100Adiyat/1-Ooo! Nefes nefese koşan binek atları,

100/2-ateş saçan kıvılcımlar,

100/3-sabah vakti akına koşan,

100/4-böylece toz bulutları yükselten,

100/5-(körcesine) bir ordunun içine dalan!

100/6-Gerçek şu ki, insan Rabbine karşı çok nankördür;

100/7-ve kendisi (de) buna şahittir:

100/8-çünkü servet hırsına kapılmıştır.

100/9-Ama bilmez mi ki (Ahiret Günü,) herkes mezarından ayağa kalkıp dışarı çıktığında,

100/10-ve insanların kalplerinde (gizli) olan her şey ortaya döküldüğünde,

100/11-işte o Gün Rableri, onların her halinden haberdar (olduğunu gösterecek)tir?

——————————o———————————

101Karia/1-Ah! Apansız (gelen) bir bela!.

101/2-Ne korkunçtur apansız (gelen) bela!

101/3-Bilir misin nedir, nasıl olacaktır o apansız bela?

101/4-(O,) insanların şaşkın vaziyette uçuşan pervanelere benzeyeceği Gün,

101/5-ve dağların yumuşak yün topaklarını andıracağı Gün (vuku bulacaktır).

101/6-O zaman, (iyiliklerinin) tartısı ağır basan

101/7-kendisini mutlu bir hayat içinde bulacak;

101/8-tartısı hafif gelen ise

101/9-bir uçurumun girdabına sürüklenecektir..

101/10-Bilir misin nedir o (uçurum)?

101/11-Dağlayan bir ateş!.

——————————o———————————

102Tekasür/1-Bir açgözlülük saplantısı içindesiniz,

102/2-mezarlarınıza girinceye dek (süren).

102/3-Ama, zamanı geldiğinde anlayacaksınız!

102/4-Evet, evet! Zamanı geldiğinde anlayacaksınız!

102/5-Hayır, (onu) tartışılmaz bir kesinlikle anlasaydınız,

102/6-(cehennemin) yakıcı ateşini mutlaka görürdünüz!

102/7-Sonunda onu keskin bir gözle mutlaka göreceksiniz:

102/8-ve o Gün hayatın nimetleri(ne karşı yaptıklarınız) için mutlaka sorguya çekileceksiniz!

——————————o———————————

103Asr/1-Düşün zamanın akıp gidişini!

103/2-Gerçek şu ki, insan ziyandadır;

103/3-meğer ki imana erip doğru ve yararlı işler yapanlardan olsun ve birbirlerine hakkı tavsiye edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden…

——————————o———————————

104Hümeze/1-Vay haline iftira atanın ve ayıp kusur arayanın!

104/2-(Vay haline o kişinin) ki, serveti biriktirir ve onu bir kalkan sayar,

104/3-zanneder ki serveti onu sonsuza dek yaşatacak!

104/4-Hayır, tersine, (öteki dünyada) çökerten bir azaba terk edilecektir o!

104/5-Bilir misin nedir o çökerten azap?

104/6-Allah tarafından tutuşturulan bir ateş,

104/7-(günahkar) kalplerin üstünde yükselen:

104/8-üzerlerine salınacak (bir ateş),

104/9-sonsuz sütunlar arasında!

——————————o———————————

105Fil/1-Haberin yok mu Rabbin Fil Ordusu’na ne yaptı?

105/2-Onların kurnazca planlarını tamamen bozmadı mı?

105/3-Üzerlerine kalabalık sürüler halinde uçan varlıklar saldı,

105/4-onlara önceden tesbit edilmiş taş gibi sert azap darbeleri vurdular,

105/5-ve onları yalnız sap dipleri kalasıya yenmiş bir ekin tarlasına benzettiler.

——————————o———————————

106Kureyş/1-Kureyş’in emniyeti sağlanabilsin diye,

106/2-kış ve yaz seferlerindeki emniyeti.

106/3-O halde bu Mabed’in Rabbine kulluk etsinler,

106/4-O ki, aç kalmasınlar diye onları beslemiş ve tehlikelerden emin kılmıştır.

——————————o———————————

107Maun/1-Hiç bütün bir ahlaki değerler sistemini yalanlayan (birini) tasavvur edebilir misin?

107/2-İşte böyle biridir, yetimi itip kakan,

107/3-yoksulu doyurma arzusu/gayreti duymayan.

107/4-Yazıklar olsun şu namaz kılıp duranlara,

——————————o———————————

107/5-onlar ki kalpleri namazlarına yabancıdır,

107/6-onlar ki niyetleri yalnızca görülüp takdir edilmektir,

107/7-ve üstelik onlar, (insanlara) en ufak bir yardımı bile reddederler!

——————————o———————————

108Kevser/1-Bak, Biz sana bol nimet verdik:

108/2-o halde (yalnız) Rabbine ibadet et ve (yalnız O’nun adına) kurban kes.

108/3-Şu gerçek ki, senden nefret eden, (her türlü iyilik ve güzellikten) kesilmektedir!

——————————o———————————

109Kafirun/1-De ki: “Siz ey hakikati inkar edenler!

109/2-Ben tapmam sizin taptığınıza,

109/3-siz de tapmazsınız benim taptığıma.

109/4-Ve ben tapmayacağım (asla) sizin tapıp durduğunuza,

109/5-siz de (hiç) tapmayacaksınız benim taptığıma.

109/6-Sizin dininiz size, benimki bana!”

——————————o———————————

110Nasr/1-Allah’ın yardımı ve zafer geldiğinde,

110/2-ve insanların Allah’ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde,

110/3-Rabbinin sınırsız şanını yücelt, O’na hamdet ve O’ndan mağfiret dile çünkü O, her zaman tevbeleri kabul edendir.

——————————o———————————

111Tebbet/1-Kahrolsun o parlak yüzlünün iki eli ve kahrolsun kendisi!

111/2-Ne faydası olacak servetinin ve kazancının?

111/3-(Öteki dünyada) şiddetle parlayan bir ateşe atılacak,

111/4-iğrenç söylentilerin taşıyıcısı olan karısı ile birlikte,

111/5-(o ki,) boynunda bükülmüş iplerden bir halat (taşır)!

——————————o———————————

112İhlas/1-De ki: “O, Tek Allah’tır:

112/2-Allah, Öncesiz ve Sonrasız, Bütün Evrenin Asıl Sebebi.

112/3-O doğurmamıştır, doğurulmamıştır;

112/4-ve hiçbir şey O’na denk tutulamaz.”

——————————o———————————

113Felak/1-De ki: “Sığınırım ben yükselen şafağın Rabbine,

113/2-O’nun yarattıklarının şerrinden,

113/3-ve bastıran kapkara karanlığın şerrinden,

113/4-karanlık işlere düşkün tüm insanların şerrinden,

113/5-ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden.”

——————————o———————————

114Nas/1-De ki: “Sığınırım ben insanların Rabbine,

114/2-insanların Hakimine,

114/3-insanların İlahına;

114/4-fısıldayan sinsi ayartıcının şerrinden,

114/5-insanların kalbine fısıldayan;

114/6-görünmez güçler(in) ve insanlar(ın bütün ayartmaların)dan”.

This entry was posted on Pazar, Ağustos 31st, 2008 at 04:54 and is filed under AHİRET. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz