-
15th Ocak 2010

Salavat getirmek/salavatı şerife_Hakkı Yılmaz

posted in SALAVAT |

Salavat getirmek/salavatı şerife_Hakkı Yılmaz

Maalesef din diye inandığımız ve yaşadığımız Ku’an’daki halis/saf Allah’ın dininden başka bir şey durumundadır. Dil-din ilişkisi açısından hareketler yüzlerce kavramın içi boşaltılmış, binlerce sözcüğün anlamı saptırılmak suretiyle kimsenin işine yaramayan (din tüccarları hariç) bir ucube din ortaya konmuştur.

“Salavat getirme”, “salavatı şerife okuma” da yukarıda değindiğimiz maddelerden bir tanesidir. Ki bu konuya ahzab suresinin 56. ayeti yanlış mealler verilmek suretiyle ve de yanlış tebyinlerle (onlar maalesef tefsir diyorlar) tahrifat yapılmıştır. Öyle ki çeşit çeşit salavatı şerife modelleri (salaten tünciye, salat an nariye, salatı terficiye vs. gibi) oluşturulmuş ve bu model model salavatları okumak her ibadetin önüne geçirilmiştir. Dikkat ederseniz görürsünüz ki camilerde imam namaz sonrasında okuduğu duadan (yaptığı dua değil, zira o da şablon) sonra “lillahil fatiha” der. Yani,Allah için bir Fatiha okuyun der. İşte bu sırada fatiha okumaz, Herkes “Allahümme salli ala seyyidina… diye salavat okur. (Buna iyi dikkat ediniz.) Şefaat buna bağlanmış ve salavat getirmekle ilgili onbinlerce hadis uydurulmuştur.İşte ayet. Herhangi birkaç mealden sunalım, sonra da olması gereken meali sunalım ve gerekli talileri yapalım.

Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin.

(Ali Bulaç)

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin (Diyanet meali)

Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber`e salat ederler/onun şanını yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin. (Y. Nuri Öztürk)

Muhakkak ki, Allah ve melekleri, peygambere hep salat ile ikramda bulunurlar. Ey iman edenler, haydi ona teslimiyetle salat ve selam getirin! (Elmalılı)

Salavat:

Bu meallere ve daha yüzlercesine bakarsanız görürsünüz ki Allah ve melekler peygambere salavât getirirmiş, Müslümanlar da getirmeliymiş. Yani diğer bir ifadeyle, onlara göre Allah kendi yaptığını, meleklere yaptırdığını biz mü’minlere de yaptırtmak istiyor ve bunu kesin ve vurgulu olarak emrediyor.(!)

Nedir bu salatta bulunmak, salavat getirmek?

Kime sorarsanız sorun, hangi ilm-i hale bakarsanız bakın: Salavât getirmek . “Allahümme salli….. yada bunun değişik versiyonlarını söylemek” demektir.

Maalesef böyle öğrettiler, gerçeği bizden sakladılar, Türkçe diye sundukları da Arapça oldu, kimse de sözcüklerin gerçek anlamını öğrenemedi.

Salavat getirme ya da salavatı şerife okumanın ne anlam taşıdığını anlamamız için “salat” sözcüğünün analizini yapıp sözcüğün gerçek anlamını bulmak zorundayız.

Kur’an’a baktığımızda göreceğiz ki Ahzap suresi âyet 43 de ifade edildiğine göre Allah ve melekler sadece peygamber efendimize değil biz mü’minlere de karanlıklardan nura çıkmamız için salavât (!) getiriyorlar. Bunda hiç şüpheniz olmasın.

Ayrıca Bakara suresi âyet 157 de Allah’ın denemek için korku, açlık, mal noksanlığı, can noksanlığı, meyveler-ürünler noksanlığı verdiği zaman sabredip, kendilerine bir musıbet isabet ettiği zaman teslim olup muhakkak biz, Allah içiniz ve şüphesiz ona dönücüleriz” diyenlere “rabblerinden “rahmet” ve “salavât (!)” vardır. deniliyor. Kısaca Allah sabırlılara da salavât (!) getiriyor.

Ayrıca Tevbe suresi âyet 99 ve 103’te Peygamberin salavatından (!) bahsedilir. Mutlaka okuyup anlayınız.

Şimdi bu yanlış “salavat” anlayışına göre oluşan istifhamları bir düşünün. Allah, peygamberi ve kulları için kime salavât getirsin?

Niçin getirsin? Nasıl getirsin? Zira yaratan O, yaşatan O, affedecek O, Maliki yevmiddin O. Öyleyse bunun mantığı ne? Allah Cc. kendisi melekler bir salavât korosu mu kurmuşlar da bizleri de o koroya katılmaya dâvet ediyorlar? Bizim sabah akşam yüzlerce kez getirdiğimiz salavâtın kime ne faydası var. Kime ne faydası olur? Peygamberini affedecekse, ona merhamet edecekse bize yalvarttırarak edeceğine direkt kendisi affediverse olmaz mı?

Kılıf hazırlanmaya çalışılmış: Efendim, salât Allah’a nispet edilirse “kullarına rahmet etme “anlamına, meleklere nispet edilirse “Allah’tan kullar için af dileme” anlamına, kullara nispet edilirse “duâ” anlamına gelir. Bu tarz hileler meselenin daha girift hal almasından başka bir işe yaramaz.. Bu mânâlar, maalesef işin içinden çıkılamadığı için uydurulmuştur. Hakikatle alakası yoktur. Bakara suresi 157. âyete iyi dikkat ediniz. Orada “ İşte böyleleri üzerine Rablerinden salavât/destek/ yardım ve bir rahmet vardır.” buyurularak “rahmet” ve “salâvat”’ın ayrı ayrı şeyler olduğu ifade edilir. Öyleyse bu meselenin hakikati nedir? Bu meselenin hakikati salât sözcüğünün hakiki anlamına dönmek ve ondan sapmamaktır.

Gelelim tahlile:

“Salât” sözcüğü yapı olarak görünüş itibariyle “saly” ve “salv” köklerinden türemiş olabilir. Dilbilgisi kurallarına göre her ikisi de olabilir. Zira her iki sözcük de “nâkıs”tır. Yani son harfleri harfi illettir. Dikkat çeken bir husus da “salv” kökünden olan kalıpların çekimlerinin bir çoğunun “galb” neticesi “ya” ya dönüşmesidir. Ki, üzerinde ciddi bir araştırma yapılmazsa bu bir çok karışıklığa neden olabilmektedir.

Biz Arapça’daki bu mastarlar üzerinden tahlil ve anlamını açıklayalım. Birincisi:

Saly: Ateşe atmak-ateşe girmek anlamına gelir. Bu mânâda el Hakka suresi 31.âyette kullanılmıştır:

“Sonra cahime (cehennem) sallayın onu. (sallûhû)”

Bu kökten türemiş olarak ve bu anlamda Kur’ân’da “islavhâ, yeslâ, veseyeslavne, seüslîhi, layeslâhâ” gibi farklı kalıplar ile bir çok kez yer alır.

Türkçe’deki sallamak ve yaslamak sözcükleri de Arapça’daki “Saly” sözcüğünden gelmiştir.

İkincisi:

Salv: İsim olarak uyluk, fiil olarak “uyluklamak” yani uylukları hareket ettirmek demektir. Ki kişi herhangi birisinin sırtındaki yüke veya herhangi bir hayvana yüklenmiş ağır yüke destek vermek isterse uyluğun (bacağın diz ile kalça arasındaki bölümünü) birini kaldırır, uyluğu yatay haline getirip yükün altına uzatır, destek sağlar.

“Salât” sözcüğünün aslı “salvet”tir. Kelime nakıs (sonu harfi illetli) olduğundan genel dilbilgisi kuralları gereği “salât” şekline dönüşmüştür. Bize göre “salât” sözcüğünün kökü kesinlikle “salv” dır “saly” değldir. Zira kelimenin çoğulunda kelimenin asıl harfi olan “vav” açıkça ortaya çıkmakta; çoğulu “salavât” olarak gelmektedir. Bunun bir çok örneği daha vardır. Meselâ “gazâ/savaştı” sözcüğü aynı konumuz olan “sallâ” (mastarı salât’tır) sözcüğüne benzer. Onun mastarı “gazve”, Gazve’nin çoğulu “gazevât” olarak gelir. Diğer fiil çekimlerinde de “gazâ”nın “vav”ı, ya “ya”ya kalb olur yahut da düşer yok olur.

“Saly” sözcüğünün anlamı ile “Namaz, dua yakarış, çaba, gayret, destek” anlamları arasında herhangi bir anlam ilişkisi kurmaya da imkanı yoktur.

Eğer “salât” sözcüğünün kökünün “saly” olduğunu varsayarsak çok enteresandır ki Kevser suresindeki “salli” emrinden “onu ateşe at” ve Ahzab suresi 56. ayetteki “sallû aleyhi” den de Muhammed’i ateşe sallayın, atın” anlamı çıkarmamız gerekir.

Doğal olarak sözcükler yan anlamlara kayarlar. Ama hep ana eksen etrafında olur bunlar. Kesinlikle ana eksen kaybolmaz. Ki örneklerini “Nahr, Ebter” sözcüklerinin tahlillerinde görebilirsiniz.

Tamam böyledir ama yine de bu çok ciddi meselede her insanın zihninde bir “acaba” mutlaka kalır. İşte o istifhamı Kur’ân zihnimizden çeker alır. Zira “Salv, Sallâ, salât” sözcüğünün açık anlamı 75/Kıyamet suresinin 31, 32. âyetlerinde çok bariz olarak açıklanmıştır. Ki orada bu sözcüklerin karşıt anlamları da verilmiştir. Şöyle ki: “Felâ saddaqa velâ Sallâ velâkin kezzebe ve tevellâ = O, ne tasdik etti ne de çaba harcadı/destekledi. Ama yalanladı ve geri durdu.” Âyette dört eylem yer almış, ikisi diğer ikisinin karşıt anlamı olarak gösterilmiştir. Âyette “saddaka”nın karşıtı “kezzebe” Yani “tasdik etmenin” karşıtı “tekzib etme”; “sallâ” fiilinin karşıt anlamı olarak da “tevellâ = sürekli geri durmak, sürekli yüz dönmek, lakayt kalmak, ilgisizlik, pasiflik, ve yapılmakta olan girişimleri kösteklemek ” fiili gösterilmiştir. “Tevellâ” sözcüğü kalıbı itibariyle süreklilik anlamını taşır. Buradan hareket edersek “sallâ”, “tevellâ”’nın karşıtıdır. Yani anlam olarak “destek olmak, seyirci kalmamak” anlamındadır.

İş burada bitmedi. Salât sözcüğü nasıl yanlış girdiyse İslâmi hayatımıza, “selâm” ve “teslîm” sözcükleri de yanlış girmiş durumdadır. Âyeti celilenin “ve sellimû teslimen” kısmının da tavzih zarureti doğmuş durumdadır. Zira elinize hangi meali alsanız âyeti celiledeki bu, mü’minlere verilen ikinci görev için “….ve tam bir teslimiyetle selam veriniz!” dendiğini göreceksiniz.(Bazı kelime farklılıkları olabilir.) Halbuki sözcüklerin gerçek manaları üzerinde dikkat gösterilse kolay kolay bu hata yapılmaz. Şöyle ki:

Âyette geçen “sellimû” ve “teslîmen” sözcüklerinin kökü, “slm” harflerinden oluşan muhtelif harekelerle de ifade edilebilen “selm, silm” kökleridir. Hangisi kabul edilirse edilsin manasında “selâmetlik” yani eski tabirle “isabeti mekruhtan emin olmak” anlamını taşır.

Konumuzdaki “sellimû” ve “teslimen” ifadeleri ise mezidattan “tef’il” babından emri hazır ve mastardırlar. Bu babda anlam: “emin etmek, korumak, güvenlik sağlamak”’tır.( “Sellemehüllah, Allah onu korudu, onun güvenliğini sağladı.” diye kullanılır. Burada mana: “ve tam bir güvenlik sağlamak suretiyle Peygamberin güvenliğini sağlayınız!” demektir. Yoksa “padişahım çok yaşa”, “yaşasın kral” misilli şeyler bir şey ifade etmez. Padişahı çok yaşatmak için, kralın yaşaması için canla başla çaba harcamak gerekir. Laf ile lak lak değil.

Şimdi bahsimizde yer alan âyetin manası şöyle olur:

Ahzap suresi âyet 56:

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi destekliyorlar/ ona yardım ediyorlar/ onun için gerekeni yapıyorlar. Ey mü’minler! Siz de ona destek olun ona yardım edin/ onun için gerekeni yapın ve onun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayınız!”

Örnek verdiğimiz ayetlerin de gerçek ifadesi şöyledir:

Ahzap suresi âyet 43.

“O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kendisi ve melekleri (yüsalli aleyküm) sizin için gerekeni yapıyor/ size destek oluyor. Zaten O, inananlara karşı çok çok acıyıcıdır.”

Bu âyetin mealini bir de şu âyetle karşılaştırın. Allah’ın salât’ının nasıl olduğunu ne demek olduğunu ne ma’naya geldiğini kendiniz a de anlayacaksınız.

Hadid suresi âyet 9:

“O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine gerçeği apaçık gösteren âyetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok çok şefkatli, çok çok acıyıcıdır.”

Görüldüğü gibi Allah’ın salavâtına/yardımından, desteğinden bir tanesi de “Kulu üzerine gerçeği apaçık gösteren âyetler indirmesi”’dir.

Ahzap suresi 56. âyetin yer aldığı sure, özel bir suredir. Orada Peygamberimizin özel hayatı, aile hayatı, sırlarını, misyonu, eşlerinin konumu, görevleri ve ayrıcalıkları yer alır.. Konumuz olan âyeti celileyi en iyi dereceden anlayabilmek için mümkünse surenin tamamını okuyup dikkate alınız. Ve bu destek ve güvenlik sağlama görevlerini yapmayarak peygamberi üzenlerin akıbetinin de neler olacağını 57 ve 58. âyetlerden bakınız. Sakın konu ve pasaj bütünlüklerini bozmayınız

Bir düşünelim: Bu âyetler indiği zaman Sahabe-i kiram neler yaptı? Herkes bir köşeye çekilip “Allahümme salli ve sellim..” mi dedi? Yoksa varıyla yoğuyla, canıyla harekete geçip Allah yolunda Peygamberimize destek mi oldular, güvenliğini mi sağladılar?

Salavat getirmekle ilgili rivâyetleri inceleyiniz; râvilere ve rivâyetin yer aldığı kitaplara dikkat ediniz. Çoğu kastlı ihanetten kimisi de özendirme amaçlı cehaletten ortaya atılmış şeyler!

Şimdi manzaraya bir bakalım:

Allah,

– “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi destekliyorlar/ ona yardım ediyorlar/ onun için gerekeni yapıyorlar. Ey mü’minler! Siz de ona destek olun ona yardım edin/ onun için gerekeni yapın ve onun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayınız!” buyuruyor.

Biz de çıkmışız:

– Allahümme salli ala muhammed ve sellim..” Ey Allahım! Muhammed’e sen yardım et, gerekli desteği sen yap ve onun güvenliğini sen sağla….. diyoruz.

Ne büyük tezat/çelişki ve ne iğrenç küstahlık!

Bu hal, Maide suresi 20-26 daki konu içersinde 24. âyet: “ Dediler ki: Ey Mûsa! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Hadi sen git, Rabbinle birlikte savaşın. Biz şuracıkta oturacağız.”

Beniisrail ile Musa As.’ın vaziyetine benziyor mu benzemiyor mu? Bizimkisi biraz kibarca olsa da!

Allah ve melekler gerekeni sürekli yapıp duruyorlar: (yusallûne, fiilimuzâri sıygasıyla vârid olduğundan bu mânâyı mutazammındır.) Gerekeni yapacak olan, destek olacak olan, peygamberin güvenliğini sağlayacak bu işe çaba harcayacak olan, yerinde oturmayıp kalkıp kımıldayacak olan kısaca bu işle yükümlü olan biziz, biz mü’minleriz.

Peygamber bu gün aramızda olmadığına göre bu görevi destk ve güvenlik sağlamayı toplumda peygamberlik misyonunu (Rasülüllah`ın Medinedeki konumunu; Kur`an`ın tebliği ve tebyinini, İ,müslümanların devlet başkanlığı görevini) sürdüren kişi ve kurumlara yapmalıyız. Ama padişahım çok yaşa! diyerek değil. (Hakkı Yılmaz http://www.istekuran.net/salavatsoru.html )

This entry was posted on Cuma, Ocak 15th, 2010 at 17:11 and is filed under SALAVAT. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

There are currently 2 responses to “Salavat getirmek/salavatı şerife_Hakkı Yılmaz”

Why not let us know what you think by adding your own comment! Your opinion is as valid as anyone elses, so come on... let us know what you think.

  1. 1 On Şubat 29th, 2012, OSMAN AY said:

    SALATÜ SELAM VE SALAVATI ŞERİFELER (Bismillahirrahmanirrahim) .
    1-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin bi adedi ilmike.
    2-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina Muhammedin el-müştemili alel hakayiki.
    3-Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.
    4-Allahümme salli ala Muhammedin ve ala âli Muhammedin hatta yebka minessalati şey’ün, verham Muhammeden ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minerrahmeti şey’ün ve barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minel bereketi şey’ün ve sellim ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minesselami şey’ün.
    5-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina Muhammedin adede ma ehate bihi ilmüke ve ma cera bihi kelamüke.
    6-Allahümme salli ve sellim ala gayetil âlemine ve ayetil âlemine.
    7-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin kema yenbeği lişerefi nübüvvetihi ve li izami kadrihil azim.
    8-Allahümme salli ala men hatemte bihirrisalete ve eyyedtehu binnasri vel kevseri veşşefaati.
    9-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina ve nebiyyina ve habibina Muhammedin fil evvelin.
    10-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina ve nebiyyina ve habibina Muhammedin fil ahirin.
    11-Allâhümme salli alâ Muhammedin ve enzilhül münzelel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti
    12- Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve alel mü’minîne vel mü’minât vel müslimîne vel müslimât
    13-Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ emertenâ en nusalliye aleyh,

    14-Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûliken nebiyyil ümmiyyi.

    15- Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ hüve ehlühû, Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ tuhibbü ve terdâ lehû

    16- Salavâtullâhi ve melâiketihî ve enbiyâihî ve rusülihi ve cemîi halkihî alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âlihî ve aleyhisselâm ve rahmetullâhi ve berekâtühû.

    17-.Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede kemalillahi ve kema yeliyku bi kemalih.

    18-Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin adede ma fi ilmillahi salaten daimeten bi devami mülkillah.

    19- Allâhümme enzilhül mak’adel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti

    20 *Allahümme salli ala Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahim’e ve Musa ve İsa ve Yusuf ve Yahya ve Eyyüp ve Harun ve İsmail ve İshak ve Yakup ve İdris ve Süleyman ve Zekeriya ve Zülkif ve Hud ve Sit ve Salih ve Zülkarneyn ve Şuayp ve Hızır ve İlyas ve Davut ve Lokman ve Uzeyr ve Yunus ve Lut ve Yuşa ve Danyal ve Ehli beyti Mustafa ve ma beynehum minen nebiyyine vel mürselin, salavatullahi ve selamuhu aleyhim ecmain

    21*Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve zürriyyetihî ve ehli beytihi Mustafa ve ashârihi ve ensârihî ve muhibbîhi ve ümmetihî ve aleynâ meahüm ecmaîn.

    22-*Subbanallahi ve bihamdihi Subhanallahil azim, estağfirullahe ve etübu ileyh

    23-Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve tekabbel sefâatehül kübrâ ve erfe’a derecetehül ulyâ ve âtihî sü’lehû fil âhireti vel ûlâ kemâ âteyte Ibrâhîme ve Mûsâ.

    24- Allahümme salli ala Muhammedin ve enzilhül münzelel mükarrabe minke yevmel kıyameh*

    25-Allâhümme salli ve sellim alennebiyyin Muhammedin hattâ lâ yebkâ min salâtike seyün ve bârik alennebiyyin Muhammedin hattâ lâ yebkâ min berekâtike sey’ün verhamin nebiyye Muhammeden hattâ lâ yebkâ min rahmetike sey’ün.

    26-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede in’amillahi ve ifdalih

    27- *Allahümme lekel hamu la ilahe illa ente rabbi ve ene abduke , Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede in’amillahi ve ifdalih

    28-“Lâ ilâhe illellâhu adede kelimâtihi Lâ ilâhe illellâhu adede halkıhî Lâ ilâhe illellâhu zînete arşihi ,Lâ ilâhe illellâhu mile semâvâtihi Lâ ilâhe illellâhu misle zalike meahü vel hamdülillâhi misle zalike meahü,Allâhummeğfir li zunûbi”

    29-Allahümme salli ala Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahime ve Musa ve İsa ve Süleyman ve Davut ve Yahya ve Yakup ve Yunus ve Yusuf ve Sit ve İdris ve Hud ve Salih ve Zülkarneyn ve Lut ve İsmail ve İshak ve Eyüp ve Şuayp ve Harun ve Hızır ve İlyas ve Zülkif ve Lokman ve Uzeyr ve Zekeriya ve Yuşa ve Danyal ve Ehli beyti Mustafa ve ma beynehüm minen nebiyyine vel mürseliyn, Salavatüllahi ve selamühü aleyhim ecmain.Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedinil fatihi lima uğlika vel hatimi li ma sebeka ven nasırıl hakkı bil hakkı vel hadi ila sıratıkel müstekımi, sallellahü aleyhi ve ala alihi ve ashabihi hakka kadrihi ve mikdarihil azim.

    OKUNABİLİNECEK KISA DUALAR
    1-“Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimizi dînin üzere sâbit kıl.”
    (Yâ mukallibel kulûbi sebbit kalbî alâ dînike)
    2-Selamün kavlen min Rabbin Rahim. ..Rabbi inni mağlub.Fentesir ya Erhamerrahimin
    3-Allahümme lekel hamdü la ilahe illa ente rabbi ve ene abduke amentu bike muhlisan leke fi dini inni esbahtü (emsaytü) ala ahdike ve va’dike mesteta tü etubu ileyke min seyyi ameli ve estağfiruke bizunubilleti la yağfiruha ila ente
    4-Subhânallâhi ve bihamdihi. Subhânallâhil-azim.

    5-Hasbiyallahu la ilahe illa huve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbul arşil azim

    6-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehül hamdu yuhyi ve yumitu ve hüve hayyun la yemutu biyed’ ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir.

    7-La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim…..La İlahe İlla Ente Sübhaneke İnni Küntü Minezzalimin

    8-Subhanellahi velhamdülillahi vela ilahe İllallahu vallahü Ekber.Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim
    9-Allahümme ecirnî minennâr, ….. Estagfirullahi el Azim
    10-Allahumme inni es’elüke hubbeke ve hubbu men yuhibbüke….
    11-Allahumme el himniy rüşdi ve eızni şerre nefsi
    12-Kuddüs’ üt tahiru min külle suin .. Rabbin surni alal gavmil mufsidin
    13-İnnallahe la yağfiru en yüşreke bihi ve yağfiru ma dune zalike limen yeşa.
    14-Rabbi inni zalemtu nefsiy zulmen kebirya ve la yağfiruz zunube ila ente yağfirli mağfireten min indike verhamni inneke entel gafirur rahim

    15-Estağfirullah ellezi la ilahe illa Hu el Hayyul Kayyum ve etubu ileyh
    16-Yâ Hayyü yâ Kayyûm Birahmetike esteğisü. Fe’aslıhlî şe’nî Küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.
    17-Allahummeğfirli zenbi küllehu ve dikkahu ve cillehu ve evvelehu ve ahirehu ve ala niyyetehu ve sırrahu….Allahümmehşürna fi zümretis salihin….
    18-Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisanî yefğahu ğavli
    19-“Bismillahi alâ dînî ve nefsî ve veledî ve ehlî ve mâlî ve makami.”
    20-“Hasbiyellâhü lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül’arşıl’azîm.”
    21Bismillahirrahmanirrahim.Eûzu bi-afvike min ikâbike ve eûzu bi-ridâke min sahatike ve eûzu bike minke celle vechuke lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike.”

    21-BİSMİLLAHİLLEZİ LA YEDURRU MA’ASMİHİ ŞEY’ÜN FİL ERDİ VE LA FİSSEMAİ VE HÜVES SEMİÜL ALİM.. Rabbi inni lima enzelte ileyye min hayrin fağirun.
    22Vezkur abdenâ Eyyûbe, iz nâdâ rabbehû ennî messeniyeş şeytânu bi nusbin ve azâbin.
    23-Rabbi euzü bike min hemezeti’ş şeyatin ve eûzu bike rabbi en yahdurûn.

    24-Estagfirullah min külli ma kerihallah… Ve hıfzan min kulli şeytanîn mârid
    25-Şehidallahu ennehu la ilahe illa huvel melaiketü ve ulul ilmi kaimen bil kıst. La ilahe illa hüvel azizül hakim..
    26-Rabbi inni zalemtu nefsi zulmen kebiyra ve lâ yağfiruz zunûbe illâ ente, fağfirli mağfireten min indike, verhamni, inneke entel gafûrur rahîm.

    27-Allâhümmağfirli hatıyeti ve cehli ve israfı fi emri ve ma ente â’lemu bihî minni.

    28-Allâhümmağfirli hezli ve ciddi ve hatai ve amdi ve küllü zâlike indi.

    29-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehul hamdu yuhyi ve yumit ve hüve
    Hayyun la yemut. Biyed’ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir

    30- Sübhane Rabbiye’l-Azim…Semi Allahu Limen Hamide.. Rabbena leke’l-hamd..

    31-Allahümme yâ ğaniyyu yâ hamîîdu yâ mübdiu yâ mûîdu yâ rahîmû yâ vedûd. Eğninî bi halâlike an harâmike ve bi-fadlike ammensivâk.

    32-Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh (3 defa)

    33-Ferdün Hayyun Kayyumun Hakemün Adlun Kuddusun . (ve dua edilmeli)

    Ya Rabbi başta Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) olmak üzere bütün resul, nebi, elçi, evliya,asfiya ve onların iman etmiş ailelerine, ümmetlerine,sahabelere,tabiin ve tebai tabiine,Ehli Beyti Mustafa’ya, ailelerimize, sevdiğin kullarına,şehitlere,gazilere, mazlumlara,gariplere, yetim ve öksüzlere, akrabalarımıza,erenlere,şakirtlere,müritlere,cennet ehline,bütün alemlerdeki iman ehline,Senin rızan için çalışanlara,meleklere,zebanilere;Yarattıkların adedince,atomlar, rüzgarlar,moleküller,ışık huzmeleri, yağmurlar,karlar ,kumlar, yapraklar,sayılar,harfler, düşünceler,nesneler,ruhlar,nefesler,hareketler adedince,Seni tespih eden taneler adedince okunmuş Kuranlar,dualar,salavatlar ve Efendimizin Şefaatiyle birlikte Rabbim Senin Sıfatların büyüklüğünce selamımız ve hediyemiz olsun.El Fatiha

  2. 2 On Mart 24th, 2012, samet said:

    Anlam bakımından yozlaşmaya en müsait olan ve her türlü çekilebilecek kilit sözcük: Es-Salat. Bu sözcüğün Kur’an’da uygun yerlerde esasen ne anlam kazanacağını da cesaretle haykıran ilim adamısınız, belki tam anlaşılmadan veya kasıtlı hakaretlere de uğrasanız, Rabbim size muhakkak ecrini verecektir. Asla aldırmayınız bunlara. Dünyada 1 kişi bile Hakk dese diğerleri batıl dese o Hakk olanı söndüremez. Rabbim razı olsun sizden Hakkı Yılmaz.

Yorum Yaz